BÖLÜM 60

2.2K 114 55
                                    

Ben geldimm :')

Yeni kapağımız nasıl olmuş üşöslekfmflv

🌵

Gergince zile bastıktan sonra geri çekildim ve beklemeye başladım. Bugün Baran'ı doktoruna götürecektim ama erken gelmiştim, her şeyi konuşacaktık. Ama bunu nasıl becereceğimi düşünüp duruyordum, Baran benden nefret edecekti. Bunu göze alarak diyordum çünkü her şeyi hatırladığında her şey daha berbat olacaktı.

Ona nasıl diyecektim her şeyi?

Kapı açıldığında tedirgince karşımdaki Buse'ye baktım, bana olan öfkesi ve nefreti hiç dinmeyecekti. Haklıydı, bu yüzden bir şey diyemiyordum. O da bana bağıramıyordu çünkü Baran, sadece benimle konuşuyordu. Buse ile pek konuştuklarını zannetmiyordum. Bunun nedenini ise bilmiyorum, sanırım kendini bana daha yakın hissediyordu.

"Odasında." dedi keskin bir sesle. Ters bakışlarını üzerimden çekip kapıyı açık bıraktı, içeri girdim. Odasının yerini de söyleseydi keşke, diye düşünürken arkasını döndü.

Çatık kaşlarıyla beni süzerken sertçe konuştu. "Yukarıda sağdan ikinci kapı." Karnım stresten ağrımaya başlamıştı, kalp atışlarımı kendim bile duyabiliyordum.

"Kaçta doktora gitmesi gerekiyor?" diye sordum çekingen bir şekilde. Çekinme nedenim o değildi, yabancı bir yere gidince herkesten çekiniyordum.

Baran'ın attığı son mesajdan sonra ona her şeyi anlatma vaktimin geldiğini söylemiştim, terapiye gitmeden önce konuşmak istemişti. Bu yaptığımın doğru olup olmadığını bilemiyordum. Ama söylemezsem her şey daha kötü olacaktı, bundan emindim. Zamanlama konusunda tereddütlerim vardı, Baran üzerime geliyordu.

Bir şey demeden merdivenleri tırmandım, Buse'nin annesi ya da babası ile karşılaşmamak tedirginliğimi azaltmıştı. Evi çok fazla incelemedim, sağdan ikinci kapıya ulaştığımda nefesimi tutarak kapıyı tıkladım.

Baran'ın "Gir." demesiyle karnıma keskin bir ağrı saplandı. Kendimi iyi hissetmiyordum, suçluluk hissi beni mahvediyordu. Başından beri bu kadar kör ve aptal olmama sinir olmuştum, popülerlik artık umurumda bile değildi.

İşlediğim kabahatin ağırlığını omzumdan atamıyordum. Yavaşça kapı kulpunu tuttum ve içeri adım attım, Baran pencerenin dibinde gitar çalıyordu. Gözlerimin yandığını hissedebiliyordum, suçluluk hissi yine omuzlarıma çökmüştü.

Ben ses vermeyince çalmayı bıraktı. "Ne oldu Bus-" Kafasını çevirince beni gördü, tuhaf bir şekilde beni izledikten sonra dudaklarında minik kıvrılma oluştu. "Hoş geldin. " Benim aksime çok sakindi, yine de onun da tedirgin olduğunu biliyordum.

"Hoş buldum." dedim zorla çıkarttığım sesimle. Gözlerimi alta, ssandalyesine çevirmiyordum; bunun onu kötü hissettireceğini biliyordum. Dışarı ya da hastaneye gitse acıyan bakışların hedefi olmak onu üzüyor ve kırıyordu.

Gözlerini kaçırdı. "Otursana." Çok tuhaf bir durumun içerisindeydik, dediğini yapıp oturdum.

Bir anda konuya mı girmeliydim? Derin nefes aldım ve "Çok güzel gitar çalıyorsun." diye mırıldandım. Omuz silkti. "Çok da iyi değil, notaları unutuyorum. Boş boş oturmaktan sıkılınca bu aktiviteye yöneldim."

Tebessüm ettim. "Sıkıldığında ya da istediğin zaman bana yazabilirsin." Yatağının üzerine oturdum, bakışları yüzümde dolaştı.

"Gergin olduğunu biliyorum." dedi sakince. Bakışları tuhaflaştı. "Seni zorladığ-"

"Hayır, zaten anlatacaktım." dedim.

Ellerini saçlarında geçirirken göz göze geldik. Yanaklarım kızarmaya başlamıştı, ona her baktığımda eski günlerimiz gözlerimin önüne geliyordu. "Bak," diye mırıldandı.

ELZEM | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin