30- Hediye

1.6K 107 777
                                    

Kyungsoo bir eliyle yüzünü ovuştururken sabırla iç çekti.

"Aptal mısın çocuk, kimliğini buldum diyorum. Jongin'in doğum günüyse pembe lezbiyenin de doğum günüdür o zaman. Bu onlara kardeş olduklarını açıklamak için harika bir fırsat işte"

Sehun güzel kafenin içinde kahvesini yudumlarken kafasını iki yana salladı.

"Ben hala bizi öldüreceklerini düşünüyorum."

Kyungsoo onu dinlemeden Jongin'e hediye ettiği kafenin içine bir kez daha göz attı. Elemanlar müşterilerle ilgileniyor, içerideki hoş hava adeta sakinlik ve güzellik yayıyordu. Aklına gelen fikirle heyecanla parmağını şıklattı ve planını bu aptala elli defa baştan anlatmak için derin bir nefes aldı.

'işte başlıyoruz...'

                          ......................

Sehun pembe saçlının etrafında dönmeye devam ederken bağırdı heyecanla.

"Lu, Jongin'in doğum günü yarın"

Luhan olduğu yerde birşey anımsar gibi olduğunda durup bekledi birkaç saniye. Ah onun da doğum günüydü, heyecanla kafa sallayarak bunu Sehun'a söylemezken, derin bir iç çekti. O hiçbir zaman kendi doğum gününü kutlamazdı.

"Ah Jongin hyungu seviyorum. Onun için güzel bir sürpriz hazırlamalıyız!"

Jongin ona hayatının en büyük iyiliğini yapmıştı. Ona o kafede bir iş teklif ederken, ona hayatının en büyük hediyesini vermişti belki de. Ona Sehun'u vermişti....

                            ...................

Öte yandan Jongin de kendi doğum günü olduğu gerçeğini Kyungsoo'dan gizlemeye devam ederken, neşeyle konuştu.

"Ah o çocuğa güzel bir sürpriz yapalım!"

Ve Kyungsoo gülerek onu onayladığında, içinden geçirdi telaşla.

' bu ya iyi bir doğum günü olacak, ya da iyi bir ölüm günü olacak..."

Ve saatler içinde iki çift ayrı yerlerde aynı kafeyi süslemek için hazırlıklar yaparken, Kyungsoo Jongin'den uzağa gitti ve telefonunu çıkardı. Numarayı tuşlayıp telefonu kulağına yerleştirdi ve bekledi.

"Efendim katil"

Kyungsoo göz devirirken konuşmaya başladı.

"Bak süs müs şeyleri alıyor bu çocuk, pembe lezbiyen de alıyorsa onu sakın kafeye getirme kendin al ben de Jongin'in aldıklarını alacağım kafeyi biz süsleriz, onların birbirini görmemesi lazım."

Sehun bıkkınca onu onaylayarak telefonu kapattığında, Luhan'a döndü yavaşça. Gördüğü şey ile koşar adımlarla ona doğru ilerlemeye başladığında, Luhan'ın neşeli sesi doldu kulaklarına.

"Nereden geldiysen oraya doğru siktir git. Ödedim ben herşeyi sana ödetmem salak"

Ve Sehun umursamaz şekilde omuz silkti. Salak o parayı kendine harcadığını bilmiyordu...

Öte yandan Jongin bir elini küçük dükkandaki aksesuarların üzerinde gezdirirken, mırıldandı kendi kendine.

"Ah ona ne almalıyım?"

Arkasından babacığının yumuşak sesi duyulduğunda, kısık sesle güldü kumral olan. Ah onunla ne yapacaktı böyle.

"Bak ilerideki dükkanda kozmetik mağazası var. Hadi oraya gidip ona tampon alalım ihtiyacı vardır"

Caliente (Dokai) ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin