beş

740 77 10
                                    



Bugün Taehyung ile yaptığımız son çekimdi ve çekimler -ilk defa- hızlıca bitmişti. Bunun sebebi de ona sonrasında birlikte kahve içme sözü vermiş olmamdı.

Günlerdir, her çekim öncesi "Bugün işten sonra benimle kahve iç Jungkook." diyerek beni ikna etmeye çalışıyordu. Ben ise biraz inat biraz da tembellikten sürekli "Daha sonra Taehyung." diyerek onu geçiştiriyordum. Çok sosyal bir adam olduğum söylenemezdi. Hele Taehyung'un yanında asosyal bile sayılabilirdim.

En nihayetinde bugün onunla son çekim günümüz olduğu için başka bir bahane bulamamış, kahve teklifini kabul etmiştim. O da çekim boyunca bana hiçbir sıkıntı çıkarmadan işi olabilecek en hızlı şekilde halletmemizi sağlamıştı. İçimden "Demek günlerdir beni bile isteye uğraştırıyormuş. Sinsi herif..." diye geçirdim. Ama kendim de onunla yaptığım tüm çekimlerde eğlendiğim için böyle düşündüğümü ona hiç söylemedim.

"Ve bu da son pozdu. Bitti." Gülümsedim. "İyi işti Taehyung."

"Teşekkür ederim Jungkook." O da gülümsüyordu. Ama onun gülüşü daha güzeldi benimkinden. Daha gerçekti. "Sayende hiç olmadığı kadar eğlendim çekimlerde. Normalde hep çok sıkıcı ve tekdüze oluyor bu işler. Güzelleştirdiğin için teşekkür ederim."

Ben söylediği güzel şeylere karşılık vermek için kafamın içinde bir şeyler ararken düşüncelerimi bölüp neşeli bir şekilde "Sıra kahvelerde." dedi.

Beni bir şeyler söyleme zahmetinden kurtardığı için minnetle gülümseyerek başımı olumlu anlamda sallamakla yetindim. Ama söyleyemediklerim içimde anlam veremediğim bir şekilde tekrar ediyordu.

"Güzel olan sensin ve bir şeyleri güzelleştiren de..."

-

"Bugün senin ısrarlarınla çıktık. O yüzden mekanı sen seç." Söylediklerim karşısında minik bir gülümsemeyle yüzüme bakan Taehyung, içten içe mekanları çok iyi bilmediğim için seçimi ona bıraktığımı anlamış gibiydi ama sesini çıkarmadı.

Sonra "Sen daha iyi bilirsin ama şurası epey hoş görünüyor" diyerek gözleriyle oturacağımız cafeyi işaret etti.

"Eh şey, evet, bir kez gelmiştim. Sanırım..." Sözleri ağzımın içinde geveleyerek cafeye doğru ilerledim. Taehyung'un ise bu hallerime güldüğünü ona bakmasam bile görebiliyordum.

Gece yarısına kadar, içtiğimiz kahveler eşliğinde bir sürü şeyden bahsettik. En çok da kendimizden.

O gündüzü seviyordu ben geceyi. Onun favori renkleri mavi ve mordu benimkiler siyah ve beyaz. O filmlerden hoşlanıyordu ben kitaplardan. O çok açıktı ben ise kapalı bir kutuydum onun yanında.

Farklıydık. Ama takmıyordum. Farklılıklarımıza takılmıyordum. Üzerine düşünüp, buna kafa yormuyordum. Çünkü biliyordum, Taehyung da birlikte çalıştığım tüm modeller gibiydi. Geçici. Biz kısa süreli iş arkadaşlarıydık ve bugün de işimiz bitmişti.

Bu gece buraya Taehyung ile son görüşmemiz olduğunu bildiğim için gelmiştim. Yarın sabah herkes kendi hayatına kaldığı yerden devam edecekti. Bu hep böyle olurdu.

Ancak hayat, sen hesaplar yaparken başına gelenlerden ibarettir derler ya, bunun ne kadar doğru olduğunu bu şekilde öğrenecektim ben de. Çünkü hiçbir şey benim düşündüğüm gibi son bulmayacaktı. Çünkü o gece asla Taehyung'u son görüşüm olmayacaktı ve onunla asla diğerleri ile olduğu gibi sıradan bir ilişkim olmayacaktı.

Daydream : TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin