9

153 6 2
                                    

       "Ne buldun?"

"Telefonun yanında değil mi?"

"Evet yanımda."

"Volkan'ı ara. Gelsin ve kapıyı açsın."

Dediğini hemen uygulamaya başladım. Tam aradığım zaman telefonu elimden aldı ve kendi konuşmaya başladı. Ben konuşsam nolurdu yani? Pek bozuntuya vermesem de yanıma oturdu ve sessiz sessiz Volkan'ı bekledik. Beş dakikanın ardından kapı açılmış ve kahverengi saçlı ve kahverengi gözlü kardeşim girmişti. Çok cool duruyordu. Bize baktı ve konuşmaya başladı. "Nasıl başardınız kendinizi buraya hapsetmeyi." Ben cevap vermeye kalmadan Reis söze girdi. "Sorma be kardeşim. Kapıyı çalıp Anı'nın aşağıya inmesi gerektiğini söyleyecektim ama kapı üstümüze kapandı. Yavrum ve bende burada kilitli kaldık." Volkan bu sefer bana bakıp "Yine yaptın yine yapacağını kıvırcık." dedi. Kendisi okulun en popülerleri arasında yer alırdı. Sare ile çıkıyordu. Sare'yi pek sevmezdim ama sırf kardeşim için ses etmiyordum. Bu arada Reis'in yalan söylemesi canımı sıkmıştı. Kapıyı çalmadı, beni çıplak görebilirdi, Volkan'ın haber vereceğini kesin biliyordu ve eminim ki bilerek yalan söyledi.

Akşam

Eve gittiğim zaman misafir geleceğini öğrendim. Babamın mühendis arkadaşıymış. Odama gittim ve hanım hanımcık giyindim. Aklımda Secem vardı. Kaç gündür ulaşamıyordum ve bu yüzden deliye dönmüş durumdaydım. Başına ne geldi bilmiyorum. Annem " Zamanla anlarsın." dedi ama meraktan ölmek üzere olduğum gerçekti.

Üstümü değiştirip aşağı kata indiğim zaman misafirlerimizin sesini duydum ve içlerinde tanıdık bir seste vardı. Çok hoş bir kadın girdi içeri sonra yakışıklı bir adam. En son kucağında 6-7 yaşlarında olan REİS içeri girdim. Lan ben bu adamdan niye kaçamıyorum? Evime kadar geldi. Bir şey çaktırmasa bari.

İçeri geçtik ve ebeveynler konuşmaya başladı. Babam bana bakıp "Reis ve Sevda kızımızı odana çıkar istersen. Sevda biraz uyusun, sende Reis oğlum ile ders çalış." Bende onaylar şekilde kafamı salladım ve odaya çıktık. Kardeşini yatağa yatırınca yanıma geldi ve yere oturdu.

"Benim Rıfat peder ile senin Recai baban tanışıyormuş. Aynı şirkette beraber çalışıyormuş. Malûm iş yemeği diye restorant yerine sizin eve geldik. Hayaller Paris, gerekler Londra."

"Gerçekler Kars olmayacak mı?"

"Şaka mısın kızım? Senin yanında olmak her şeye değer."

"Peki. Sen bilirsin."

"Bana bak. Okulda iyi kaçtın ama daha kaçırmam elimden seni haberin olsun. Zaten evin 1. katmış. Ara sıra şu pencerede otururum, sen bana yaprak sarma getirirsin. Biraz konuşuruz. Olmaz mı?"

"Saçmalama!"

"Görürsün. Bir kaç ay sonra sevgilim. 7 sene sonra karım olacaksın."

"Yav he he."

     Biz konuşurken annem bizi çağırdı. Aşağı indik ve yemek yemeye başladık. Alttan da Reis ile ayaklarımı birbirine çarpıyor, oynuyorduk. Eğlenceliydi. Rıfat Bey bana baktı ve "Esma kızı görüyor musun? Ne kadar hanım hanımcık. Kızım seni sevdim. Belki gelecek bir zamanda torunlarımı bana el öpmeye getirirsin. Belli mi olur?" dedim. Sevinsem mi üzülsem mi bilemedim. Babam da Reis'e bakıp "Niye olmasın ki? Oğlumuzun dersleri de iyi, baya da yakışıklı. Ne iş yapmayı düşünüyorsun evladım." Bunu duyan Reis bana bakmıştı. Bense utançtan kafamı eymiştim. "Böyle giderse bende babam gibi mühendis olmayı düşünüyorum. Sayısal zekam çok başarılı. " Şu an alttan alttan bizim evlenip evlenemeyeceğimizi araştırıyorlardı. Ulan ayak üstü bir de isteseydiniz. Son darbeyi annem yaptı. "Meslek seçimin çok iyi evladım. Tam evlenilecek damat tipisin." Bu laf ile su boğazımda kaldı. Ayyy ölüyorum. Allah'ım sana geliyorum. Aaaa yaşıyorum. Yakışıklı Reis sırtımı sıvazlıyordu. İyi kötü gelmiştim kendime. Gecenin sonunda onlar evine ben odama gittim.

Yarın

       Sinem ve Arda işi iyice ilerletmişti. Sinem'in anlattıklarına he he diye geçiştirirken aklıma spor salonunu geldi. Saat 13.00'di ve ben daha yeni gidiyordum. Hemen Sinem ile vedalaştım ve koşarak spor salonuna vardım. Berk ve Elif her şeyi yapmıştı. Çok da güzel olmuştu. Elif bana döndü ve sana anlatmam gereken çok güzel şeyler oldu. Anlatmak için sabırsızlanıyorum. Bende kafamı salladım. Berk Elif'in yanağına bir buse koydu ve gitti. Bende Elif'e her şeyi anlat bakışları attım. "Saat 9 gibi geldim ve sen yoktun. İlk maçı izledim sonra başladım ortalığı toplamaya. O sırada Berk'ten ilan-ı aşk aldım. Bir şey demedim. Daha doğrusu dilim tutuldu. Sen gelene kadar da onunla ilgilendim. Bu arada Reis seni sordu. Bende geçiştirdim." Ben çok mahçup olmuştum. Benim cezamı başkaları çekmişti. Çok suçluluk duyuyordum. "Şey Elif özür dilerim. Sinem bize geldi. Onunla ilgilenirken spor salonu da aklımdan çıkıvermiş. Emin ol aklımdaki şey seni yalnız bırakmak değildim. Benim senin geleceğinden bile haberim yoktu. Yemin ederim." Elif bana kocaman bir tebessüm gönderdi ve konuşmaya başladı. " Kızım takma kafana. Zaten bak başına çok güzel bir şey geldi." dedi. Sonra bende bir kaç yerin tozunu aldım ve Elif ile ayrırdık.

       Eve dönüş yolunda Volkan'a rastladım. Biri bilerek Anı seni çağırıyor falan demiş ve oda koşarak gelmiş. Bende "Öyle bir şey yok." dedim. "Kim uydurdu bunu?" diyede ekleme yapmaktan geri kaçmadım. "Pınar seni Anı spor salonu ile kendi eve dönüş yolunda bekliyor. Çok önemli bir şey diyecekmiş. Spor salonundan onların eve doğru koş, kesin bulursun Anı'yı." dedi. Sonra elime diken bastı. Oda elimi tutup üflerken bizi Reis gördü.

       Reis bizi öyle görünce hırçınlaştı. "Ulan kızım sen benim günlerdir aklımdan dâhi çıkmıyorsun. Beni fark et diye 9. sınıftan beri elimden geleni yaptım. Araya Nisa'yı soktum en son. Ama senin bana olan duyguların yalanmış. Sen beni sadece oyalıyormuşsun. Hem beni hem arkadaşlarını kandırmışsın sen. Nisa 'Bu kız senin için ölüp bitiyor.' demişti. Sen herkesi kandırdın. Benim duygularıma yalan ettin. Bir daha karşıma çıkma. Defol hayatımdan." diye bağırıp arabasına bindi. Ne kadar arkasından bağırıp koşsam bile yetişemedim. Bastı ve gitti. Volkan "Kızım özür dilerim." dedi. Onun suçu yoktu. Anlamadan dinlemeden yargı dağıtan Reis'ti. "Bir şey olmaz ya. Kendine geldiği zaman konuşuruz onunla. Benim eve gitmem lazım. Görüşürüz." dedim. Oda kafasını salladı ve gitti. Gittiği zaman ağlaya ağlaya eve doğru koşmaya başladım. Kalbimde ağır sancılar ve karnımda sızılar oluşuyordu. Hiç bir şey bitemez. Beni terk edemez. Ben onsuz bir hiçim.


ALLAH'IM BEN NASIL DÜZELECEĞIM

KALBİMİN REİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin