Gizemin yüzüne baktı.Gizem yerde boğazını tutmuş öksürüyordu.Başını ağır bir şekilde Alev'e çevirdi.Sonra bana baktı.O kadar sessizdik ki Gizem bile durmuş Çağlar'a bakıyordu.Hepimize sırasıyla baktıktan sonra ağır adımlarla kapıya doğru ilerledi tekrar geriye bize doğru döndü.
" Birbirinizi yemeye devam edebilirsiniz sürtükler "
Bu da ne demek oluyor? Sürtük dedi.Bana da mı ? Çağlar'ın söylediği kelimeleri sindirememişken çantamı alıp hızla sınıftan çıkıyordum ki bir anda arkamı döndüm.
" Son kez uyarıyorum sakın benimle uğraşmayın."
Dedim her kelimeyi vurgulayarak.Gidip Çağlarla konuşmam lazımdı.O yüzden sınıftan hızla çıktım.Merdivenden aşağıya doğru baktım ve Çağlar'ı inerken gördüm.Hızla koştum ve yanına ulaştım.En alt koridorda ilerliyordu.Burası biraz karanlıktı ama yine de loş bir ışık olduğundan etrafı görebiliyordum.
Çağlar geldiğimi anlamış olacak ki durdu.Ben de arkasındaydım.Bir adım daha attım ve ona daha çok yaklaştım.Kolunu tuttum.
" Bilmiyordum."
Diye fısıldadım.Sesim aciz çıkmıştı ve çok kısık bir sesle söylemiştim.Ama Çağlar'ın duyduğuna eminim.
Beni bir hareketle ters dönerek okul dolaplarının olduğu yere itti.Öyle gürültülü bir ses çıkmıştı ki okulda kimsenin olmayışı işime gelmişti.Sırtım çok kötü acıyordu ama şu an sırtımdaki acıdan çok kalbim acıyordu.Gözlerini gözlerimden ayırmıyodu ve aramızda yok denecek kadar az bir boşluk vardı.
" Zaten önemli olan da bilmemek Ada.Bilmediğin halde güvenmek.Bilmediğine rağmen inanmak,sevmek,hemen terk etmemek.Yanılıyor muyum ?"
Bir yandan haklıydı.Ama şu an kesinlikle ben haklı çkmalıydım.Tüm gücümle onu karşı dolaba ittim.Yine ses çıktı.Tabi daha az bir ses çıktı çünkü Çağlar onu itmeme izin verdi.yoksa kurşun gibi bir milim ilerlemez.
" Yanılıyorsun her zaman ki gibi Çağlar Soysal.Kendini yerime koy.Beni başkasıyla uygunsuz bir şekilde gördün."
Nazik konuşmaya özen gösteriyor ve kelimeleri cımbızla seçiyordum.Karşımda Çağlar Soysal var sonuçta.Ne yapacağı belli olmaz.Derin bir nefes aldım ve devam ettim.
" Ve ben sana inanıyorum güveniyorum.Gerçekleri bilmesem de seni terk etmeyeceğim mi derdin ?"
başını öne eğdi ve beni tekrar dolaba itti.Bu sefer o kadar kötüydü ki yanımızdaki birkaç dolabın kapağı açıldı.İnledim.Sırtım dayanılmaz acıyordu.Bir elini sağ omzumun hemen üstüne diğerini ise sol omzumun üzerine koydu ve boy farkından hafifçe eğildi.
" Senile ben bir değiliz.Ben istediğimi yaparım ama sen yapamazsın.Ben herkesin korktuğu,kızların peşinden ayrılmadığı biriyim. Sen kimsin ?"
dedi ve ilerlemeye başladı.Arkasından hızla gittim ve önüne geçtim.
" Demek sen istediğini yapabilirsin ama ben yapamam ha ? "
Dedim.Ellerini cebine koydu ayağıyla ritmik melodi tutuyordu. başını evet anlamında salladı.Dişlerimi gıcırdatarak konuştum.
" Peki bugün kağıtları değiştirdin ama neden notlarımız aynı kaldı ha ? "
Dedim onun gibi piç smile yapmaya çalışarak.Başını öne eğdi.Birkaç saniye öyle durduktan sonra iki adım attı.İkimizin de birbirine arkası dönüktü.İkimiz de yavaşça birbirimize doğru döndük.Gözlerime baktı ve
" Belkide herkes hak ettiğini alıyor bu dünyada. "
Koridoru terk ederken arkasından öylece bakakalmıştım.