" Demek bensiz tatile çıkıyorsunuz?"
Edwin nin yanakları kızardı. " Sana söylemeye pek de fırsatımız olmadı. Err, biraz meşguldün. Ee, gelmeyeceğini de biliyoruz- Hem nereden duydun ki bunu sen?" diye geveledi.
" Az önce Remus ve Sirius konuşurken." dedi Harry. " Remus, Lyall ı da götürmek istemiş fakat Tonks karş çıktı. O da gelmek isteyince Sirius ' BU ERKEKLER ICIN TATIL' diye itiraz etti. " dedi ve güldü.
" Söylesene, neden gelmek istemeyeyim? Harika bir değişiklik olurdu."" Ee, bilmiyorum. Seni Londra ya bağlayan bir takım şeyler olduğu için... Bilirsin."
" Beni Londra'ya baglayan hiçbir şey yok Edd." dedi Harry kendinden emin bir ses tonuyla, tek kaşını kaldırdı.
" Tabii gelmemi istiyorsan."" Elbette gelebilirsin!" dedi Edwin heyecanla. " Ama Sirius ile bazı kurallarımız var."
" Neymiş bakalım?"
" Kızlardan bahsetmek yok." dedi Edwin ciddiyetle. " Uzun uzun dalıp gitmek de yok ve en önemli temel kural: Eğlenmek."
" Kulağa harika geliyor." dedi Harry.
" Ee, listede neler var?"" Öncelikle Afrika turu var. Ardından Güney Amerika ve Gröndland'a uçacağız. Biraz soğuk mekan iyi olur dedik. Daha sonra da Avrupa turu var. Italya, Ispanya, Fransa-"
" Fransa yı listeden çıkar." dedi Harry.
" Ben de Sirius a öyle dedim ama Fransız kızlarıyla tanışmak güzel olur diye tutturdu." dedi Edwin. " Yani açıkçası o kadar kötü bir fikir degil-"
" Kötü fikir olmayan ne?"
Kovuk un bahçesinde çene çalan Harry ve Edwin nin yanına büyük çadırın içinden çıkan Ron yürüdü.
" Edwin bana Sirius ile planladıkları geziyi anlatıyor." dedi Harry.
" Oh, şu meşhur gezi." dedi Ron.
" Merlin, keşke ben de gelebilsem."" İstiyorsan sen de katılabilirsin. Harry de geliyor." dedi Edwin. " Ne kadar fazla kişi olursak o kadar eğlenceli olur demişti Sirius."
" Harika!" dedi Ron. " Ee, ne zaman yola çıkıyoruz?"
" Bir hafta sonra." dedi Harry.
" O kadar çabuk mu?" dedi Ron şaşkınlıkla. " Err, benim yapmak istediğim ufak tefek işler vardı da.."
" Bir hafta içinde yapamaz mısın?" dedi Edwin.
" A-aslinda evet ama önce Hermione ye sormalıyım." dedi Ron.
Harry " Hermione nin işinle ne ilgisi var?" dedi şaşkınlıkla.
Ron nun kulakları kızardı. " Err, şey biz..."
" Ronald Weasley! Orada ne diye dikiliyorsun? On dakikadır Mrs. Weasley sana sesleniyor."
Kırmızı elbisesiyle saçlarını düzleştirmiş olan bir Hermione Granger huysuz huysuz yanlarına yürüdü. " Içeceklerin taşınmasına yardım ediyor olman gerekiyordu. Merhaba Edd, kravatın hoşmuş."
" Teşekkürler." dedi Edwin. " Sen de çok büyüleyici görünüyorsun."
" Çok kibarsın." Hermione ona ışıldadı. Ardından Ron'a döndü.
" Oyalanma Ron."" Içecekleri ben halledebilirim." diye önerdi Harry.
" Ron, Potter'a yardımını istemediğimi söyler misin?" dedi Hermione soğukça.
Ron bir ona bir de şaşkınca Harry e baktı. Aslında bir süredir böyleydiler. Bakanlıkta söylediği şeyler yüzünden Hermione onunla konuşmuyordu. Ne kadar özür dilese de kendini affettirememişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WIZARD? (2)
FanfictionVoldemort un indirilişinin ardından rahat bir nefes alan büyücülük dünyası için yepyeni bir hayat başlıyor. Düşmanlıklar dostluklara, dostluklar düşmanlığa dönüşüyor... Bütün hortkuluklar yok edildiğine göre Harry ve Ginny yıllardır hayalini kurdukl...