otuz üç

313 35 18
                                    


Dünyadasın.
Bunun tedavisi yok.

Samuel Beckett

_________

Lauv - Never Not
Bu bölümü, özellikle de flashback kısmını okurken
bunu dinlerseniz mutlu olurum

Sabah uyandığımdan bu yana çocukça bir heyecan içerisindeydim. Bugün aylar sonra ilk defa fotoğraf makinemi elime alacak, ilk defa çekim yapacaktım. Kendimi eskisine nazaran yetersiz görüyor olsam da Jimin sayesinde daha güçlü ve hazır hissediyordum. Tabi Hoseok Hyung'un aramıza katılması da bu konuda oldukça etkiliydi. Onlar yanımda olduktan sonra en zora bile göğüs gerebilirim diye düşünüyordum. Yalnız olmayacaktım ve bu da korkularımı dizginlememe yardımcı oluyordu.

Kahvaltı yapmak için oldukça fazla vaktim olmasına rağmen heyecandan herhangi bir şeye elimi sürmemiş, sürekli olarak telefondan saati kontrol etmeye başlamıştım. Bir an önce stüdyoya gitmek istiyordum.

Sonra bu yaptığım oldukça saçma gelmeye başladı çünkü stüdyo benim stüdyomdu. Yani ne zaman istersem gider, kapısını açar girerdim. Böyle oturup beklemem tamamen heyecanımın manasız bir etkisiydi.

"Defterim burada olsa yazardım belki." diye düşündüm. Çünkü Taehyung'u gördüğüm günden bu yana beni heyecanlandıran ilk ve tek şey buydu.

Rüyalarımdan sonra anılarımı da yazmaya karar vermiştim o deftere ama daha bir tanesini bile yazamadan Seokjin Hyung'a verme kararı almıştım. Bu yüzden aklımdaki kalın sisin birden bire açılıp ortaya çıkardığı anılarım henüz sadece zihnimdeydi.

Her şeyi bir kenara bırakmak istiyordum bugün. Çünkü bugün geri kalan hayatımın ilk günü gibiydi.

Bu stüdyoyu açabilmek için çok şey feda etmiş, çok fazla emek vermiştim. Şimdi onu yeniden açarken de benzer şeyler yaşıyordum.

O zamanlar ailemi kaybetmiştim şimdiyse kendimi. Gerçi ailemin yokluğunda neredeyse hiçbir boşluk hissetmemiştim ama şimdi farklıydı; kendimi kaybettiğimi düşündüğümde oluşan boşluk çok büyüktü ve ben onu yeniden bulmak için çabalıyordum. Bu stüdyoyu açmak da bu uğurda harcadığım en belirgin çabamdı belki de.

Kısacası ilk seferde bu stüdyoyu ailemin eksikliğini hiç hissetmediğim için ikincisinde ise kendimin eksik kalan yanlarını tamamlamak için açmıştım.

"Nereden nereye..." diye düşündüm içimden. Çok şey atlatmıştım. Kısacık hayatıma birçok şey sığdırmış, birçok dönüm noktası ile karşılaşmıştım. Her seferinde de işin içinden en az hasarla çıkmıştım. Şimdi de bunu yapmaya çalışıyordum.

Düşüncelerimin arasından çabucak sıyrılabilmek için tek seferde hızlıca ayağa kalkıp ceketime uzandım. Stüdyoya kadar sakin sakin yürür, biraz hava alırım diye düşünüp henüz yarım saat kadar erken olmasına rağmen evden çıkmıştım.

Düşüncemin aksine acele sayılabilecek kadar hızlı attığım adımlarıma eşlik etmesi için ritmik bir şarkı mırıldanmaya başladım. Bunu en son ne zaman yaptığımı hatırlayamıyordum bile.

Keyifliyken ortaya çıkan nadir alışkanlıklarımdan biriydi bu. Çoğunlukla da Taehyung ile birlikteyken, ona şarkılar söylerdim. Mırıldanarak yapardım bunu. Bazen derin sesiyle o da bana eşlik ederdi.

Daydream : TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin