~Bölüm:5~

10.6K 731 340
                                    

Medya: Eda Karabulut
•••••••••••••••••••••••••••••

🦋
••••

*İnsan en çok söyleyemediklerinde saklanıyor...

•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

Lalin'den
•••••••••••••

Fatih'i kıramamış akşam yemeğine kalmayı kabul etmiştim. Aslında bir nevi işime de geliyordu yemeğe kalmak. Eda ve Pamir beyle konuşmam gereken konular vardı çünkü. Eda da yetişirse yemeğe konuşacaktım. Fatih'in durumu ben düşündüğümden de ağırdı o yüzden daha ağır psikolojik sorunlara neden olmadan, onun özgüvenini yeniden sağlamalı, ölüme olan bakış açışını değiştirmeliydik. Yoksa büyüdükçe kendine güvenmeyen, yakınlarını kaybetmekten korkan birisi olacaktı. Yakınlarımızı, sevdiklerimizi kaybetmekten hepimiz korkarız zaten. Ama bazı insanlar bunu çok abartabiliyor. Hatta hayatlarına yeni birilerini almaktan korkanlar bile oluyor. Böyle durumlar çoğunlukla çocuklukta yaşanan her hangi bir psikolojik travmayla ilgili oluyor. Fatih'in de böyle olmaması için önlemimizi şimdiden almalıydık.

"Siz iyi misiniz?" aniden gelen sesle irkilsem de toparlanmayı başarmıştım. Bakışlarımı beni merak ve endişeyle süzen çocuğa çevirdim. Elimi kaldırarak hafifçe saçlarını okşadım. Ama çok kısa. Çünkü ruh hali değişikti ve ters tepki verme olasılığı yüksekti.

"İyiyim, Fatihciğim" diyerek gülümsedim. Aslında pek inanmışa benzemiyordu. O yüzden konuşmasına izin vermeden ekledim.

"Bugün biraz çok yoruldum canım. Dinlenince daha iyi olacağım" dediğimde biraz daha inandırıcı olmuştu. Yani sanırım.

"Eğer hastaysanız amcam sizi doktora götürsün. Hani benim ateşim çıktığında gitmiştik ya. Götürürsün değil mi amca?" dediğinde bakışlarım istemisiz olarak bizden biraz aralı olan koltukta oturan Pamir'e kaydı. O da bana kısa bir bakış attıktan sonra Fatih'e dönmüştü.

"Götürürüm tabi," dediğinde çok şaşırmamıştım. Birincisi, Fatih'i çok seviyordu ve zorunda olmadıkça onu kırmıyor, geri çevirmiyordu. İkincisi, kontrol manyağı bir adam olarak tabii ki kendisi götürmek isteyecekti(!)

"Tamam bebeğim, merak etme sen. Hastalanırsam amcan götürür beni doktora" amcan kısmına baskı yaparak söylemiştim. Pamir'e baktığımda dudağının yukarı doğru kıvrıldığını fark ettim. İşine gelince gülmeyi de başarıyordu demek ki...

Allahtan Fatih fazla uzatmamıştı.
Yoksa bu muhabbet uzandıkça canı sıkılan ben olacaktım. Keyif alan da Pamir(!)

"İyi akşamlar millet" diye salonda yankılanan erkek sesiyle bakışlarımı ses gelen tarafa çevirdim. Eda ve yanında bir erkek gülerek salona girdiler. Herhalde nişanlısıydı.

"İyi akşamlar kardeşim" diyen Pamir adamın elini sıkarak, dostça sarıldı. Adı neydi ya bu adamın? Neslihan hanım söylemişti ama hatırlamıyordum şu an.

"Aa Lalinciğim sen de mi burdasın?" diyerek bana hafifçe sarılan Eda'ya aynı şekilde karşılık verdim.

"Tanıştırayım sizi. Nişanlım Barkın Arıkan. Hayatım bu da Fatih'in psikoloğu Lalin Yılmaz" dediğinde adamın uzattığı elini sıktım. Adını da hatırlamama gerek kalmadı.

"Memnun oldum, hanımefendi," gülerek dediklerinden anlamıştım ki. Neşe saçan biriydi.

"Ben de memnun oldum" diyerek gülümsediğimde benden ayrılarak Fatih'in yanına bıraktı bedenini. Saçlarını karıştırmaya başladı Fatih'in. Fatih kızmış gibi yapsa da başarılı olamıyordu. Çünkü gülümsemek istiyordu. Galiba seviyordu bu adamı.

Güz Çiçeği (Tamamlandı🦋)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin