otuz altı

340 33 11
                                    


Hayaller içinde geçirilen gecelerden sonra ayılmanın, gerçek dünyaya dönmenin ne kadar korkunç olduğunu bilemezsiniz.

Beyaz Geceler
Fyodor Dostoyevski

——————

Taehyung ile viranede karşılaşmamın ve Eun ile yaşadığım tatsız olayın ardından günlerim o kadar sıradan geçiyordu ki, hayatımın artık kendi kendine bir düzene oturduğuna inanmaya başlamıştım.

Bugün de Namjoon Hyung ile görüşecektim. Açıkçası bu görüşmelerin bana iyi geldiğini düşünüyordum ama psikolojik anlamda değil de hayatımın rutin akışında. Yeni bir arkadaş edinmişim, bir şeyler paylaşırken hiç düşünmek zorunda kalmıyormuşum gibi hissediyordum. Çünkü Namjoon Hyung beni hiçbir şekilde yargılamıyor, verdiğim hiçbir kararı, aklımdan geçen hiçbir düşünceyi eleştirmiyordu.

Seokjin Hyung ve Jimin bana oldukça korumacı yaklaştıkları için hiçbir şekilde bu rahatlığı bulamıyordum onlarla konuşurken. Bu yüzden Namjoon Hyung benim anlaşılabilmek için tek şansımdı.

Bu sabah uyandığımda diğer günlere nazaran çok daha hafif ve enerjik hissediyordum kendimi. Bunda bir şeylere yaşadıkça alışmamın etkisi de büyüktü.

Hazırlanırken bir şarkı açtım hatta. Duşta bile şarkı dinledim. Enerjimi düşürmeye niyetim yoktu hiç.

...

"Ben seni çizmek istiyorum." Sessizce bir bebek gibi söylendi Taehyung duştan çıkan Jungkook'a yaklaşıp.

"Bunu neden fısıltıyla söylüyorsun?" deyip güldü Jungkook. Büyük bir gülümsemeydi, keyifli hissediyordu. "Üstümü giyineyim, sonra ne kadar istersen o kadar modellik yapacağım sana."

"Bu öyle bir şey değil. Yapmak istediğim şey bu değil." Dudağını ısırdı. Jungkook'un soran bakışlarına karşılık sessizce yanıt verdi yine. "Seni tuvalim olarak kullanacağım. Bir şeyler çizeceğim şey sensin."

Jungkook şaşkınlıkla kırpıştırdığı gözleriyle sen ciddi misin dercesine bakıyordu sevgilisinin yüzüne. Hafifçe aşağı yukarı sallanan Jungkook'u başıyla onayladı Taehyung da.

"Pekala kurulanayım o halde." Daha fazla ne diyeceğini bilemedi. Hayatında daha önce hiç tuval olmamıştı. Bu ilkti ve kendisi de oldukça heyecanlıydı.

Düşününce gülmeye başladı. Öyle keyifli bir gülüştü ki bu kendisi bile yabancıydı buna. Hayatında tatmadığı, yaşamadığı ne kadar heyecan varsa Taehyung ile yaşıyordu. O çok özel biriydi ve Jungkook'un ona sahip olması büyük bir şanstı.

"Çıplak ol." dedi Taehyung arkasından yaklaşıp eşofman giyen Jungkook'a. "Sadece boxera izin veriyorum. Geri kalan tüm vücudun benim tuvalim olacak." Şeytani denebilecek kadar sinsi ve keyifli bir gülüşle boyalarını hazırlamak için ayrıldı odadan.

Jungkook şaşkınlıkla bakakaldı keyifli adımlarla odadan ayrılan gence. Onun bu hallerine de gülmeden edemedi.

Biraz sonra odada Jungkook neredeyse çıplak ve Taehyung da boyaları ile hazırdı.

"Bu boyalar sonra üzerimden çıkacak mı?" Tereddütle karışık heyecanı Taehyung'un daha da keyiflenmesini sağlamıştı.

"Merak etme.." dedi karşısındakinin bu haline kocaman gülerek, "seni ben yıkayacağım."

Jungkook, önce omuzlarına değen soğuk boyanın etkisiyle irkilmişti. Taehyung irkilen sevgilisinin omzuna bir öpücük kondurdu. Sonra devam etti çalışmasına.

Daydream : TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin