38. Bölüm ~ Final ~

1.1K 101 126
                                    

" Demek bensiz tatile çıkıyorsunuz?"

Edwin nin yanakları kızardı. " Sana söylemeye pek de fırsatımız olmadı. Err, biraz meşguldün. Ee, gelmeyeceğini de biliyoruz- Hem nereden duydun ki bunu sen?"  diye geveledi.

" Az önce Remus ve Sirius konuşurken." dedi Harry. " Remus, Lyall ı da götürmek istemiş fakat Tonks karş çıktı. O da gelmek isteyince Sirius ' BU ERKEKLER ICIN TATIL' diye itiraz etti. " dedi ve güldü.
" Söylesene, neden gelmek istemeyeyim? Harika bir değişiklik olurdu."

" Ee, bilmiyorum. Seni Londra ya bağlayan bir takım şeyler olduğu için...  Bilirsin."

" Beni Londra'ya baglayan hiçbir şey yok Edd." dedi Harry kendinden emin bir ses tonuyla, tek kaşını kaldırdı.
" Tabii gelmemi istiyorsan."

" Elbette gelebilirsin!" dedi Edwin heyecanla. " Ama Sirius ile bazı kurallarımız var."

" Neymiş bakalım?"

" Kızlardan bahsetmek yok." dedi Edwin ciddiyetle. " Uzun uzun dalıp gitmek de yok ve en önemli temel kural: Eğlenmek."

" Kulağa harika geliyor." dedi Harry.
" Ee, listede neler var?"

" Öncelikle Afrika turu var. Ardından Güney Amerika ve Gröndland'a uçacağız. Biraz soğuk mekan iyi olur dedik. Daha sonra da Avrupa turu var. Italya, Ispanya, Fransa-"

" Fransa yı listeden çıkar." dedi Harry.

" Ben de Sirius a öyle dedim ama Fransız kızlarıyla tanışmak güzel olur diye tutturdu." dedi Edwin. " Yani açıkçası o kadar kötü bir fikir degil-"

" Kötü fikir olmayan ne?"

Kovuk un bahçesinde çene çalan Harry ve Edwin nin yanına büyük çadırın içinden çıkan Ron yürüdü.

" Edwin bana Sirius ile planladıkları geziyi anlatıyor." dedi Harry.

" Oh, şu meşhur gezi." dedi Ron.
" Merlin, keşke ben de gelebilsem."

" İstiyorsan sen de katılabilirsin. Harry de geliyor." dedi Edwin. " Ne kadar fazla kişi olursak o kadar eğlenceli olur demişti Sirius."

" Harika!" dedi Ron. " Ee, ne zaman yola çıkıyoruz?"

" Bir hafta sonra." dedi Harry.

" O kadar çabuk mu?" dedi Ron şaşkınlıkla. " Err, benim yapmak istediğim ufak tefek işler vardı da.."

" Bir hafta içinde yapamaz mısın?" dedi Edwin.

" A-aslinda evet ama önce Hermione ye sormalıyım." dedi Ron.

Harry " Hermione nin işinle ne ilgisi var?" dedi şaşkınlıkla.

Ron nun kulakları kızardı. " Err, şey biz..."

" Ronald Weasley! Orada ne diye dikiliyorsun? On dakikadır Mrs. Weasley sana sesleniyor."

Kırmızı elbisesiyle saçlarını düzleştirmiş olan bir Hermione Granger huysuz huysuz yanlarına yürüdü. " Içeceklerin taşınmasına yardım ediyor olman gerekiyordu. Merhaba Edd, kravatın hoşmuş."

" Teşekkürler." dedi Edwin. " Sen de çok büyüleyici görünüyorsun."

" Çok kibarsın." Hermione ona ışıldadı. Ardından Ron'a döndü.
" Oyalanma Ron."

" Içecekleri ben halledebilirim." diye önerdi Harry.

" Ron, Potter'a yardımını istemediğimi söyler misin?" dedi Hermione soğukça.

Ron bir ona bir de şaşkınca Harry e baktı. Aslında bir süredir böyleydiler. Bakanlıkta söylediği şeyler yüzünden Hermione onunla konuşmuyordu. Ne kadar özür dilese de kendini affettirememişti.

WIZARD? (2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin