16

101 7 0
                                    

          Sabah kalktığım sıra da Seçem mesaj atmıştı. Okula gidemeyeceğini söylüyordu. Bende onaylayıp üstümü gitmeye başladım. Hızla bir kaç şey yiyip direkt kendimi dışarı attım. Reis daha gelmemişti. O yüzden aramayı tercih ettim.

"Aloooooo..."

"Buyur yavrum?"

"Bebeğim neredesin? Ben kapıya çıktım ve seni bekliyorum."

"Telefonu kapat ve sokağın başına bak!"

        Dediğini yaptım ve karşımda Reis'im. Arabaya bindik ve bana Secem'i sordu. "Bebeğim bugün gelemeyecek. Teyzesi gile gitmişler baş sağlığı vermeye." Oda bana baktı ve "Gelmemesi benim işime gelir." dedi ve moralimi bozdu bu laf. Kaşlarımı eğdim ve "Nedenmiş lan?" dedim. Bu lafıma güldü ve bana baktı "Ne demek neden? Tabi ki seninle baş başa olmak için. Seninle ne zamandır baş başa kalamıyordum. Artık seninle baş başa kalabilirim. Değil mi?" dediği  zaman istemsizce gülümsedim. Sonra aklıma babamın dediği gelince Reis'e baktım ve "Babam seninle sevgili olmamı istemiyor!" dedim ama demez olaydım. Az kala kaza yapacaktık. Kıl payı kurtulduk. Sağda durdu ve bana bakarak "Babam bizi öğrendi mi, sana çok kızdı mı, bir daha görüşemeyecek miyiz? diye bütün soruları sıraladı. Bende derin bir nefes aldım "Babam bizi öğrenmedi. Sofra da seni övdü, övdü ve övdü. O yüzden ben de 'Çocukla sevgili mi olsam?' dediğim zaman tersledi." diye cevapladım sorularını. Bunu duyunca üzülmesi gerekirken mutlu olmuştu. Okula gittiğimiz zaman derslerden beynim kaynamıştı. Biyoloji, tarih, kimya derken en nefret ettiğim edebiyata sıra gelince mal mal bakakalmıştım. Normal insanlar matematiği anlamazken ben edebiyatı anlamıyordum. Baba mirası tabi ki. Babam da aynı bu durumları yaşıyormuş.

     Sonunda o da bitmiş ve ben kendimi öğle tenefüsünün kollarına bırakmıştım. Elif mutlu bir şekilde yanımıza geldi ve "Kanketoşlarım bilin bakalım ne oldu?" dedi. Ben de anlamış bir şekil de "Sen de Berk ile sevgili oldun değil mi kenka?" dedim. Bana mutlu bir şekilde baktı ve başını salladı. Bunun hakkında muhabbet dönerken 9. sınıflardan bir kız beni müdürün çağırdığı bilgisini verdi.

         Hızla müdürün odasına gittim ve kapıyı çaldım. "Gir!" sesini duyunca odaya daldım. Müdür bana koltuğu gösterdi ve geçip oturdum.

"Kızım bu hafta spor salonunu toplamaya gitmemişsin!"

"Unuttum hocam. Özür dilerim."

"Bir daha spor salonunu toplamaya gitmeyeceksin. Cezan bitti."

"Sağ olun hocam."

"Yarından itibaren ormanda kamp yapılacak. Bir hafta sürecek. Yani pazar günü döneceğiz. Sınıfa git ve gelmek istiyen kişilerin ismini al çocuğum. Sonra da bana getir."

"Peki hocam."

"Çıkabilirsin."

         Sınıftan çıkarken kapı da beni bekleyen Reisi gördüm. Hocanın anlattığı her şeyi ona anlattım. "Sen gidecek misin?" diye sordu. "Evet, doğa ile iç içe olmayı seviyorum. Ya sen?" diye yanıtladım. Reis burnunu saçlarıma daldırıp çıkardı sonra bana bakarak "Senin gittiğin her yere giderim." deyip yanağımdan makas aldı. O sırada zil çalınca ayrılıp sınıflara gittik.

        Herkes geldikten sonra öğretmen masasının üzerine çıktım ve "Arkadaşlar yarın ve pazar günü arasında kamp yapılacak. Gelmek isteyenler ismini dağıtacağım kağıda yazsın." diye bağırdım. Kapı açılacağına sıra da öğretmen masasından cam kenarı 2. sıraya atladım. Yani kendi masama uçtum. Kağıdı öndeki arkadaşa verdim ve elden ele dolaşarak gelmek istiyenler ismini yazmaya başladı. Ders bittiğinde kağıdı alıp müdüre verdim.
En son okul çıkışı yine sevdiceğim arabasına doğru giderken bir kızı Reis ile gördüm. Kız ona biraz yaklaştığı gibi Reis uzaklaşıyordu. En son beni gördükleri sırada Reis arkama saklandı ve "Gelecekteki karım nolur beni bundan kurtar?" dedi. Içimdeki kuşku küçüldü ama hâlâ kızın kim olduğunu merak ediyorumdum. "Bu kız kim lan?" diye sorup kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Reis ise iyice arkama saklanmıştı. "Gerizekalı kuzenim. Seni tanımak istiyor." dediği zaman Reis'i orada bıraktım ve hızla kızın yanına gittim.

KALBİMİN REİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin