Zil çalmıştı. Soyunma odasına gittim üstümü değiştirmek için. Kızlar ile de mesajlaşırken üstümü değiştirmek zaman aldı. Hatta soyunma odasında tek kaldım. Tam çıkacakken kapının tutuklu kaldığını anladım. Dışardan biri kapıyı arka tarafından açana...
Sonunda okul açılmıştı. Çok heyecanlıydım. Aynanın karşısına geçtim ve kendime çeki düzen verdim. Saçlarımı iki yandan örgü yaptım. Kıvırcık olması şekil verişte beni çok zorluyordu ama buna o kadar takmıyordum. O sırada telefona mesaj geldiğini farkettim.
Nisan Ayım:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Senin için dün ifşaladım.
Kuzum: Ooooo sen olmasan kimden isterdim acep?
Nisan Ayım: Pınar olabilir mesela.
Kuzum: Ya Pınar mevzusu ne kızım? Ben geçen sene dedikodular ile pek aram yoktu. Ama bu Pınar konusu Reis ile mi ilgili?
Nisan Ayım: Ya geçen sene Pınar Reis'den hoşlanıyordu. Bizi bir rahat bırakmıyordu. Basitçe kovsak bile kene gibi yapışıp kalıyordu. Hatta bizim gittiğimiz yerlere gidiyor ve sürekli Reis'in maçlarını izlemeye stadyuma gidiyordu. En son Reis ile kavga ettiler ama bir yol bulsa yine yüzsüz gibi konuşur, adım kadar eminim.
Kuzum: Bu kadar şey oluyor ama benim bu sene haberim oluyor. Bu ne derece bir yıkıklıktır lan?
Nisan Ayım: Bshshjsjwjsjsjsjjsjs. Sen Pınar'a dikkat et. Bir anda her şeyi bozabilir.
Kuzum: Tamam gülüm. Haber verdiğin için çok teşekkür ederim. Senin yerin dolmaz.
Nisan Ayım: Ne demek kuzum. Arkadaşlar bugünler içindir.<3
Kuzum: <3(Görürdü)
Annemin sesini duyunca hazırladım ve kahvaltı yapmaya aşağı indim. Annem yine başladı." Bana bak kızım bu notuna pek laf etmedim ama eğer yine kötü bir not alırsan bu sefer benden çekeceğin var! Anladın mı beni?" Evet derecesinde kafamı salladım. Bu sefer annem yanıma geldi ve "Kusura bakma kızım, istemeden de olsa çok üstüne geliyorum ama ne yapayım. Okumayıp elin adamının eline bakmamı istemem. Her şey senin iyiliğin için" dedi. Oha! Bu lafları benim anam mı diyor? Benim anam? Hatıra Reyiz? Bu kadında gelişme var yeminle. Ama cevap vermemek ayıp olur."Biliyorum anneciğim. Ama lütfen çok üstüne gelme, sen içini rahat tut. Hem emin ol daha fazla çalışıyorum. O notu düzelteceğim." dedim sahte bir gülümseme ile. Annem kafamı okşayınca yemek yemeye devam ettik. Sonra aklıma dan diye bir şey geldi. Daha biz sınav olmadık ki, neyin notuydu bu?"Anne biz daha sınav olmadık. Sen hangi 70'den bahsediyorsun?" Annem az çok şok geçirmiş gibi oldu. Sonra bana dönüp yalancı bir tebessüm ile lafa girdi." Kızım bu geçen sene ki son matematik sınavı notun. Ben onun için kızmayı unutmuşum da aklıma geldi. 'Kızmazsam olmaz.' diye düşündüm bende. O yüzden kızdım."deyince asıl beyninden vururmuşa dönen ben oldum. Hastayım Hatıra Reyiz'e. Hastayım sana dediğim gibi banyoya gittim, işlerimi halledip evden son gaz çıktım.
Nisa ve Sinem ile sınıfta buluştuk. Reis mevzusunu düşünüp durduk ve en son Nisa git konuş deyince bir küfür söyledim. Biraz sesli olacağık ki sınıf dönüp bize bakınca anladım ne kadar sesli söyleğimi. Ama hiç umursamadım bile. Şu an ki mevzu bundan daha önemliydi. Nisa "Git bir şey sor." deyince tamam dedim. Ders zili yine çalmıştı. Herkes yerlerine geçti ve Emep hoca derse girdi. Dersi anlatmaya başlamıştı ve benim aklımda tek soru: Reis'e ne soracağım? Bunu düşünürken yine tahtaya çıkan isim ben olmuştum. Böyle de anladım ki hocaların hepsi birleşip benim en düşünceli anımda soru soruyorlardı. Sinem yardım lazım mı bakışlarını atarken bende soruya bakıp kolay olduğunu görünce ben hallederim bakışları attım. Bu sefer hocadan takdir almayı bekliyordum. "Anı'cığım soruyu çözdüm ama dersi dikkatli dinlemem lazım. Sınavlar gelince daha iyi yapman için." cevabını alınca moralim bozuldu. Hocaların gözüne daha ilk haftalardan düştüm. Bir de bilerek dersten bırakırlarsa ayvayı yerim. Hatıra'dan sözlü dayak moodu açılırsa ben biterim.
DIN DON DIN DON
Sınıf hep bir ağızdan tenefüs diye bağıra çağıra dışarı çıktı. En son ben çıktım. Sinem ve Nisa ikilisi de arkamdan geldi. Heyecandan kalbim halay çekmeye başlamıştı bile. Reis'in yanına zar zor gittim ve o muhteşem soruyu sordum."Ben futbol öğrenmek istiyorum, bana futbolu öğretir misin?" Evet efsane güzel bir soru biliyorum. Ama odundan odunca bir cevap alamı beklemiyordum."Antremanlarım var. Anlayacağım boş zamanım olmadığı için olmaz." Hay senin boş zamanına. Ne olur az benim bu durumuma yardım etsen. Tabi her şeyi benden bekle. Telefonuma yine mesaj geldi o sırada. Kantine gidip tek başıma oturdum ve mesaja baktım.
Nisan Ayım:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
956 beğeni-250 yorum
@pınar_kırbacı: Yakısıklılığın gözlerimi kanattı. Bu kadar tatlı olunmaz ki ama.
@Efehuners: Kimin kankası be, tam anlamı ile bana çekmiş. Eee üzüm üzüme baka baka kararır.
Nisan Ayım: Kanka çektiğim ekran görüntüsüne bak! Pınar yorum yapmış.(Görürdü)
Zaten sinirlerim tepemdeydi, bunu görünce iyice alev alev oldum. Yangın söndürme bile söndüremezdi beni artık. Buna kesinlikle emindim. Kendimi toparlayamıyorumdum. Gözlerim ağlamak için izin istese bile kantin de olmazdı. Hızla tuvalete gittim ve gözlerime izin verdim. Arkamdan Sinem geldi ve kendine gel gibi laflar söylemeye başladı. Kendime gelemiyordum. Nisa geldi arkadan ve elimi yüzümü yıkadı. "Pınar yine yaptı yapacağını, bizi iyi uğraştıracak." dediğinde Sinem hemen kaş göz işareti yaptı Nisa. Şu an en çok zorlayacak olan bizi Pınar olduğunu adım kadar biliyordum. Sonra hıçkırıklarım azaldığında ne zaman attığını sordum o postun. Oda "Dün sabah atmış. Aradan 15 dakika geçince Pınar yazmış." dedi. İçimden yine küfür söylediğim de anladım ki ben küfürleri içimden diyemiyordum. Çünkü Nisa ve Sinem'in kahkaları ortamı ele geçirmişti. Nisa o anda "Aç olan var mı? Öğle tenefüsündeyiz ve ağzımıza bir lokma bile atmadık."dedi. Sinem'de "Haklısın kanka. Zaten karnım halay çekmeye başlamıştı bile." dediğinde bana döndüler bense onaylar şekilde cevap verince hızlı adımlar ile merdivenden yuvarlandık. Nisa bizim altımızda kalmıştı. O yüzden direkt onunla ilgilendik bir şeyi yoktu. Benim sadece hafif ayağım acıyordu ama çok belli etmiyordum. Sinem'in ise eli acımıştı. Tek şanslı oluşumuz kimsenin bizi görmemesi oldu. Hızla kantine indik ve 3 döner ,ayran alıp hemen yemeye gömdük. Ne de olsa 10 dakika gibi bir süremiz kalmıştı.
O sırada Pınar belirdi. Yediğim bütün yemekler boğazımda kaldı resmen. Bir de tam görüş alanıma oturunca ben iyice sinirlendim. O kahve rengi saçlarından tutup yolmak vardı ama daha ortada fal yok yumurta yok. O yüzden yapsam bile pek bir şey ifade edeceğini sanmıyordum. Sınıfa gittiğimiz zaman 2 arkadaş kavga ediyordu. Tabi ben de kavgaya girmesem olmazdı. Nasıl oldu bilmiyorum ama kavgaya karıştım ve lambayı patlattım. Müdür beycimiz de tam o sırada gelince haliyle suç benim üstüme kaldı.
"Hocam şu görüntü her şeyi benim başlattığımı söylüyor ama ben sadece kader mahkumuyum."