Diyorlar ki korkar mısın ölümden! İnsan hiç korkarmı yaşadığı onca yalandan sonra tadacağı tek gerçekten!
"Ben gidiyorum!" Çağlar, evden öfkeyle çıktı. Dün akşam olanlardan sonra mı artık bilmiyorum? soğuk davranıyordu. Çağlar, bana beni sevdiğini söyleyip benimle olmayı istemiş ve beklentiye girmişti. Ne kadar çok istesem de korktum ve böyle birşeye hazır değildim. Onu reddettim.
İki saat sonra annemler gelecek ve ev dağınıktı. Çağlar gider gitmez etrafa saçılmış elbise ve eşyaları toplayıp, evi tamamen temizledim. Bütün işim bitince odama geçip yeni başladığım kitabı okumaya devam ettim.
**** **** ****
Akşam yemeğine, teşekkür mayetinde annem ve babam Çağlar'ı davet etmişlerdi. Elinde iki çikolatalı gofretle içeriye giren Çağlar gofretleri Zehra'ya uzattı. Sanırım diğeride benimdi ama gururu ona engel olmuştu.
"Ooo, hoşgeldin Çağlar!" Babamın sesiyle yemek tabağında desenlere odaklı gözümü Çağlar'a çıkardım. Çağlar, beni görmezden gelerek masaya oturdu.
"Bizim kız sana zorluk çıkarmamıştır umarım!" Babam gözleriyle beni işaret ederek konuşmuştu.
"Tam bir keçi inadı var." Çağlar'ın cümlesiyle hepsi birden kahkahalarla gülmeye başladığında, Çağlar,'ında dudağı yukarı kıvrıldı.
"İnatçıdır benim kız!" Dedi annem kaselere corba doldururken. "Erkek gibi yetiştirdi babası. İnatmıdır ne artık, bir elbise giydiremedim, okula bile pantolonla gidiyor."
Zehra ağzına doldurduğu gofretle konuşmaya dahil olurken ağzından saçtığı gofret parçalarıyla anlamsız sözler de çıkmıştı.
Gözlerimi kısıp Zehra'ya baktım. Kıkırdayarak kaçtı. Sinirlenmiştim artık."S-si-zin başka işiniz yo-yo-k mu?"
Masadan hızla kalkarken masa biraz sarsıldı. Çağlar'dan kısık bir "yavaşşş!" sesi duysamda önemsemedim. Söylene söylene banyoya geçtim. Dişlerimi fırçalayıp, duş aldım. Yemek masasında hâlâ kahkahalarla konuşan annem, babam ve Çağlar'ın yanından odama geçerken hala benim hakkımda konuşuyorlardı. Çağlar'ın ise gözü başımdaki havluya kaydı, gülüşü muzipçe büyüdü. Odama geçip üşüdüğüm için sıcak birşeyler geçirdim üzerime. Yatağa oturup telefonumdan oyun açtım.
**** **** ****
Pazar günü, Şeyda ile dışarı çıkmak gibi bir planımız vardı. Hava kapalı ve yağmur çiseliyordu. Bu nedenle planımızı iptal edip pencereden kahve eşliğinde yağmuru izlemek daha cazip geldi. Yağmurun intiharları toprakla birleşince yaydığı o mükemmel kokuyu içime en derinime çektim. Oda öyle kokuyordu. Üzerinde başka aromada vardı fakat yağmurdan sonraki toprak kokusunu bastıramıyordu.
****
Sabah, annemin sesiyle gözümü araladım.
Her gün robotlaşmış rutin hazırlıklarımı yapıp evden çıkarken, kapının arasına sıkıştırılmış elektrik faturalarına gözüm ilişti. Kapıyı çalarken, faturaların önüne arkasına bakındım. Biri bizim faturamızdı, diğeri ise Ali isimli kişiye aitti. Annem kapıyı açtığında elimdeki faturaları uzattım. Birini alırken diğerine gözü değdi."O kimin kızım?" Annem elimde kalan faturayı işaret ettiğinde dudak büktüm.
"B-bilmiyorum, yanlış g-gelmiş sa-n-nırım."
Anneme elimdeki diğer faturayı da verip Şeyma'yı bekletmeden aşağı indim.
Okulda, pazartesinin verdiği kargaşa sebebiyle yüzümüzü mayıştırdık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BABAMIN GÜNAHI
Teen FictionZeynep, gecenin bir yarısı Gözde'nin yardımıyla annesini aramış korktuğu gibi babası çıkmıştı telefona. Konuştular, ağladılar, güldüler. Zeynep güldü sonunda! Uzun sürmesede gülmüştü. Mutluluk o'nun için kelebeğin ömrü kadardı bir saatlik yada bir...