Ne zaman uyuduğumu hatırlamadan açtım gözlerimi. Ben bazanın üzerindeyken Gamze yer yatağında yatıyordu. Yataktan kalkmak üzereyken evin dışından uğultular yükselmeye başladı. Kaşlarımı çatıp gelen sesleri dinlemeye başladım. Sevgi teyzem ve Üzeyir eniştemden geliyordu en fazla ve yüksek ses birde polis sirenleri eklendi bu seslere.
Hızla yataktan kalkıp odadan dışarı çıktım. Evde kimseler görünmüyordu. Oturma odasının penceresinden dışarı baktım. Teyzem dizlerini döverken annem ve halam onu yatıştırmaya çalışıyorlardı. Üzeyir eniştem ve halamın kocası olan Mustafa eniştem gelen polis ekiplerine eli belinde birşeyler anlatmaya çalışıyorlardı. Korkmuştum bu denli büyük ne olmuş olabilirdi ki böylesine çaresiz görünüyorlardı. Perdeyi kapatıp adımlarımı dışarı yönlendirdim. Apartmandan aşağı dikkatlice inip annemin yanına gittim.
"Anne, hala.. Ne oldu?" Annem ve halam benim sesime dönerken Sevgi teyzem yere bakan başını kaldırıp ağlamaktan kırmızıya dönmüş göz beyazlarıyla öfkeyle gözlerimin içine baktı.
"Yılan, yılan daha düne kadar bişey yoktu bu mahallede, sen geldin düzenimizi bozdun. Senin yüzünden bütün emeklerim heba oldu." Dedi teyzem ayağa kalktı. Teyzem neden bana böyle söylüyor anlamadım. Annem susmasını istesede durmuyordu. Halam ise evinden çalınan altınların benimle ne alakası olduğunu soruyordu. Teyzem yeniden beni hedef aldı.
"Bu yılan varya kendi musibetini buraya taşıdı!" Kolumdan hızla tutulup arkama savrulurken annemin hamlesiyle son anda düşmekten kurtuldum.
"Al seher kızını git buradan bu karnındaki p*çi de nerede yaptıysa orada doğursun kendi belasını götürsün üzerimizden." Annemin kardeşinden ve abi diye gördüğü kardeşinin eşinden bunları duymak onu çok üzmüştü. Annem, teyzemin kolundaki elini bırakıp gözyaşlarını silerek benim belimden tutup halamın evine doğru yönlendirdi.
"Gel kızım, toparlanıp gidelim!" Apartman girişine geldiğimizde polisin sesiyle başımızı arkaya polislere çevirdik.
"Hanımefendi bir saniye..." Polis, annem ve bana doğru adımlarını hızlandırıp yanımızda durdu.
"Evet?" Annemin cevabı üzerine polis arkasını dönüp diğer polis memuruna el işaretiyle 'gel!' dedi.
"Şöyle geçelim! Sevgi hanım yiğeninizdenmi şüpheleniyorsunuz?" Teyzem bize nefretle bakıp başını olumlu anlamda salladı.
"Evet memur bey! Bu şeytan daha dün geldi başka ne düşünebilirim ki?"
"Bakın hanımefendi! Varsayımlarla bir insanı... Bir saniye..." Teyzem üzerimize atılmaya devam ederken polis memuru el işareti yapıp durdurdu. "...Yargılayamam! Bana emin olduğunuz, gözünüzle gördüğünüz birşey varsa öyle konuşun!" Adımlarını hızla bize doğru atan Üzeyir eniştem çatık kaşlarını bir milim oynatmadan yanımızda bitti.
"Bu kız musibetli! Baksanıza şunun karnına tecavüzden diyorlar ama ne belli kendini oynattırmadığı?" Eniştemin acı dolu konuşmasına gözlerim dolarken annem hırçınlıkla tısladı.
"Derdin ne senin abi? Senin evinde çalınan altınlarla benim kızımın acısının ortak noktası ne? Pencerenizi, kapınızı kilitleseydiniz. Kendi sorumsuzluğunuzun üzerini kapatmak için benim kızımın adını, acısını ortaya atmayın. Sevgi senin gibi bir kardeşim yok artık. Allah belanızı fazla vermemiş ki hala aranıyorsunuz!"
"Sakin olun hanımefendi!" Polisler güvenlik kamerasından birşey bulma umuduyla yöneticinin dairesine yöneldiler. Halam oturduğumuz yerden annemi sakinleştirmeye çalışırken bir taraftanda bana bakması için dirsek atıyordu.
"Gel kızım dengesiz onlar karılı kocalı dinleme söylenenleri..." Halam annemin koluna girerken eniştem benim kolumdan tutup eve girdik. Annem hala ağlıyordu. Üzülmüştü elbette. Kızına söylenen sözleri kaldırmak kolay değildi. Ben zaten alışmıştım. En başından beri ön yargı kullanıp saldırıya geçenlere. Herkesin söylediği 'Kendi istemiş yada çok istekliymiş tarzda şeylerdi bazıları ise kime koklattırdıysan kendini bizede ucundan ver' gibi saçma sapan dolu sözlerdi. Diyorum ya alıştım ama hala koyuyor bir yerde. Bir insanın acısını anlamak için onun çektiği acıyı çekmek zorunda değil. Yada kan bağım olmasına gerek yok. Gönül bağı! Halam, eniştem, Gözde, Ali vs. vs... Kan bağım yoktu. Benim annemden başka üveyde olsa kardeşimden başka kimseyle bir kan bağım yok. Hiç birşeyim olmadığı halde koruyan insanlar girdi hayatıma. Tesadüf yada şans ismi ne olursa olsun o güzel insanlar benim hayatımda. En önemlisi de kalbimde bir yer ayırdılar kendilerine. Ne kilite ihtiyacımız var nede bir ipliğe. Biz gönülden bağlıyız birbirimize. Saygı, sevgi, şevkat, değer ve özveri bizim ihtiyacımız olan aramızdaki koruduğumuz şeylerdi.
B.S.
❣️❣️❣️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BABAMIN GÜNAHI
Teen FictionZeynep, gecenin bir yarısı Gözde'nin yardımıyla annesini aramış korktuğu gibi babası çıkmıştı telefona. Konuştular, ağladılar, güldüler. Zeynep güldü sonunda! Uzun sürmesede gülmüştü. Mutluluk o'nun için kelebeğin ömrü kadardı bir saatlik yada bir...