BÖLÜM 58

2.2K 134 51
                                    

🌵

"Bugün nasılsın Baran?" Doktorun ilgili ses tonu, Baran'ın yüzünü dikkatle incelememe neden oldu.

İki gündür yorgun olduğu için doktorlar onunla görüşmemize izin verilmemişti, bir sürü test yapılmıştı ve şimdi sonuçları açıklayacaklardı. Heyecanlıydım ama korkuyordum da.

Baran hiçbir şey söylemedi. Buse'nin dediklerine göre benden sonra kimseyle konuşmamış, boş bakışlar atmaya devam etmişti. Buse yalvararak ne konuştuğumuzu sorduğunda çok kötü hissetmiş, suçluluk duygusuyla her şeyi anlatmıştım.

Öfkelenmişti, yine gitmemi istemişti. Annem de çıldırmıştı, geri dönmemi ve konuşmamız gerektiğini söylüyordu. Burada kalacak yerim yoktu bu yüzden kısa süreliğine eve gitmem gerekiyordu. En kısa zamanda geri dönecek ve Baran ile ilgilenecektim.

"Pekâlâ..." diye mırıldandı doktor, Baran'ın bir psikolog ile görüşmesi gerektiğini söylemişti. Baran'ın eniştesi Hakan amca, bu konuyla ilgileneceğini söylemişti.

"Raporlara göre oldukça güzel haberler vereceğim sizlere." Heyecanla ceketimin cebini sıktım.

"Geçiçi olarak felçsin, tedavilerle beraber en kısa zamanda iyileşeceksin inşallah. Aynı şekilde hafızanı da geçici olarak kaybettiğini tespit ettik. Kendini yormaya gerek yok, zamanla ufak ufak çağrışımlar sayesinde hafızan yerine gelecektir. Ama bu uzun da sürebilir, tamamen sana bağlı." Gülümsedi.

"Bugün taburcu olabilirsin, tekrardan geçmiş olsun. Son kontroller için Ayşe Hanım'ı göndereceğim." Hepimize bakıp tebessüm ettikten sonra kapıya yöneldi, Baran'ın gözlerini üzerimde hissederken ona döndüm.

Buse hızla Baran'ın yanına gitti. "Ankara'da daha fazla kalmana gerek yok, bizimle geleceksin. Her zaman yanındayım, lütfen bana bir cevap ver."

Baran kaşlarını çattı. "Ben burada kalacağım."

Kerem yanıtladı. "İyileşince yeniden gelirsin, seni tek bırakamayız." Baran bir şey demedi, bu kadar sessiz kalması hepimizi üzüyordu ama ben onu anlıyordum. Bizden çekiniyordu.

Bir anda tüm hayatını unutmuştu, kime güveneceğini şaşırmıştı.

Doktorun dediği gibi Ayşe hemşire geldiğinde Baran hâlâ bana bakıyordu, bu kadar çok bakması hem kalp atışlarımı hızlandırıyor hem de rahatsız hissettiriyordu. Bakışları suçlayıcı ya da iğneleyici olmasa bile anlamlandıramadığım bir şekilde bakıyordu.

Kimse ne konuşacağını bilmediğinden sessizce hemşireyi izledik, Ayşe Hanım gülümsedi. "Geçmiş olsun, taburcu olabilirsiniz."

Sessizlik bozulmadı, hemşire de sessizce çıktığında Buse öksürdü. "Ben birazdan geleceğim." diye mırıldandı ve o da çıktı.

Ege Melih'e göz kırptı, Melih karnını tuttu. "Ben acıktım, Ege benimle gelsene." Gülmemek için dudaklarımı ısırdım, Baran ve beni yalnız bırakmaya çalışıyorlardı. Şapşallar.

Kerem elini ensesine attı. "Ben de... Ben tuvalete gidiyorum." Kaçar gibi üçü de odadan çıktığında Baran tuhaf tuhaf arkalarından baktı.

"Ne diye yapacakları eylemleri söylediler? Hesap istedik sanki..." Dediği şeyle beraber kahkaha attım, aslında dedikleri komik değildi ama yüz ifadesi çok komikti.

Gülmeyi kestiğimde Baran'ın tebessümle beni izlediğini fark ettim, yanaklarım kızarırken eski yüz ifadesine döndü. "Aç mısın?" diye sordum usulca.

"Kantinden bir şeyler ala-"

"Hayır, değilim."

"Peki, ımm.." Tedirgin olmuştum, onunla yalnız kalınca elim ayağım birbirine giriyordu.

"Bana her şeyi ne zaman anlatacaksın?" diye sorunca dondum. Diyecektim ama bunun sırası değildi, hastane ortamında konuşmak istemiyordum.

"Anlatacağım ama hastane ortamında olmaz."

"Sen Ankara'da mı kalacaksın?"

"Hayır, dönmem gerekiyor. Sen de dönüyorsun zaten, burada kalsaydın geri dönecektim."

"Dönecek miydin?" diye sordu şaşkınca. "Okulun yok mu senin?"

Gülümsedim. "Var ama bir şekilde halledecektim onu." Onunla normal şekilde konuşmak beni daha iyi hissettirmişti.

Benimle çok fazla konuşuyordu, gün içinde bu kadar konuştuğuna şahit olmamıştım.

"Bana telefon numaranı verir misin?" diye sordu, şaşkınca ona baktım.

"Ne?"

"Seninle konuşmak istiyorum." Kalp atışlarım hızlanırken tebessüm etti. "Sen demedin mi, kalbinin sesini dinle diye?"

🌵

Ya Baran seni ısırabilir miyim??

Selaam. Bölüm atmayınca öldü sanmayın üğşlwmdldmdld iki hafta buralarda yokum idare edersiniz inşallah :') Bir ya da iki günde bir, kısa bölümler atmaya çalışacağım. Bu bölümü bile zar zor yazdım...

Bölüm beklerken Karanlık Prens'e bakabilirsiniz, fantastik romantizm seviyorsanız. Onun bölümleri hoaaay maşallah yani. Çok uzun öşlwnxldmfldkfld

Başka texting okumak isterseniz de Unuttun mu beni'ye bakabilirsiniz :*

Kendi reklamını yapmayan da ne bilim :d

Görüşmek üzereee, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayalım.

ELZEM | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin