~Bölüm:25~

6.3K 530 122
                                    

Medya: Eda Karabulut

Medya 2: Zeynep Bastık ft. Can Ozan - Toprak Yağmura💫
•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

🦋
•••••

*Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle.
Çünkü acılar da sevinçler gibi olgunlaştırır insanı...
(Ataol Behramoğlu)
•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

Lalin'den:
••••••••••••••

Hani bir evre vardır ya, toparlanmaya çalıştıkça diğer taraftan dökülür, sıkı sıkıya tuttuğun her şey elinde tuz buz olur, kırıklarını birleştireyim dersin daha çok dağılır.

Şu an hepimiz tam da bu evredeydik. Özellikle Pamir, yaralı adamım.
Çaresizliğin elli tonunu tatmış adamım, yine ve yeniden çaresizliği iliklerine kadar hissediyor...
Titreyen elleri, dolan gözleri, bilinmezlikle odada attığı adımlar...
Ne yapacağını bilmez bir halde elini saçlarına daldırıyor, odada volta atıyordu.

"Buna nasıl cesaret eder o şerefsiz? Ayrıca korumalar neredeydi, sen neredeydin de onu kaçırıyorlar?" diye yaralı aslan misali kükremişti resmen.

"Ağabey, eve bugün benden önce gelmiş, haber vermeden bana." Evet, sana sürpriz yapmak için öyle yapmıştı. Fakat nereden bile bilirdik böyle olacağını.

"Bulalım onu, lütfen. Nefes alamam ben onsuz" diyen Barkın'ın durumu içler acısıydı. Bense sadece usulca dökülen gözyaşlarımla kenarda durarak olayları izliyordum. Ne de zormuş çaresizlik, eli kolu bağlı kalmak, ne yapacağını bilemez bir halde olmak.
Zira Pamir'i çok daha iyi anlıyordum şimdi.

"Bulacağız, başka şansımız yok" diyen adam cebinden telefonunu çıkararak bir kaç düğmeye tuşlamıştı.

"Hemen yanıma gel, salondayım," diyerek karşı tarafın cevap bile vermesini beklemeden telefonu kapatmıştı.

Beş dakika kadar sonra Cesur'un salona gelmesiyle, Pamir'in aradığı kişinin Cesur olduğunu anlamam uzun sürmemişti.
Demek ki o şerefsiz adam hedef gibi beni göstererek yanıltmak istemişti bizi. Ve başarmıştı da. Asıl hedef Eda'ymış. Fakat içimden bir ses diyordu ki, bu kadar basit değil, daha büyük oyunlar dönüyor ortada. Sadece içimde olan sesin beni yanıltmasını istemekten başka çarem yoktu.

Odada hararetli bir şekilde giden konuşmalara az sonra Mehmet, ve tanımadığım birkaç koruma daha katılmıştı. Ne yapacaklarını, onların nerede olabileceklerini konuşuyordular.

Fakat az sonra odada yankılanan tiz telefon sesi tüm karmaşayı yerle bir ederek, odayı sessizliğe mahkum etmişti. Zira Pamir'in telefonuna arayan kişi o adamdan başkası değildi.

"Kardeşim nerede?" diye direk konuya dalarak açmıştı telefonu Pamir.

"Biraz sabırlı olmalısın Karabulut, zaten onun için aramıştım. Az sonra atacağım konuma gelirsen kardeşini bulabilirsin" hoparlörde olan telefondan çıkan alaylı sesin sahibinin artık akli dengesinin yerinde olmadığından emin olmuştum.

"At şerefsizin evladı, at" diye tıslayan Pamir'e alaylı bir cevap vererek telefonu kapatmıştı. Fakat Pamir kesinlikle gitmemeliydi. İçimde acayip hisler dolaşıyordu ve giderse çok kötü şeyler olacakmış gibi hissediyordum.

Güz Çiçeği (Tamamlandı🦋)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin