BÖLÜM 37

2.4K 124 47
                                    

Sıkıntıyla iç çekip telefonu çantama koydum, garson içeceklerinizi getirmişti. Meyvesuyumdan birkaç yudum alırken Ege ve Kerem mekânın girişinde gözüktüler. Melih eliyle burayı işaret ederken gözlerini onlardan kaçırdım.

Melih bana döndü. "Senin suratın niye düştü?" Omuz silktim. "Burası bana sıkıcı geldi."

Yan tarafta konuşulan konuya kulak misafiri oluyordum, Kerem yanıma oturdu. Ege de Melih'in yanına oturduktan sonra alayla Melih'e baktı. "Ee bulabildin mi kızı?"

Melih suratını hafifçe düşürdü ve kafasını iki yana salladı. "Hayır." Yüzünü ellerinin arasına aldı. "Bulamayacağım. Mecburen karşıma çıkmasını bekleyeceğim."

Kerem'in bakışlarını üzerimde hissediyordum, ona baktım. Ege bana seslendiğinde bakışlarımı kaçırdım. "Sen hâlâ tripli misin?"

Kollarımı göğsümde topladım. "Suçunu anlamış olmanı umuyorum."

Melih şaşkınca beni dürttü. "Ne oldu lan?" Kerem koltuğa yaslandı ve tavana bakarken mırıldandı. "Bu ne boktan bi' parti."

Ege iç çekti, gözlerim ısrarla ona bakmayı reddediyordu. Melih olanları anlamadığı için koltuktan kalktı ve üçümüze de tepeden baktı.

"Lan size ne oluyor?" Kolumdan tuttu, beni kaldırmaya çalıştı. "Sude kalksana!"

"Oturmaya mı geldik?" Kerem'in arkasına geçti ve saçını çekmeye başladı. "Tabi sıkılırsın lan kalk da dolaş ortalıkta!"

Kerem kaşlarını çattı, elleriyle Melih'in bileğinden tuttu ve onu kendinden uzaklaştırmaya çalıştı. "Beni rahat bırak Melih."

Melih bana göz kırptı ve Kerem'in kulağına eğildi, bir şeyler söylerken Kerem'in kaşları havalandı. "Ne diyorsun oğlum sen?"

"Hadi abicim, hadi. Bunu merak ettiğini biliyordum." Kerem ayağa kalktı, kaşlarım havalanırken ikisi arasında bakışlarımı gezdirdim.

Melih bize dönüp gülümsedi, elini ensesine atarken Ege'ye göz kırptı. "Sizi biraz yalnız bırakmak zorundayız. Bir işimiz var, beş dakikaya geliyoruz."

Ege tebessüm etti. "Mallar..." diye mırıldanırken Melih, Kerem'i kolundan tutup uzaklaştırıyordu. Kerem'in elinin tekinin yumruk olduğunu gördüm. Neler döndüğünü merak etsem de Ege'ye dönmemekte kararlıydım.

Kerem'in, Melih'e sinirle bir şeyler söylediğini görüyordum. Melih ise tedirgince onu mekanın dışına çıkartıyordu. Ege sesli bir nefes verdi ve koluma dokundu. "Sude.."

Kolumu çektim ve ters bir bakış attım. "Ne var?"

"Yapma lütfen." Ellerini saçından geçirirken ofladı. "Niye her şey bu kadar zor ki ulan?"

"Zor olan ne?" diye çıkıştığımda sustu.

"Sude eskisi gibi olmak istiyorum." Sinirle kahkaha attım ve sonunda ona döndüm.

"Ben de eskisi gibi olmak istiyorum ama sen buna engel oluyorsun Ege!" İşaret parmağımı gözüne tutarak tehditkarca ona baktım.

Gülümseyerek parmağımı tuttu, kaşlarımı çattım. "Sinirlenince çok komik oluyorsun."

O an sinirle saçlarına asıldım. "Ne yapıyorsu- Ah!"

"Bir şeyi de benden saklamasan olmaz mı?" Ege bileğimden tuttu ve şaşkınca bana baktı. "Saçımı bıra-"

Bize dönen bakışları görünce kendimi geri çektim, sinirle ona bakarken tebessüm ederek bana bakıyordu. Bakışlarımın dozu arttığında yüzünü ciddi ifadeye bürüdü. "Evet, eskisi gibi olalım."

ELZEM | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin