Yavaş yavaş artık kendime gelmiştim. Tek çare beklemekti. Reis bana merakla bakarken ona minik bir tebessüm ile "Gelecekteki kocacım sanırsam ben sana sarmaları vermeyi unuttum. Geri döndüğümüz zaman afiyetle yeriz." dedim. Ona başüna salladı ve başımı göğsüne yasladı. Tek çare bütün gece o ağaçta birinin bizi bulmasını beklemekti.
Secem'in Ağzından
Anı ve Reis eniştem hâlâ ortada yoktu. Çok endişelenmiyordum. Anı'ya daha yeni kavuşmuşken kaybedemezdim. O benim kardeşim olmuştu artık, onun öldüğünü kabullenemezdim. Hızla oturduğum yerden kalktım ve telefonumun ışığı ile ormana daldım. Ardamdan otobüsteki çocuğunda geldiğini fark ettim. Beni kolumdan tutmuştu.
"Nereye gidiyorsun sen?"
"Seni ilgilendirmez benim nereye gittiğim."
"Eğer bizimkileri arayacaksan bende geleyim. Tek olmaz. Burası riskli bölge."
"Sen bilirsin."
"Bu arada ben 12'lerden Salih Barış Gece."
"Bende 11/D sınıfından Secem Aylanç."
Tanışma merasimi bittikten sonra Anı ve Enişte'yi aramaya devam ettik. En son saat 06.00'dı. Güneş doğmaya başlamıştı. Kocam bir ağaç gördük ve dibine oturduk. Barış yanıma oturdu ve konuşmaya başladı.
"Anı'nın mı yoksa Reis'in mi arkadaşının?"
"Anı'nın en yakın dostuyum. Kardeşi de diyebiliriz."
"O kadar da yakın değilsinizdir."
"Orta ilkten beridir arkadaşın. Bir zahmet ondan fazla yakın olalım."
"Anladım."
"Senin Reis ile bağlantın ne?"
"Reis daha ilk okula geldiği zaman ben 10. sınıftım. Tabi kerata yakışıklı bütün okulun gözü onda. Hele sen 12. sınıfı gör. Çocuğa döveceklermiş gibi bakıyor. Bende tabi o zamanlar gayet tanınanım. Aldım Reis'i yanıma kolladım. Kısa süre sonra abi- kardeş olduk."
"Anladım."
Anı'nın Ağzından
Reis ile ağaçta oturmaktan sıkılmıştık. En son Reis aşağı doğru inmeye başladı ve ağacın yarısında yere düştü. Sonra biraz orada onaylandıktan sonra benden atlamamı istedi. Ona güveniyordum ve bu yüzden istediğini yaptığım zaman kendimi onun kullarında buldum. Yere inmek istedim ama izin vermedi ve sonra dudaklarıma bakmaya başladı. Bundan nefret ediyordum ve şimdi kaçacak bir yerimde yoktu. Tam öpecek dedim arkadan bir sahte öksürük duyuldu. O tarafa döndüğümüz zaman Seçem ve Barış'ı görmeyi beklemiyorduk. Reis hemen ellerini hazır ol konumuna getirdiği için bende yere düştüm. "Gerizekalı! Öyle atılır mı ya?" diye çemkirdim. Oda bana sırıtarak bakarak "Eee Anı'm ne yapayım heyecanlandım." dedi. Sonra karşımızda gördüğümüz evrimini henüz tamamlayamamış arkadaşlar bizim bu durumumuza gülmeye başladı. Haklılardı da. Bende olsa bende gülerim. Reis Barış'a bakarak "Salih Abi tam gelecek vakti buldun. Az geç geleydiniz nolurdu sanki?" diye sitem etti. Ve benim canım dostum direkt Barış'a izin vermeden lafa girdi. "Başlarım lan şimdi senin Salih Abi'ne. Gebertirim ikinizi de. Sen ne hakla kızı istemeden öpmeye çalışırsın lan. Anı böyle bir şey dediği gibi seni tahtalı köye tek bilet uçururum. Hem gelmiş kardeşimi sahiplenmişsin ve üstüne bize kızıyorsun. Dağdan gelmiş bağdakini kovuyorsun ama dikkat et bağdaki senden akıllı." diye sinirli bir şekilde çıkıştı. Her ne kadar erkek tayfa hem korkup hem şaşırsa da bu Secem'in kıskançlık hali idi. Korkmakta çok haklılardı. Seçem çok kıskançtı bana karşı. Sinem ile konuşmama bile kıskanırdı. Çoğu zaman bu yüzden tartışıp 2 dakika geçmeden barışırdık.
Bende Secem'e göz kırptım ve gitmek istediğimi söyledim. En sonunda yola koyulduk.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİMİN REİSİ
RomanceZil çalmıştı. Soyunma odasına gittim üstümü değiştirmek için. Kızlar ile de mesajlaşırken üstümü değiştirmek zaman aldı. Hatta soyunma odasında tek kaldım. Tam çıkacakken kapının tutuklu kaldığını anladım. Dışardan biri kapıyı arka tarafından açana...