Eve geldim.Annem evde değildi.Odama çıktım ve üzerime rahat bir şeyler giydim.Çok acıktığımdan hemen mutfağa girdim. Spagetti hazırladım.Tabağa koydum ve içeri koltuğa oturdum.Tam koltuğa yayılmış film izleyecekken zil çaldı.Annem gelmiş olmalıydı.Kapıyı açtım ama kimse yoktu.Etrafa göz gezdirdim ama kimseyi göremiyordum bir adım attım ki ayağıma çarpan şeyle olduğum yerde kaldım.Kutu.Bir hediye kutusu.Beyaz bir kutu siyah kurdale ile fiyonk atılmış.Yerden aldım.Etrafa son bir kez daha göz gezdirdim ve kapıyı kapattım.Hemen odama çıktım ve kutuyu açtım.Kutunun içinde ? İnanamıyorum giydiğim elbise!Şu çok pahalı olan kızlarla almak için tartıştığımız. İçinde bir not vardı.Çok güzel bir yazıyla yazılmıştı.
* Böyle bir elbiseyi en çok yakışan giymeli prenses.*
Kimdi şimdi bu ? Prenseste neyin nesi? Uzun bir süre elbiseyle bakmıştım. Ne yapacaktım şimdi. Atamazdım.Sonuç olarak artık bu elbise benim.Kim aldıysa bu kişiyi çok merak ediyorum zaten bu işin peşine düşeceğim.
***
ÇAĞLAR'IN AĞZINDAN
" Bir bira daha "
diye bağırdım yarı sarhoş bir şekilde.Bardaydım.Uzun zamandır.Etrafım kız doluydu.Bugün biriyle eğlenmeyi düşünüyorum zaten.Ne o lan düzenli ilişki.Başlarım böyle aşka.Beceremedim işte.Adayla üstesinden geliriz diye düşünüyordum ama yanılmışım.Zaten ne güzel hayatım vardı lan benim.Tüm herkes peşimde pervane olurdu kızlar hep etrafımdaydı.
Şimdi bir kızın peşinden beni affet diye koşuyorum. Buraya kadarmış.Denedik gördük eyvallah.Artık gerçek özüne dönmüş Çağlar var.Herkes bunu böyle kabullenecek.Zaten bana güvenmeyen bir kızla hayatımı daha sürdüremem.İçimde hala ona karşı aşk var ama en kısa zamanda unuturum.Şimdi sarışın olanla mı yoksa kızılla mı bu gece beraber olsam onu düşüneyim.
***
Ertesi gün ;
ADA'NIN AĞZINDAN
Yüzümü yalayan ve bir yandan da yorganımı çekiştiren Max'e baktım gözlerim yarı açık bir şekilde.Saate baktığımda dersin başlamasına 10 dakika olduğunu gördüm.Hızlıca kalktım ve söylene söylene giyinmeye başladım.Formamı giydim,çantamı ve telefonumu alıp evden çıktım.Saate baktığımda dersin başlamasına 1 dakika kaldığını gördüm.Yetişemeyecektim ama en azından çok geç kalmamaya çalışmalıyım diyerek koşmaya başladım.
Okula ulaştığımda bahçede kimse yoktu.Hızlıca koridordan çıkarak sınıfımın önüne geldim.Geçmese miydim ki ?
Ama 2. ders sınav vardı ve bu ders mutlaka dersi dinlemeliydim.Kapıyı açtım ve içeri girdim.Tüm gözleri üzerimde hissediyordum.Sınıfa göz gezdirdiğimde Emir'in ve Çağlar'ın yanının boş olduğunu gördüm.Çağlar'ın yanına oturacak değilim heralde.Emir'in olduğu yere doğru ilerledim ve yanına oturdum.Ani bir hareketle bana sarıldı.Gayet samimi ve arkadaşça bir sarılmaydı.Ben de biraz duraksadıktan sonra karşılık verdim. Geri çekildiğimizde başımı hafifçe yana kaydırıp Çağlar'a baktım.Gözlerini kısmış bir bana bir Emir'e bakıyordu.Onu çok seviyorum.Kendini affettirmek için bir kelime söylese hemen boynuna atlarım ama o anı silemiyorum aklımdan.Yine çok yakışıklı olmuştu. Kolunu sıranın arkasına yaslamış diğer elinde telefon dersi dinlemiyor telefonuyla ilgileniyordu.Sirkelenerek kendime geldim ve önüme döndüm.Dersi mutlaka dinlemeliydim.Sınavlar başladı sonuçta.Zil çaldı." Nasıl yani ? "
" Ne oldu Ada ? "
" Zil çaldı. "
" Bu sesi her gün 40 dakikada bir duyuyoruz Ada.Farkında mısın ? "
" Hayır ya bu kadar erken beklemiyordum."