" Hanımefendi İzmir'e geldik."
" Ha ne ara ? "
"Uçuş bir saat sürdü efendim."
Sanki daha yeni gözlerimi kapatmıştım ki İzmir'e gelmiştik bile.Hava karanlıktı.Geceydi.E ne yapacaktım ben."
"Peki teşekkürler."
Uçaktan indim.Taksiler vardı.Ama binemezdim.Param yoktu.Çağatay zaten parasını bana bilet almak için harcamıştı.Ona ne kadar teşekkür etsem az diye düşünerek ilerledim.Yürüyecektim.Yürüyebildiğim yere kadar. Çağatay'ın verdiği adrese baktım.Taksi şöförüne sormaya karar verdim.
" Pardon bir şey sorabilir miyim ? "
"Tabi kızım sor "
"Bu adres uzak mı bana tarif edebilir misiniz ? "
"Evet Bu holding şehir merkezinde buraya uzak.Götürmemi ister misin ?"
"Teşekkür ederim amca benim param yok.Yürüyerek giderim."
"Yürüyerek bu saatte gidemezsin kızım.Sapığı var iti kopuğu var.Ben seni bırakayım gel hadi."
Ne diyeceğimi bilememiştim.Gözlerim ışıldamıştı.Her şey istediğim gibi gidiyordu.
"Çok iyisiniz teşekkür ederim Amcacım "
"Ne demek yavrum gel hadi "
Arabaya bindim.Amca da bindi ve gitmeye başladık.
" Valizin yok mu ? "
" Hayır yok."
"Neden yoksa evden mi kaçtın yavrum ? "
Telaşlanarak söyledi bunu.Kaçmıştım evet.Gerçeklerden kaçmıştım.Daha doğrusu kaçmaya çalışıyordum ve bu yolda beni neler bekliyor bilmeksizin çabalıyordum.
Sessiz kalmayı tercih etmiştim ve cevap vermemiştim.
ÇAĞLAR'IN AĞZINDAN
Havuzda Ada'nın o çocuğa yanlışlıkla çarptığını çok net görmüştüm.Ama yanlışlıkla bile çarpmayacaktı.Eğer sevgilisi Çağlar Soysal ise erkeklerin olduğu yerde dahi yüzmeyecekti.Onu önemsiyordum.Ilk defa birine önem veriyordum.Oda beni önemsemiş ve diğer kızlardan kıskandığı için tişört giymemi istemişti.Giymiştim.Onu üzmemek için giymiştim.Ama Ada o çocuk ona yaklaşırken kendini geri çekmemişti bile.Ceren onu çekmişti.Bu beni çok sinirlendirse de belli etmemeye özen gösteriyordum.Içimden bir ses o çocuğun üstüne atlayıp öldüresiye döv diyordu.Ama tatilin huzuru kaçmasın diye ve belki de Adaya ders vermek için umursamaz görünüp bikinili kızların olduğu tarafa gitmiştim.Ada istedi diye giydiğim tişörtü çıkardım.Beni izlediğinin farkındaydım.Bir kız yanıma gelmiş benimle tanışırken Ada'nın çığlığını duyunca ister istemez başımı o yöne çevirdim.O çocuğun kucağındaydı.Ikisini de öldürebilirim ama yapmayacaktım.Ben Çağlardım ve şu ana kadar hiçbir kız için kılımı dahi kıpırdatmazken benliğimden vazgeçmeyecek ve umursamayacaktım.
Aradan biraz zaman geçtikten sonra Ada'nın ardından bende otel odasına çıktım.Yatak odasında uyuyordu.Duş aldıktan sonra koltuğa yayılıp televizyon izlemeye karar verdim.Televizyon izlemezdim ama yapacak bir şey yoktu ve kanal gezmeye başladım.Saat ilerlemiş ve akşam olmuştu.Bir patırtı oldu.Ada uyanmıştı.Üzerini giyinmiş bir şekilde odadan çıktı.Bana kısa bir süreliğine baktığını sezdim ama ona hiç dönmedim bile.Yaptığının cezasını çekecekti.Kısa bir süreliğine tabi.Onsuz yapamaz hale gelmiştim.Her geçen gün onu daha çok seviyordum.Evden çıktı.Kızlara gideceğini düşündüğüm için ses çıkarmadım.Biraz kafa dağıtırdı hem.
Aradan biraz zaman geçtikten sonra Eve girdi.Ağlıyordu.Istanbul'a döneceğini söyledi.Dalga geçer edâsıyla güldüm ve o çocukla mı gideceksin dedim beynimdeki tümörle dedi bana.Artık öğrenmişti.Biliyordu hastalığını.Benden başka sadece doktor ve Efsun hanım biliyordu.Ya Efsun hanım ağzından kaçırmış ya da doktorla karşılaşmıştı.Ikisi de saçmaydı ama başka bir seçenekte yoktu.
Adanın gidişini izliyordum.Gidiyordu.Birinin gidişi ilk defa beni üzmüştü.Hiç ağlamamıştım.Ağlamayacaktım.Kötüler ağlamazdı zaten.Gözlerimin dolmasına bile izin vermedim.Gitmişti.Peşimi bırak dediği için , gidemedim.Telefonunu dahi almamıştı.Ne yapacaktı ki bilmediği bir şehirde.Elbet geri dönecekti.Ya dönmezse ? Otel odasına geri çıktım.Ne yapacağımı bilmiyordum.Kimseye bir şey söylemekte istemiyordum.Beklemekten başka çarem yoktu.Bekleyecektim.Gece olunca eve gelecekti nasıl olsa.Gelecekti.Gelmeliydi.
ADA'NIN AĞZINDAN
" İşte burası kızım."
"Çok teşekkür ederim amcacığım bu iyiliğini unutmayacağım."
"Ne demek kızım ,Bu da benim numaram istediğin zaman istediğin yerde ara gelirim."
Kartını aldıktan sonra taksi gözden kaybolana kadar el salladım.Böyle iyi insanlar kalmışmıydı dünyada ? Demek ki kalmıştı ki bu güzel kalpli amcayla karşılaşmıştım.Arkamı dönüp başımı yukarı kaldırdığımda sonunu göremediğim Holdinge baktım.Sanki Gökdelendi mübarek.
" Demek Aras Holding ha ? "
Içeri girdim.Bir görevli duruyordu.Utanarak yanına gittim.Hiç bakmadığım kağıdı cebimden çıkararak okudum.Adres ve Rüzgar Aras yazıyordu.Bu Çağatay'ın bahsettiği abisi olmalıydı.
" Afedersiniz beni Çağatay Aras gönderdi.Buranın sahibi Rüzgar beyle görüşecektim."
"Demek sizi Çağatay bey gönderdi bir saniye bekleyin."
" Rüzgar Bey bir bayan geldi sizinle görüşmek istiyor.Bilmiyorum Çağatay bey göndermiş.Peki."
" 13.kat Rüzgar bey sizi bekliyor."
Içimden bir oh çektim ve gülümsedim.Ya görüşmek istemeseydi ne yapacaktım ? İşimi şansa bırakarak ilerliyordum.Beni ne bekliyor bilmeksizin gidiyordum.Asansöre bindiğimde 25 katlı olduğunu gördüm.13 ' e bastım ve geniş asansörde aynaya döndüğümde gözlerime inanamadım.Yüzüm solgun öcü gibiydim resmen.Ayağımda sandalet vardı.Elim bomboş ne bir çanta ne bir telefon vardı.Telefon demişken ilk işim bir telefon almak olacaktı.Tabi o parayı kazanabilirsem.Asansör açılınca dışarı çıktım ve duvardaki saate baktığımda 11 olduğunu gördüm.Pek kimse yoktu.Aslında vardı ama herkes odasında harıl harıl çalışıyordu.Ne holdingiydi acaba burası ne işle meşgullerdi .Yavaş adımlarla ilerlerken duvarda asılı olan " Rüzgar Aras " yazısını gördüm.Girmek zorundaydım.Ne diyecektim ki ? Sevdiğim adamdan ailemden arkadaşlarımdan hayatımdan gerçeklerden kaçtım.Beyninde tümör olan ama bunu daha yeni öğrenen hasta olduğu için sevgilisi tarafından ilk defa değer gördüğünü hisseden bir zavallıyım.Yatacak yeri olmayan yiyecek yemeği olmayan giyecek kıyafeti olmayan çaresiz biriyim mi diyecektim yoksa ? Esareti mi seçecektim yoksa Cesareti mi ?