Uyarı (smut) ehehe
Jongin heyecandan yerinden çıkacak gibi atan kalbine hakim olamıyordu.
Kyungsoo, garipti. Öyle garipti ki,
Harman bir içicinin uyuşturucuya duyduğu bağımlılık gibiydi dokunuşları.Jongin onun dokunuşlarına bağımlı olmuştu, kendine bile itiraf edemezken.
Kyungsoo tekrar etti son cümlesini fısıltıyla.
"sana benim olduğunu hatırlatacağım..."
Kyungsoo hiçbirşeyi umursamıyor, kimseyi duymuyor gibiydi.
Jongin'in kalçasındaki elini daha da sıkılaştırırken titrek bir nefes bıraktı kölesinin boynuna.Jongin nefes alamıyordu. Sanki bir el sıkıca boğazını sarmış gibiydi.
Kyungsoo'nun tavırları öfkeli, dokunuşları özlem doluydu. Jongin bu sebeple ondan korkuyordu.
Kyungsoo Jongin'i hem özlemiş hem de ona sinirli iken, jongin efendisinin ona nasıl davranacağını bilemiyordu.Kyungsoo ansızın ellerini Jongin'in üzerinden çekti ve ondan uzaklaştı.
Jongin şaşkınlıkla tuttuğu nefesini dışarı bırakırken, büyük ellerin üzerinden çekilmesiyle afalladı.
Kyungsoo kendini tutmak için çaba sarf ederken, zevkten boğuklaşmış sesi doldu Jongin'in kulaklarına."bunu burda yapmayacağım kim Jongin"
Kyungsoo bir elini Jongin'in bileğine attı ve odadan nazikçe çekerek onu koridora sürükledi.
Jongin hicbirsey anlamamıştı.
Günler önce Jongin'in evi dolaşırken kilitli olduğunu görüp içeri giremediği odanın önünde durduklarında, Jongin merakını bastıramadı."bu odaya daha önce bakmıştım ama kilitliydi. İçeride ne var?
Beni neden buraya getirdiniz?"Kyungsoo cevap vermeden cebindeki anahtarı çıkarıp kapının deliğine yerleştirdi ve yavaşça çevirdi.
Jongin'in tepkisinin kötü olmamasını umuyordu.Kapı açılırken tamamen siyahlar içindeki oda gözler önüne serildi.
Duvarlar siyah, kapının arkası siyah, içeride duran büyük yatak siyah, herşey siyahtı.
Jongin Kyungsoo'ya sorular sormayı unutup gözlerini büyüterek içeri bakmaya devam ederken, her şeyi daha iyi görebilmek için birkaç adım attı.
Yatağın bulunduğu sağ köşeden duvarın sonuna doğru baktı sessizce, gözleriyle odayı tararken, ağzı şokla açılmıştı.
Sol tarafa dönen duvarda koleksiyon gibi duran çeşit çeşit, renk renk kırbaçlara baktı Jongin. Korkusu artıyordu.
Bir insanın neden böyle bir odası olsundu ki?
Kyungsoo'nun elini omzunda hissettiğinde refleksle geri çekildi.
"bunlar korkman gereken şeyler değil küçüğüm, burada bulunan şeylerin hepsi aldığın zevki zirveye çıkarabilmek için. Korkman gereken şey bu kırbaçlar değil, korkman gereken şey benim"
Jongin seslice yutkundu ve Kyungsoo'nun gözlerinin içine baktı birkaç saniye. Hayatında ilk defa böyle bir oda görüyordu.
Ona bir cevap dahi vermeden odayı gezmeye devam etti. Başka bir duvara asılı duran birkaç çeşit kelepçe dikkatini çekerken oraya yöneldi.
"bunları daha önce kaç kişinin üzerinde kullandınız?"
Sadece bilmek istiyordu. Kyungsoo hafifçe güldü.
"sadece o aptal kadın bunları görebildi.
Ben hergün farklı insanları altına alan biri degilim Kim Jongin ve eğer bu odayı görebilmişsen, altıma aldığım hiçbir insanla eşit konumda olmadığını bilmelisin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Caliente (Dokai) ✔️
Fiksi Penggemar"Ben yokken sen uslu muydun?" Kyungsoo bileğinden Rolex'i yavaşça çıkarırken kapıya yaslandı. Gözleri itaatkar bir şekilde önünde oturan genç erkeğe yapıştı. "evet" "bana düzgün hitap et" "e-evet baba" Jongin usulca sızlandı. {Yetişkin içerik} (Yan...