" Bence sağa dönmeliyiz."
" Hayır, asanın gösterdiği yön sol." diye tersledi Harry.
Adrien, Harry nin avucunda sürekli titreyip duran asaya alayla baktı.
" Ne sağı ne de solu göstermiyor. Bakanlıkta Yol Göster' ler hiçbir işe yaramaz. Bunu bir seherbaz olarak biliyor olman gerekiyordu."Harry " Madem işe yaramayacağını biliyordun, neden fikri verdin?" dedi kızgın kızgın.
" Eh, şapşallığını izlemek keyifliydi."
" Burada oyun oynadığımızı mı sanıyorsun??" Harry, asasını bir hışımla oğlana doğrulttu. Adrien da çoktan asasını eline almıştı.
" Biraz sessiz olun." diye tısladı Ginny.
" Sanırım bir şey buldum."Karanlık koridorda saatlerdir yürüyorlardı. Harry kendini labirentin içinde dönüp duran bir fare gibi hissediyordu. Sanki sürekli aynı yolları turlayıp duruyorlardı.
" Burada bir tablo var." dedi Ginny. Resmin önünde durdu.
" Hevesini kırmak istemem Ginny fakat bunun az önce önünden geçtiklerimizden bir farkı yok." dedi Adrien, kızın yanına yürüdü.
Ginny " Biliyorum..ama sanki.."
" Bu portreler neyin nesi?" dedi Harry. Onun bilmediği bir konuda Adrien nın Ginny ile fikir sahibi olması canını sıkmıştı.
" Britanyada geçmişten günümüze kadar sihir bakanlığı yapan insanların portreleri." dedi Adrien.
" Ginny e sordum." diye tersledi Harry.
Ginny gözlerini devirdi. " Daha kendi soyadımı bile yanlış telafuz ediyorken sihir bakanını nasıl hatırlayabilirim Harry?"
Harry haklı olduğunu fark etse de yanıt vermedi.
Portreye dikkatlice bakınca Ginny nin Cornelius Fudge un önünde durduğunu gördü. Birkaç metre ötede başka bir potre daha vardı. Hepsi uyuyorlardı.
Kaşlarını hafifçe çattı. " Burada bir tablo eksik. Fudge dan sonra Dumbledore un gelmesi gerekiyordu, Scrimgeour un degil."
" Yanlış bir şeylerin olduğunu biliyordum." dedi Ginny hızlıca,
" Bakın, burada bir çivi izi var. Tablo yerinden sökülmüş."" Kim neden bunu yapmak istesin?" dedi Adrien. " Düşmanlarının bile ondan övgüyle söz ettiğini duymuştum."
" Tabii başka bir amaç için çıkarılmadıysa." dedi Harry. Asasına bir lumos mırıldanıp köşeyi döndü.
Ginny" Bekle, nereye gidiyorsun?" peşinden koştu.
" Tablo buralarda bir yerde olmalı." dedi Harry. " Haklısın Delacour, herkes onu severdi. Sevecen, ağzı iyi laf yapan sır küpü gibi yaşlı bir adamdı. Bir zaman döndürücüyü saklamak için de ondan başkasını kullanamazlardı."
Aramaya devam ettiler. Harry haklı olduğunu gördü. Koridorun ucunda ışıklarla aydınlatılmış, bir portre duruyordu. Dumbledore da diğer portreler gibi uyuyordu.
" Geride kalın, bunu ben hallederim."
Adrien kollarını göğsünde kavuşturdu. " Tabii.. Söylesene eger zaman döndürücüyü insanlardan koruyorsa sana neden ayrıcalık yapsın?"
Harry asasını cebine kaldırdı. " Neden yapmasın?"
Albus Dumbledore onun için hayatını feda etmişti. Neden şimdi bir zaman döndürücüyü vermesindi?
Harry, uyuyan portreye yavaşça yaklaştı.
" Profesör..Profesör Dumbledore."
Yaşlı adam gözlerini araladı. Onu görür görmez yüz hatlarına bir tebessüm yayıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WIZARD? (2)
FanfictionVoldemort un indirilişinin ardından rahat bir nefes alan büyücülük dünyası için yepyeni bir hayat başlıyor. Düşmanlıklar dostluklara, dostluklar düşmanlığa dönüşüyor... Bütün hortkuluklar yok edildiğine göre Harry ve Ginny yıllardır hayalini kurdukl...