25 - "Yabancı"

578 17 0
                                    

Hastaneden çıktığımız ilk anda kırmızı ışığa takıldık. Araçların ilerlemesi ile beraber sağ tarafta olan kazaya bakarak yorum yapıyorduk ki arabanın ön kaputundan dumanlar çıkmaya başladı. Gözde arabayı sola çekerken bir taraftanda söyleniyordu. Sinirle arabadan inip başını eğip bana seslendi.

"Zeynep, sen kal ben bir bakayım şuna." Başımla onay verip geride kalan kazaya odaklandım. İki tane ambulans ve birkaç tane polis olaya müdahale ederken arabaların etrafında toplanan insanlar seyirci yerlerini almışlardı. Bir iki dakika sonra kaputun önündeki Gözde'ye başımı çevirdim. Gözde motordan yükselen dumanı elleriyle yelpaze yapıyor bir taraftanda çıkan dumanın kaynağını arıyordu. Arabanın arka kapısına geçti. Arka koltuktaki çantasına uzanıp telefonu çıkardı ve dudaklarını dişleyerek sanırım rehberde bir numara arıyordu. Kimi arayacağını karar verememiş gibi elini beline yerleştirip dudaklarının arasından bir nefes bıraktı bıkkınlıkla. Kaşlarını kaldırıp gözlerini yumdu. Ellerini serbest bırakıp telefonu direksiyonun üzerine koydu.

"Zeynep, kuzum sen taksiyle eve dön ben şunu bilen birisine gösterip eve dönerim. Okay!"

"Bende kalıyım seninle, hem ne yapacaksın tek başına!?" Diye usteledim.Önce sağına sonra soluna göz atıp beni tekrar buldu bakışları.

"Canım yalnız olmayacağım Ali'ye mesaj attım. Birazdan burada olur gel  sana bir taksi çevirelim."

"İyi madem öyle olsun!" Diye arabadan indim. Beyaz bir sedan'ın arkasından gelen taksiyi işaret ederek durdurdu. Ben taksinin arka koltuğuna yerleşirken Gözde evin adresini verdi. Gözde'ye gülümseyip başımı salladım.
Evin önüne gelip durduğumda Ali arabası ile önümüzden geçti. Tabiki Gözde'nin yanına gidiyordu. Taksiden inmeden çantamdan 50 tl çıkarıp 38 küsur tutan parayı ödeyip üzerini alıp taksiden indim. Eve geldiğimde zile bastım.  Kapı açıldığında acele edip basamağa attığımı sandığım ayağım, boşta kalınca kalçamın üzerine düşmekten kollarımdan sert bir elin tutması sayesinde kurtuldum. Başımı kaldırıp beni tutan ellerin sahibiyle gözgöze geldim. Kimdi bu adam? Yanlış mı gelmiştim?

Kaşlarımı çatıp omzumu silktim. Beni tutan bu adamın kollarından kurtulunca.

"İyimisin?" Dedi bu yabancı ciddiyetle.

"Evet!" Dedim tekdüze bir cevapla. Bir beklenti ile kapının girişini kaplamış önümden çekilmesini beklerken Tarık'ın merdivenlerden inişine kaydı gözüm. Benim bakışlarımı takip eden önümdeki bu yabancı Tarık'a baktı.

"Abi bir bakarmısın?" Tarık'a abi diyen bu yabancı Tarık'ın bize yaklaşmasıyla baştan aşağı beni süzerken Tarık, adamın yarım tuttuğu kapıyı sonuna kadar açtı. "Geç!" dedi emrivakiyle hizmetçisi var karşısında sanki.

"Abi kim bu?" Dedi yabancı yarım ağız gülerken sapık olduğu bakışları ve bana sunduğu gülüşünden belli oluyordu.

"Yeni hizmetli! Deneme sürecinde daha." Sinirlerim kat ve kat artarken yabancı adam söze daldı.

"Ooo, böyle güzel bir hizmetli ilk defa görüyorum." Son görüşün olur inşallah!
Tarık'a çatık kaşlarla bakarken yabancı devam etti.
"Çok da haşinmiş eğitilmesi lazım!" Kaşlarım bir milim oynamazken bakışlarımı bu yabancıya çevirdim.

"Allah için eğitsene beni!" alaycı ve bir o kadar öfkeli sesimle. Tarık'ın eli yine cebine giderken alayla konuştu.

"Doğru söylüyor Genco, lütfen eğit onu!" Elimi belime yerleştirip dudaklarımı birbirine bastırarak sahte bir gülümsemeyle Tarık'a baktım. Baya baya eğleniyordu.

