Medya: Pamir Karabulut
•••••••••••••••••••••••••••••••••••🦋
••••*Her şey görüldüğü gibi olsaydı, elimize aldığımız deniz suyu mavi olurdu...
•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••Lalin'den:
••••••••••••••Sabah gözlerimi yine hafif baş ağrısıyla açmıştım. Dün yaşadıklarımın etkisi de hastalığımın üzerine eklenirse ağrımasa şaşırmam gerekirdi zaten. Birkaç dakika hafif hareketlerle şakaklarımı ovarak kendime geldikten sonra yataktan kalkarak bir çırpıda yatağımı toparladım.
Banyoya girerek kısa bir duş aldıktan sonra dolabın karşısında dikilmiştim. Mevsim artık ilk bahara doğru ilerlediği için çok kalın giyinmiyordum. Aslında sıcak sevmezdim ama garip olan oydu ki soğuk sevmeme rağmen kış mevsimini pek sevmiyordum. Daha çok güneşli ve yağmurlu havaları seviyordum.
Bugün doktor randevum da vardı. Bu yüzden son iki danışanımı yarına ertelemiştim.
Düşüncelerime son vererek dolabın kapısını açarak elbiselerime bakındıktan sonra fazla oyalanmadan seçimimi yaptım.
Seçtiğim kıyafet kalın askılı kollu, mini gri tonlarda bir elbiseydi. Üzerine yine aynı tonda olan siyah tek düğmeli ceketimi kombinlemiştim.(Lalin'in elbisesi)
Saçlarımı sıkı bir at kuyruğu yaptıktan sonra, siyah topuklu ayakkabılarımı ve yine siyah portfoy çantamı da alınca hazırdım. Makyaj yapmayı çok abartıya kaçmadan genelde sevsem de şu an yorgun hissettiğimden dolayı sadece yüz kremi, dudak parlatıcısı ve çok hafif de rimel sürmekle yetinmiştim.
Odamdan çıktığımda ortamda oluşan sessizlikten anladım ki Gamze ya hâlâ kalkmamış, ya da çok erkenden çıkıp gitmişti. İlk önce odasına giderek kapıyı açtığımda hala uyuduğunu gördüm. Ortalıkta laptop, dosyalar, kalem vs. görmemle gece geç saatlere kadar çalıştığını anlamam uzun sürmemişti. Saate baktığımda henüz erken olsa da Gamze'yi uyandırmalıydım. Malum işlerinin yoğun tempo da olduğu bu dönemde gecikmesi hiç iyi olmazdı. Sakince yanına yaklaşarak omuzundan dürttüm.
"Gamzeciğim, uyan hadi" dediğimde kıpırdasa da uyanmadı. Aksine üzerine örttüğü battaniyeye daha da sokuldu. Gülerek başımı onaylamazcasına salladım.
"Gamzeee, hadi kalk artık. Geç kalacaksın yoksa. Hadii" ısrarlı bir şekilde omuzundan dürtünce nihayet uyuyan prensesi uyandırmayı başarmıştım.
"Günaayydınn. Saat kaç?" bir yandan esneyen, bir yandan konuşan arkadaşıma gülmeden edemedim.
"Saat yediyi on beş geçiyor canım. Fazla olmasa da vaktimiz var. Hadi kalk," dediğimde uzatmadan kalkmıştı. Çünkü 8 buçuğa kadar şirkete gidiyordu her zaman. Ben de zaten o civarda gidiyordum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güz Çiçeği (Tamamlandı🦋)
General FictionHayatın yollarını kesiştirdiği insanlar birlikte tüm yaşananlara rağmen mücadele edecek, mutlu olmağı öğreneceklerdi. Pamir Karabulut: hayatın sert darbelerini defalarca yemiş yaralı bir adam. Fatih Karabulut: Pamir'in yeğeni, küçük omuzlarında hunh...