Medya: Pamir Karabulut
Medya 2: Feridun Düzağaç: Alev Alev 🔥🔥
•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••🦋
•••••*Bazen yağmur olmak ister insan;
Yağmak ister sevdiğinin yüreğine.....(Cahit Zarifoğlu)
•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••Pamir'den:
•••••••••••••••Sinirden ve üzüntüden dolayı sıktığım parmak boğumlarım bembeyaz olmuştu. Nasıl Lalin'le konuşabilirdi o sürtük kadın hiç aklım almıyordu. Nereden bulmuştu kendinde bu cesareti düşünmeden edemiyordum doğrusu.
Arabadan inip beni bir kez daha çaresizce bırakan kadının arkasınca gitmek istesem de yapamamıştım.
Az da olsa ona zaman tanımalıydım...Hırsla arabamı çalıştırarak Alev'in her zaman olduğu daha doğrusu müşteri aradığı mekana doğru yola koyulmuştum. Bunun hesabını soracaktım ona...
Arabamı mekanın önünde gelişi güzel durdurarak, parketme gereği bile duymadan arabadan indim ve hızla mekanın içine girdim.
"Pamir, hoş geldin kardeşim nice vakittir yoktun" gözlerim her yerde Alev'i ararken duyduğum sesle duraksamıştım.
"Hiç hoş gelmedim Metin, Alev nerede?" diye tısladığımda gözlerini şaşkınlıktan kocaman açmıştı.
"İçerde de, ne oldu? Bir şey mi yaptı Alev seni kızdıracak?" dediğinde elimi alelacele omuzuna vurdum.
"Sonra anlatırım" dediğimde hızla tanıdık yollardan geçerek Alev'in çoğu zaman takıldığı içeri odaya doğru ilerlemiştim.
Odanın kapısını hırsla açarak içeri girmiş ardından da neredeyse kıracak kadar sertlikle çarparak kapatmıştım. Ayna karşısında oturarak makyaj yapan Alev beni görünce yerinde sıçrayarak ayağa kalkmıştı hemen.
"Sen nasıl onunla konuşmaya cesaret edersin?" bağırdığımda irkilerek gözlerini açmıştı. Anlaşılan böyle tepkiyi beklemiyordu.
"Ben şey.." diyerek kekelemeye başlayan kadının kolundan tutarak savurunca sendelese de yere düşmemişti?
"Sen ne? Sen kendini ne zannediyorsun? Benim özel hayatıma müdahale etmek de ne demek? Sana seninle işimin bittiğini söylemiştim," diyerek bağırdığımda onu dövmemek için zor tutuyordum kendimi, asla bir kadına el kaldıramazdım, bu Alev olsa bile.
"Ben onun da benim gibi" dediği anda nevrim dönmüş, yumruğumu arkasında olan duvara geçirmiştim.
"Sakın o cümleyi tamamlama. Seni uyarıyorum, bir daha benimle ilgili bir şeyle ilgilenirsen bu kadar nazik olmayacağım. Anladın mı?" tıslayarak konuştuğumda başını olumlu anlamda sallaması beni tatmin etmemişti.
"Anladın mı?" diyerek sesimi yükselttiğimde sinirlerime hakim olamayarak yumruğumu duvara bir kez daha geçirmiştim.
"Anladım" titrek bir nefes koy vererek dediği şeyle derince nefes almış, geri çekilmiştim.
Son kez gözlerine uyarıcı bakışlarla baktıktan sonra kapıya doğru ilerlemeye başlamıştım.
"Onu çok seviyorsun" inanamayan ses tonuyla daha çok kendine ispat eder gibi kurduğu cümleyle duraksamış, başımı çevirerek ona bakmıştım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güz Çiçeği (Tamamlandı🦋)
General FictionHayatın yollarını kesiştirdiği insanlar birlikte tüm yaşananlara rağmen mücadele edecek, mutlu olmağı öğreneceklerdi. Pamir Karabulut: hayatın sert darbelerini defalarca yemiş yaralı bir adam. Fatih Karabulut: Pamir'in yeğeni, küçük omuzlarında hunh...