Medya: Fatih Karabulut
•••••••••••••••••••••••••••••••••🦋
••••*Anne babanın iyisi kötüsü olmaz. En kötüsü onlarsız kalmaktır...
•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••
Eda'dan:
••••••••••••Takvim yapraklarında konumlanan her bir tarih hepimiz için ayrı ayrı anılarla, farklı olayla kaplı. Bazı tarihler var ki gelmesini iple çekeriz, kaç gün önceden o özel tarihi kutlamak için hazırlıklara başlarız.
Fakat bazı tarihler de var ki hiç gelmesini istemeyiz. Zira o tarihi dünyadan, takvimden, hayatımızdan çıkarmak, yer yüzünden silmek isteriz. Asla o günü yaşamamayı dileriz. Keşke deriz. Keşke o gün öyle olmasaydı. Keşke...
Kader denen mevhumun alnımıza yazdığı yazgıyı yaşıyoruz hepimiz. Değiştirmek, ya da akışa kapılarak yuvarlanmak öz elimizde...
Bugün...Tavkimin yaprakları 16 Mayısı gösteriyor. Bu tarih bir çok anıya şahitlik yapmıştı hayatımda.
Yedi yıl önce tavkimin yaprakları 16 Mayısı gösterdiğinde hayatım da yaşadığım bir ilk yüzünden dünyalar benim olmuş gibi hissetmiştim. Çok mutluydum o gün çok... İlk kez hala olmuştum ben... Fatih'imi kucağıma alarak mis gibi kokusunu ilk kez o gün çekmiştim içime, daha çok seyrek olan tüy gibi saçlarına ilk kez o gün dokunmuştum...
6 yıl önce takvimin yaprakları yeniden 16 Mayısı gösterdiğinde o kadar mutluyduk ki, kaç gün önceden başlamıştık hazırlıklara. Ağabey'imin ilk çocuğunun, diğer ağabey'imin ve benim ilk yeğenimizin ilk yaşı oluyordu. Minik Fatih'imiz büyüyordu...
Bu yazgı 5 yıl önce de, 4 yıl önce de, 3 yıl önce de böyle geçmişti. Fatih büyüyor, biz onun her yeni söylediği sözde, her yeni ettiği hareketde heyecanlanıyor, onunla birlikte hayatı yeniden keşf ediyorduk. Gülünce gülüyor, hastalanınca endişeleniyorduk. Hayatımızın merkezi olmuştu minik bedeni, minik kalbiyle...
Fakat, gün gelir o kapıldığın akış öyle bir değişir ki, feleğin şaşar, hayatın alt üst olur. İki yıl önce olduğu gibi... iki yıl önce takvimin yaprakları yeniden 16 Mayıs'ı gösterdiğinde kendimizce kurduğumuz düzen mahv olmuş, hayatımız değişmişti.
İki yıl önce, Fatih'imin doğum gününde, akşam olacak partiye yetişmek isteyen ağabeyim ve yengem bir daha açılmamak üzere yumdular hayata gözlerini.
5 yaşında bir çocuk sevinçle ailesinin getireceği hediyeyi beklerken, ailesinin ölüm haberini öğrenmişti. Bunun nasıl bir hiss olduğunu yaşamayan asla anlayamaz...
Hani dedim ya bazı tarihler özeldir diye... 16 Mayıs gibi... Dünyalar mutlusu olduğum tarih de 16 Mayıstı. Dünyamın alt üst olduğu tarihte 16 Mayıstı...
Evet, bugün Fatih'im yedi yaşına girecek tam tamına, aynı zaman da da ailesinin yokluğunun 2. yılını dolduracak...Yetimliğinin, öksüzlüğünün ikinci yılını dolduracak.
Sırtında kendinden ağır yükler taşıyan, omuzunda dünyanın derdini yüklenen bebeğim benim. Ağabeyimin, melekler gibi güzel yüzlü Melek yengemin emaneti bugün yedi yaşını dolduruyor...
Beni savunmasız bırakarak köşeye sıkıştıran düşüncelerime son vererek odamdan çıktım. Salona girdiğimde ağabeyimin öylece koltukta oturarak gözünü tek bir noktaya diktiğini görünce kahr oldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güz Çiçeği (Tamamlandı🦋)
General FictionHayatın yollarını kesiştirdiği insanlar birlikte tüm yaşananlara rağmen mücadele edecek, mutlu olmağı öğreneceklerdi. Pamir Karabulut: hayatın sert darbelerini defalarca yemiş yaralı bir adam. Fatih Karabulut: Pamir'in yeğeni, küçük omuzlarında hunh...