-Sabah durmadan çalan telefonun sesine lanetler okuyarak uyandığımda, her yanım önceki akşam sıkı bir dayak yemişim gibi ağrıyordu. Gerçi benim nezdimde yaşananların da sıkı bir dayaktan farkı yoktu. Hatta daha beterdi. Kavga etmiş olsaydım yaralarıma pansuman yapardım ya da dinlenirdim ve tamam, her şey biterdi. Ama dün ben de dahil birçok kişide kapanmayacak yaralar açılmıştı.
Kısa bir süre yatakta öylece durup sonrasında ise kalkıp ısrarla çalmaya devam eden telefonumu elime aldığımda beni arayabilecek ne kadar insan varsa hepsinin aradığını görmüştüm. En başta Seokjin Hyung ve Namjoon Hyung geliyordu. Ama şimdilik hiçbirine geri dönmeyecektim. Belki gün içinde mesaj atarım diye düşündüm.
Aramayan tek kişi ise Jimin'di ama benim de şuan en çok ona ihtiyacım vardı. Dün yaptıklarımı hatırlayınca içten içe hem kendimi haklı buluyor hem de tepkiyi yanlış yerde ve yanlış şekilde gösterdiğime inanıyordum. Ama bu düşüncelerin hiçbiri şuan Jimin'e ihtiyacım olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.
Bu olaylar yaşanmadan bir hafta evvel Jimin ile stüdyoyu yeniden açma kararı almıştık. Aslında bu biraz da benim isteğim ve bu isteğimde aceleci olmamın sonucu ortaya çıkan bir karardı. Görünürde Jimin sadece bana ayak uydurmuştu ama belli etmese de o da en az benim kadar heyecanlıydı bu geri dönüş için. O da ben de yeniden, en başında olduğu gibi birlikte çalışacak olmanın heyecanını yaşıyorduk.
Ama farkındaydık, kolay olmayacaktı ve bir şeylere en başından başlamamız gerekecekti. Bu nedenle de eskisi kadar popüler ve kaliteli şirketler ya da ajanslarla olmasa da birkaç yer ile anlaşmaya karar vermiştik. Ama ondan da önce birkaç bireysel çekim alacaktık. Böylece manevi olarak tekrardan toparlanırken maddi anlamda da kendimizi desteklemiş olacaktık.
Hoseok Hyung'un döneceğini o sıralarda bilmediğimiz için de makyaj ve kostüm işleriyle ilgilenebilecek birilerini arıyorduk. Hoş şimdi de Hoseok Hyung'un aramıza dönüp dönmeyeceği belirsizdi ama bu daha sonra düşünülmesi gereken bir konuydu. İşte tam da bu nedenle internette bunun için bir ilan oluşturmuş, ilana ikimizin de telefon numaralarını yazmıştık.
Telefonumdaki bu bitmek tükenmek bilmeyen trafiğin en büyük sebeplerinden biri de buydu. Garip bir şekilde çok fazla insan arıyor, mesaj atıyordu. Adayları Jimin ile değerlendirip görüşmeye çağıracaktık ama biz daha stüdyoyu bile adam akıllı düzenleyememiştik.
Şimdi de onu feci şekilde kırmış, evimden kovmuştum. Normalde olsa anlayışla karşılayabilirdi ama onu hiç bilmediği belki de hiç alakası olmadığı sebeplerden azarladığım için muhtemelen bu kırgınlık uzun sürecekti.
"Kendi işini kendin hallet o zaman koca kafalı herif..." diye söylenerek yataktan kalktım. Gidip stüdyoyu toparlamam gerekiyordu ama dünün yorgunluğunu da hala üzerimden atabilmiş değildim. Bu nedenle de beni biraz daha gevşetmesini umarak hızlıca sıcak bir duş aldım.
Sıcak suyun altındayken bile sürekli olarak aklımdan Taehyung ve Jimin geçiyordu. Haklıydım, yani öyle olduğumu düşünüyordum ama nedense biraz suçlu hissediyordum. Bu hissi gün içinde kafamdan atmaya çalışacağıma kendi kendime söz verip suyun altından çıktım. Giyinirken kendimi çok daha iyi hissediyordum.
Hala başım çatlayacak gibi ağırıyor ve parmaklarım acıyordu ama o kadarını idare edebilirdim. Aslında dün gece Jimin'in parmaklarıma bakmasına izin verseydim muhtelen bugün daha az acı çekecektim.
Tüm bu düşünceler aklımda oyalanırken bir yandan tüm işlerimi halletmiş, çıkmak için hazırlanmıştım. Ancak içten içe dün olanlar için kendimi azarlamaya da aynı şekilde devam ediyordum. "Acını çekmeye devam et koca kafalı herif..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daydream : Taekook
FanfictionGeride bırakılan Jungkook için hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. "Bir hayalin içinde yaşıyorum Ve şimdi beni uyandırabilecek hiçbir şey yok." • 11.04.2020