Telefonu kapatıp geri Alya ile ilgilenmeye başladım. Tam düzeldim diyorum ama öküz yine bir şeyler yapıp moralimi bozmayı başarıyordu. Derin bir nefes aldığım zaman Alya "Reis diye birini işitmiştim. O mu?" diye sordu. Ben de ona bakmadan cevap verdim. "Evet, ta kendisi." Alya beni anlamadığı belirtircesine baktı. Hemen dolan gözlerimi silip "Eski sevgilim. Her şey eskide kaldı. Ona ait bir duygu beklemiyorum. Sevgilisi var." diye kısa bir açıklama yaptım. İyice gözlerini kıstı. "Sevgilisi olmasa olur yani?" diye bir şey yöneltince kafamı hayır anlamında salladım. Konuyu değiştirip konuşmaya başladık. Akşam olunca da uyumak için annemin eski odasına girdim.
Sabah olunce biricik kuzenlerim Berk ve Alya'nın dalaşmasına uyandım. Yanlarına gidince sadece bir hırka için kapıştıklarını gördüm. Usak bir sırıtmıştım. Berk bunu fark edip yanıma geldi. "Günaydın uyuyan güzel." dedi. Bende ona "Günaydın beyaz atlı prens" diye karşılık verdim. Berk yanımda ki duvara yaslanıp "Ne yazık ki bugün biz erkenden ormana gideceğiz. Piknik yeri bulmak için. Sen de gelmek ister misin?" diye sorunca evet anlamında kafamı salladım. İçeri gidip üstüme bir şeyler geçirdim ve aşağı indim. Kahvaltı yaptıktan sonra elimizde örtü ve sular ile ormana girdik. Geri kalanlarını yengemler getirecekti. Ormanda dereden geçerken paçalarım su olmuştu. Sonunda Berk bir yer bulmuştu da örtüyü serip oturmuştuk. Kafamı onun bacağına koymuştum. Oda saçlarım ile oynuyordu. Alya'da manitası ile mesajlaşıyordu. O sırada Reis aradı.
"Efendim?"
"Anı şu an neredesin?"
"Ormandayım."
"Ne işin var?"
"Yaw sanane!"
"Ne demek banane."
O sırada Berk gıcıklığa "Birazdan soyunup denize gireriz değil mi sevgilim?" dedi. Onu cimcikledim ama çok geçti.
"Lan ne oluyor orada?"
"Hiçbir şey olduğu yok! Sakin ol bir!"
"Anı sakin ol deme bana! Kim var yanında?"
"Kuzenlerim var. Gıcıklığa yapıyorlar şu an."
"Yemin et kuzenlerin olduğuna."
"Yaw zaten o kadar şey yaşadım. Tekrar kendimi oduna bağlar mıyım? Hem zaten dayım da izin vermez."
"He izin verse yapacaksın?"
"Ya adam gibi konuşursun ya da teledonu yüzüne kapatırım."
"Tamam be sustum. Bu arada pusula duruyor değil mi?"
"Boynumda."
O sırada arkadan Pelin'in sesi geldi.
"Hadiii aşkııım gelmiyor musun?"
"Ben kapatayım. Sevgilin ile rahat rahat ufak işlerinizi halledin siz."
Cevap vermesini beklemeden telefonu yüzüne kapattım. Beyaz Atlı Prens bana merakla bakıyordu ama ben kafamı başka yöne çevirmiş ve ağlamamaya çalışıyordum. Bu bana yapılamazdı. Ben bir şey yapmamıştım ona. Telefonu kapattıktan sonra aramaya başladı ama açmadım. Onun yerine Secem'i aradım ve Secem ile konuştum.
"Anı, nasılsın kuzum?"
"Kötü."
"Niye ya? Biri bir şey mi dedi?"
"Reis, Pelin ile."
"Sen bunu nereden biliyorsun?"
"Aradı, açtım. Konuşurken arkadan onu sesi geldi. Ben düzelemiyorum. Yine geleyim Piskolog Neftune Abla'ya gidelim. Olur mu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİMİN REİSİ
RomanceZil çalmıştı. Soyunma odasına gittim üstümü değiştirmek için. Kızlar ile de mesajlaşırken üstümü değiştirmek zaman aldı. Hatta soyunma odasında tek kaldım. Tam çıkacakken kapının tutuklu kaldığını anladım. Dışardan biri kapıyı arka tarafından açana...