"Eğitim vermen için önce ismimi öğrenmen gerekmezmi? Ben Zeynep!" Sinsice Tarık'a bakıp gülümsedim. O'da aynı şekilde bana gülüyordu.

"Memnun oldum Zeynep, ben Genco!" Uzattığı elini sıktım Tarık'tan gözümü ayırmazken. Genco ile biz hâlâ el ele iken içeriye Gözde girdi. Topuklu ayakkabıları yere tok bir ses bırakırken hızlandırdığı adımlarını Genco'ya yönlendirdi. Kaşlarını havaya kaldırıp Genco'nun sağ kulağından tutup asıldı.

"Senin ne işin var burada? ben sana ne dedim? gözüme görünme dediğimi hatırlıyorum!" Genco asılınan kulağına yükselip yüzü acı bir ifade alarak kendini savunmaya başladı.

"Apla apla dur acıdı!"

"Acısın diye yapıyorum zaten şapşal!" Onların bu haline kıkırdadığım sırada Genco'nun bakışları beni buldu. Yüzü acıyla boğuşurken gülmeye çalışıyordu. Odama yöneldiğim sırada benim bu hareketimi yanlış anlayan Gözde, elini kaldırdı.

"Zeynep sen karışma görmedin mi dün beni nasıl koşturdu arkasında!?" Şaşırmış halde Gözde'nin sözlerine takıldım. Aynı şekilde Tarık'ta şaşırmış duruyordu. Genco, Gözde'nin elinden kurtulup kızaran kulağını tuttu.

"Sendemi birini yaraladın!?" Şaşkınca sorduğu soruya Tarık gülerek cevap verdi.

"İnanırım yapmıştır!" Tarık'ın imali konuşmasına Gözde yapmaması gereken birşey yaptı.

"Hayır!" dedi elleri göğsünde birleşip ayaklarını yayarken "Babası birini yaralamış." Genco hiç birşey anlamazken Tarık aynı imalı gülüşüyle hep arkasına sığındığı ön yargısına başvurdu.

"Babası..." Dedi alt dudağını alayla bükerken.
"Benimde böyle bir kızım olsa yaralamayı bırak seri katil olurdum." İma ettiği şey bariz ortadaydı. Asla bıkmayacaktı. Ama anlayamadığım şey onun gözündeki gibi biri olsam bu onu neden ilgilendirsin ki....
Ona tisintiyle bakıp odama yöneldim. Arkamdan gelen Gözde kapıyı kapatıp durduğum pencerenin yanına geldi. Elini önünde birleştirip mahcupça dudaklarını birbirine bastırdı.

"Özür dilerim. Söylememeliydim. Kızdın mı?"

Hafifçe gülümseyip göğsümde bağladığım ellerimi çözüp elini tuttum. Başımı salladım

"Hayır!" Dedim. Gözde rahatlarken, elimin arasındaki elini sıyırıp saçıma koydu.

"Bu muhteşem birşey değilmi?!" Dedi gözü gökyüzündeki dolunaya daldığında,

"Evet bu günde her zaman ki gibi çok güzel parlıyor."
Sesli bir şekilde gülümsedi.

"Ne oldu?" Dedim. gülümsemesine karşılık.

"Evet, ona karanlığım demeyi bırakırsan doğuncada böyle güzel parlayacak!" Oysaki ben dolunaydan bahsettiğini düşünmüştüm. Ama o benim karanlığımın İncisinden bahsediyormuş.

"Karanlığımın incisi..." dedim ellerimi karnımda gezdirirken. O benim en zifiri karanlığımda ortaya çıkan tek ışığım. Belkide hayata tutunma sebebim olacak.
Şimdinin hesabını tutamazken geleceğin ayarlarını kurcalıyordum. Doğunca ondan ayrılmayı, onu benden ayrı tutmayı istiyordum. O benim içimde yer edinmişken sadece onun masumiyeti konu alınıyor Benimse ruhumu işgal ediyorlardı.
Sevebilecek miyim onu?  Doktorun söylediği gibi anne olabilecek miyim ona? atan kalbi beni heyecanlandırmıştı oysaki... eğlenecek, gülecek, mutlu olacak ve ben bunların hepsinin cevabını verebiliyorum artık.

'Güleceksin, mutlu olacaksın! Belki ağlayacak, üzüleceksin! Ben varken yada yok olsamda! Birgün elbet tadacaksın bu duyguları! Şimdi tek amacım seni korumak herşeyden herkesten en çokta karanlığı bana tattırandan!'

B. S.

❣️❣️❣️

BABAMIN GÜNAHIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin