Zil çalmıştı. Soyunma odasına gittim üstümü değiştirmek için. Kızlar ile de mesajlaşırken üstümü değiştirmek zaman aldı. Hatta soyunma odasında tek kaldım. Tam çıkacakken kapının tutuklu kaldığını anladım. Dışardan biri kapıyı arka tarafından açana...
Bize bakan kalabalıktan sıyrılıp okuldan hızla çıktık. Parka gittik ve birbirimize bakmaya başladık. İkimiz de konuşmaya niyetli değildik. En son Secem pes etti ve anlatmaya başladı.
"Sen bizi sınıfa kilitledikten sonra Barış bana meraklı bir şekilde baktı. "Anlatacak bir şeyim yok, Anı saçmalıyor." diye ikna etmeye çalıştım. Sonra "Benim anlatacak bir şeyim var." dedi. Bana doğru yürümeye başladı. Ben de geri geri yürüyordum. En son duvara dayandığı için bedenim daha fazla geri gidemedim. Elini duvara koydu ve kaçış planımı yok etti. Kulağıma eğildi ve "Seni seviyorum lan, seni seviyorum." dedi. Lan dedi bana! Öküz! Neyse, sonra dudaklarıma bir buse kondurdu. Ayrıldığı zaman onu ittim ve kapıyı yumruklamaya başladım. Reis bizi duydu ve seni aramaya koyuldu. Biz de o sırada konuştuk. Bizden yani o ve benden vazgeçmeyeceğini bildirdi. Benim asıl planım süründürmek."
"Oha lan. Ne yaşamışsınız?"
"Senin sayende gülo. Eee sen anlat, niye ağlıyordun?"
"Kantinde çayımı içiyordum, bu dengesiz sinirli bir şekilde gelip beni kolumdan tuttuğu gibi duvara yasladı. Bağırdı, çağırdı falan. Bende aynısını yaptım. Sonra hızla gelip titreyen ellerim ile anahtarı çıkardım ama elimden düştü. Teoman sağ olsun yardım etti."
"Teoman sanki sana sevgi sözcüğü söyledi!?"
"'Sen dur güzelim. Belli ki şerefsizin teki üzmüş seni. Kendini fazla zorlama, ben açarım.' dedi. Bunu dedikten sonra Çağlar hızla yanımızdan ayrıldı."
"Teoman sana 10. sınıfta da böyle davranıyordu. Acaba ona bir şans mı versen?"
"İlk adımı o atarsa veririm."
Ben bunu derken arkadan böğürmeye benzer bir ses duyuldu. Arkama baktığım zaman Reis'i gördüm. Off çektim. Kolumdan tutup hızla ayağa kaldırdı ve kendine çekti.
"Ne demek o ilk adımı atarsa şans veririm! Sen beni delirtmeye mi çalışıyorsun? Ben sana ilk ve tek sevgilin benim demedim mi? Benim sözüm niye dinlenmiyor?"
"Lan sen kimsin kim? Sen benim neyim oluyorsun? Beni öldürüyorsun ya sen. Sen de babam gibi üzüyorsun beni. Sana dönüyorum olmuyor, başkasına dönüyorum kıyameti kopartıyorsun ama sen her gün başka kadınlar ile geziyorsun. Senle çıktım diye senin kölen olmak zorunda mıyım ben? Sen benim ilk ve tek sevgilim değilsin. Sana bunu daha önce söyledim ama unutmuşsun. Sen benim ilk ve tek hatamsın. Artık sen bana haramsın."
"Git ne halin varsa gül ama şunu unutma peşini bırakmayacağım. Sen benimsin ve benim kalacaksın."
"Sen de benimdin ama benim kalmadın be. Benim kalmadın."
Bu lafı dedikten sonra ayaklarımın bağı çözüldü. Yere düştüm. Reis bana bakmıyordu. Yere düştükten sonra var gücüm ile bağırdım.
"Sen çok büyük bir hatasın, sen bana haramsın. Sen benim kalmadın. Beni rahat bırak, en azından bıraktığın enkazı toparlayayım. Lütfen bana uzunca bir süre bulaşma."
Bunu dedikten sonra Reis hızla uzaklaştı. Secem beni kaldırdı ve yerime geri oturttu. Hiçbir şey demeden ağlıyordum.
İnsanı hataları batırır ama dostları her seferinde kaldırır.
Kendimi toparlayıp bana endişe ile bakan Secem'e döndüm. "Bir şeyim yok gülüm. Sen Barış Abi'nın instegramına bir baksana." dedim. Oda sözümü ikiletmedi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İnstegramda Reis'in yorumu ile moralim düşmüştü. Asıl acıtan şey onu hâlâ seviyor olmaktı. Buruk bir şekilde bakarken Secem'in yorumu ile kahkaha atmıştım. Yüzü düşmüş Secem'e bakarken kahkaha atmaya devam ediyordum.
Biraz oturduktan sonra Sinem'in yanına gittik. Onu görünce moralinin bozuk olduğunu anlamak zor olmadı. Yanına oturup "Kime dalıyoz kanka?" diye sorduğum zaman "Ben Arda ile ayrıldım." cevabını aldık. İçli içlu iç çekerken Sinem bir güldü. Secem'de ona katılınca ben şok oldum. Sinem sonra yavaş yavaş nefes ritmini düzene sokup konuşmaya başladı. "Kanka bu kadar ayrıldığını belli etmem o nasıl iç çekiştir?" Secem'de derin bir nefes alıp konuşmaya başladı. "İlk defa Sinem'e katılıyorum. Sanki eski halinize dönmek istiyorsun gibisin." Kafamı eğdim ve "Evet, istiyorum." dedim. Eski mutluluklarından eser yoktu. Secem tekrar sırıtmaya başladı. "Sinem, Anı çok güzel aranızı yapar. Tamam kendi ilişkisi berbat ama benim ilişkimi bugün efsane bir şekilde yaptı." Bunu duyan Sinem bana merakla bakınca sadece ufak bir gülümsedim. Secem başan aşağı her şeyi Sinem'e detaylı bir şekilde anlattı. Biraz düşündükten sonra Sinem'e döndüm ve "Siz nasıl ayrıldınız?" diye sordum. Oda "Kısa etek giyindiğim için beni eve geri götürdü ve üstümü değiştirip tekrar arabaya binmemi istedi. Bende kızdım ve eve gidip bir daha aşağı inmedim." dedi. Secem'de "Kıskanmış işte. Bunun yüzünden mi küstün. Mesela şu an gayet normaliz ama Anı ile senin yanından ayrıldıktan sonra kabga ediceğiz. Seninle konuştuğu için." dedi. Sinem de "Sen Anı'yı benden mi kıskanıyorsun?" diye sorunca Secem pat diye cevap verdi "Tek senden değil canım, Reis'ten, Nisa'dan yani benden başka bütün arkadaş çevrisinden." Bunların konuşmaları hararetli bir şekilde giderken ben hemen pat diye bir seçenek sundum. "Sinem Arda'yı daha çok kıskandır." İkisi de susup bana bakınca derin bir nefes verdim ve "Yani mini etek ve göbeği açık bir şey giy ve kendini onun gözüne sokarken erkekler ile konuş." diye devam ettim. Sinem'de sinsice gülüp "Arda daha önce erkek kuzenlerimi görmedi. Kuzenlerim de sağ olsunlar kırmazlar beni." deyince bizde anlayıp kafamızü salladık.
Sinem'i giydirebildiğimiz kadar açık giydirdik. Sonra onu kuzenlerine teslim ettik. Onlar dediğim adrese giderken bende Arda'ya gizli numaradan aradım ve Secem'e telefonu verdim. Arda daha önce Secem'in sesini hiş duymamıştı. Yine de önlem olarak Secem'de sesini değiştirebildigi kadar değiştirip konuşmaya başladı. "Şu an eski sevgilin belli bellirsiz 2 erkek ile buluşmuş ve üstü açık. T....'de Ç...... caddesinde, S........ sokakta. İnanmaz isen kendi gözlerin ile gel ve bak!" dedi ve cevabı beklemeden hızla telefonu yüzüne kapadı. Sonra Sinem'lerin buluşacağı adrese hızla gidip olanları izlemeye başladık. Sinem kuzenleri ile gayet samimu takılıyordu. Biraz daha beklerken Arda'nın arabası göründü. 2 kuzeni de gayet güzel dövdü. Sinem'i kolundan çekerek götürmeye çalıştı ama Sinem çirkefliye verince çocuk omzuna attı kızı.
Onlar gittikten sonra Secem ve ben dövülmüş kuzenleri alıp hastaneye götürdük. Hastane de ikiye ayrıldık. Secem Umit'i başka doktora götürürken bende Umut'u başka kata çıkarıyordum. Yanlışlıkla doğumhane katına çıkmıştık ama haberimiz yoktu. Karşımda Reis ve Esma Teyze'yi görünce şok yaşamıştım. Sevda da oradaydı. Sevda koşarak gelip boynuma atladı. Bende kucağıma alınca Reis geldi ve "Sevda gel canım bana. Ablan hamile, yorma!"dedi. Bunu duyan Umut saçma sapan bir şey dedi. "Oha kanka sen hamile misin, kaç aylık, cinsiyet ne, adı ne? Lan erkek olursa Umut koyarsın demi lan?" Bunu duyan Reis şaşkınca bir bana bir Umut'a bakıyordu. Bende bulunduğumuz kata. En son yanlış geldiğimizi anlayıp "Umut sanırsam biz doğumhane katına geldik. Reis babamın arkadaşının oğlu. Ufak bir tanışıklığımız var yani. Bizi burada görünce yanlış anladı." dediğim zaman Umut'un kahkahası ortalığı yıktı. Ben o ikisini orada bırakıp kucağımda ki Sevda ile Esma Teyze'nin yanına gittim.
