Akşam olduğunda ben ve Zehra eski kaldığım odada yatıyorduk. Annem gittikten yaklaşık bir buçuk saat sonra beni arayıp babamla konuştuğunu beraber bir sonuca vardıklarını anlatmıştı. Sonuç ne bilmiyorum? Yarın sabah annem buraya gelince anlatacak umarım hepimizin yararına bir çözüm bulmuşlardır.
Babam hapiste, annem ise şu anda evde tek başına kalıyor Zehra'yı almak istedi bende gitmek istedim. Benim gelmeme izin vermeyince Zehra'da gitmek istemedi. Bizim birbirimize ihtiyacımız vardı. Aile kavramı zaten böyle birşey değilmi? Birlikte olmak bir olmak. Birlikte gülüp birlikte ağlamak. Bir kişi eksilince herkese aynı derecede verir eşit dağılım sağlar aile olmak. Kim olursa rengi, zevki, yaşı, boyu, geliri gideri nasıl olursa aile sevginin birliğin karşılığıdır. Düşünmeyi bir kenarıya bırakıp uyuyan kardeşime sarılıp gözlerimi kapattım."Anne su!"
Zehra uykulu uykulu sayıklıyordu. Dirseklerimin üzerine yükselip Zehra'nın başını okşadım."Zehra aplacığım noldu?"
"Apla, su katarmısın?" Dedi Zehra gözlerini acamiyordu. Mutfağa gidip masanın üzerinde duran cam sülahiden bir bardağa su doldurup odaya geri döndüm. Zehra'yı uyandırıp suyunu içirdim. O yerine geri yatarken yastığımın altından telefonumu çıkarıp saate baktım. 06:12 yerime yeniden uzandım. Uykum açılmamıştı henüz ve geri uykuya daldım.
Rüyamda kulağıma müzik sesi geliyordu. Ama ne şarkısı kimin şarkısı bilmiyorum böyle eğlenceli, hararetli müziklerden.
Durduğum alandan aşağı hızla düştüm. Refleksle gözlerimi araladım yatağımda olduğumu anlayıp bir oh çektim. Zehra telefonumdan bağımlısı olduğu oyunu açmış oynuyordu. Tanıdık gelen müzik sesi rüyamda gelen müzik sesiymis. Yani oyunun müziği rüyama girmiş. Gülümseyip kardeşime baktım. Oyuna iyice kendini kaptıran kardeşim orada oyunu nasıl hareket ettiriyorsa kendiside aynı hareketleri yapıyordu.
Dizlerinin üzerine yükseliyor, yana eğiliyor ve daha çok örnek verebilirim. Yatakta oturur pozisyona gelip Zehra'nın elinden telefonu hızla aldım.
Elleri boş kalan Zehra hala eline bakıyordu.
Oyunu kapatıp telefonu yerine koydum."Apla sonuna gelmiştim!" Başını büken Zehra dudaklarını büküp öyle konuşuyordu.
"Aplacığım annemiz gelecek ona bakalım bir hadi!"
"Annem mi gelecek?" Zehra heycanla, sevinçle yerinden fırladı!
"Evet, dün söylemiştim ya hani!"
"Unuttum!" Dedi kaşlarını kaldırırken.
"Şimdi hatırladık gel çıkalım." Zehra hoplaya zıplaya kapıya yanıma geldi. Zehra'nın elinden tutup odadan çıktık. Filiz apla büyük yemek masasından elindeki fırın eldiveniyle mutfağa geçerken beni gördü
"Zeynep kızım..." dedi düşünceli bir halde.
"Efendim Filiz apla?"
"Gözde kızı gördün mü?"
"Ben gördüm ben gördüm!" Dedi Zehra, Filiz aplanın sorusuna hızla atılınca dikkatimizi ona verdik.
"Buradayım!" Gözde büyüleyici görüntüsüyle içeriye girerken bütün ev toprak kokusuna bulandı.
"Zeynep, Zehra, Filiz apla günaydın!"
Gözde'de mutluluk bedene bürünse ancak ortaya bu çıkardı. Verdiği her yanıt kurduğu her cümle kahkaha içeriyordu. Zehra'yı kucağına alıp dans ediyor. Bana ve Filiz aplaya sarılıp öpücük dağıtıyordu."Hayırdır Gözde kız, ne bu hâl sabah sabah?!"
"Beni seviyormuş!" Filiz apla ve ben kaşlarımızı çatmış Gözde'nin iki kelimesine takıldık.
"Kim, kimi sevmiş?" Diye kaşlarını çattı Filiz apla.
"Aman apla boşver sonra anlatırım açım ben aç!" Gözde kahvaltı masasına göz değdirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BABAMIN GÜNAHI
Teen FictionZeynep, gecenin bir yarısı Gözde'nin yardımıyla annesini aramış korktuğu gibi babası çıkmıştı telefona. Konuştular, ağladılar, güldüler. Zeynep güldü sonunda! Uzun sürmesede gülmüştü. Mutluluk o'nun için kelebeğin ömrü kadardı bir saatlik yada bir...