Smut var mq ağlıyorsunuz hunhan diye alın size hunhan ehehe
'Xiao Luhan'
Bu iki kelime Sehun'un aklında tekrar edip duruyordu.
Hızlanan kalp atışlarını bastırmaya çalıştı ve küçük olanın gözlerindeki kuşağı açmak için uzattığı ellerini çekerken, küçük olanın onu görmesini istemediğini fark etti.
Bu odadan hemen çıkıp gidebilirdi.
Ya da kalıp tüm gün aklından çıkmayan bu bedene sahip olabilirdi.
Neden burada çalışıyordu?
Kafede çalışmaya başlamasının sebebi neydi?Türlü türlü sorular kafasında dönüp dururken bu çocukta saklı olan gizem tüm gün aralarında gerginliğe sebep olmuştu. Bir nedeni olmalıydı.
Sehun herşeyi kafasından atarak ellerini genç olanın omuzlarına yerleştip nazikçe ayağa kaldırırken, pembe saçlı çocuğun vücudu saatlerce soğukta kalmışcasına titriyordu.
Bir ses dahi çıkarmadan genç adamı ayağa kaldırıp geniş yatakta oturturttu.
Kendine engel olamadığını hissederken,
titreyen kırmızı ve çekici dudaklara zarif bir öpücük kondurdu.
Bu saniyelik öpücük ile Luhan daha fazla titredi.Sehun düşünmeden edemedi. Madem burada bu işi yapıyor, ne diye korkarak titriyor? Alışık olması gerekmez miydi?
Küçük bedendeki gerginliği hissederek fısıltıyla konuştu."Xiao Luhan, sakın korkma. Sana harika bir gece yaşatacağım."
En azından sesinden konuşan kişinin kendisi olduğunu anlamasını beklerdi fakat küçük olan sadece titreyen dudaklarını birbirine batırmış ve Sehun'u başıyla onaylanmıştı.
Sehun şehvete aç gözleriyle kırmızı ışığın altındaki pürüzsüz ve güzel bedeni süzerken pembe saçlıyı bir eliyle nazikçe itti.
Luhan'ın zayıf bedeni nazikçe yatağa düşerken, dudaklarını yaşayacaklarını tahmin edercesine sertçe ısırdı.
Hicbirşey belli etmemeye çalışırken şuan sadece titreyen vücudunu durdurmak için çabalıyordu.
Bunu yapmak zorundaydı.Sehun yavaşça vücudunu Luhan'a itmiş, ağırlığını vermeden onun üstünde yer edinmişti. Onu istiyordu.
Kafasını çilek benzeri, eşsiz kokan boyna gömdü ve yavaşça öperken sıcak dilini güzel köprücük kemiklerinde gezdirdi. Geri çekilip pembe saçlıya birkaç saniye baktı.
Luhan gözleri hala bağlı şekilde üzerinde sadece iç çamaşırı varken tahrik edici beyaz teni, Sehun'un taciz ettiği kızarmış boynu ve ince bacaklarıyla o kadar tapılası gözüküyordu ki...Sehun hırlar gibi erkeksi bir inleme bırakıp tekrar Luhan'ın üzerine eğildi ve kırmızı dudaklarla kendi dudaklarını birleştirirken onun bir bacağını kaldırıp hafifçe kırarak baldırını sertçe okşadı.
Ah onu pembe saçlarından tutup çekerek becermek istiyordu, onu o kadar fazla istiyordu ki boynunu mosmor ederek emmek, tadını iliklerine kadar hissetmek istiyordu.Luhan ellerini Sehun'un omuzlarına atmış, kasılan bedenini yatağa mümkünmüş gibi daha fazla yapıştırmaya çalışıyordu. İstemiyor gibi gözüküyor fakat hiçbir şekilde ona engel olmuyordu.
Sehun omuzlarındaki küçük elleri tek eliyle Luhan'ın kafasında birleştirirken boştaki eliyle biçimli, küçük kalçayı sertçe okşadı. Dayanamıyor, ona sahip olmak için can atıyordu.Emilmekten kızarmış sıcak dudaklara tüm hırsı, ihtirası ve isteğiyle birkez daha sahip olurken kafasını geri çekerek fısıldadı pembe saçlıya.
"bana karşılık ver Xio Luhan, put gibi durması için senin yerine bir heykel de satın alabilirdim."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Caliente (Dokai) ✔️
Fanfiction"Ben yokken sen uslu muydun?" Kyungsoo bileğinden Rolex'i yavaşça çıkarırken kapıya yaslandı. Gözleri itaatkar bir şekilde önünde oturan genç erkeğe yapıştı. "evet" "bana düzgün hitap et" "e-evet baba" Jongin usulca sızlandı. {Yetişkin içerik} (Yan...