özel • 14

31K 1.5K 1.6K
                                    

bölüm biraz geç geldiyse kusura bakmayın ama hepinizin malumu yazılılar vardı. :(
açıkçası bölümle ilgili pek bir bilgim olmadığı için de yazmam uzun sürdü. umarım bir saçmalık falan yazmamışımdır.

O zaman ben sizi çok tutmayayım.

bölüm ithafı : birdertlielf  saraaceco

🎶

~4 ay sonra~

"Bunun içinde her şey hazır mı, aniden gitmemiz gerekirse unutmayalım bir şey?"

Anıl elindeki bebek çantasıyla salona girdiğinde bana bakmadan içini kontrol etmeye devam etti. Arda yanımdan kalkıp babasının yanına gittikten sonra önünde dikildi. Anıl kafasını kaldırıp Arda'ya baktı.

"Efendim babacım?"

"Papatya haftaya geliyor mu şimdi?" diye sordu. Anıl onu onaylayan bir ses çıkardıktan sonra Arda yanıma geri dönüp karnıma doğru konuştu.

"Çok şükür artık geliyormuşsun, sonunda seninle oyun oynayabileceğim." Bu dediğine hafifçe sırıttıktan sonra kolundan tutup yanıma oturttum. Bir elimi saçında gezdirirken kafasını göğüsüme yasladım.

"Annecim o daha çok ufak seninle oynayamaz. Ama belki sonra birlikte oynarsınız." dedim. Huysuz sesler çıkarıp kollarını birbirine bağladı.

"Gelmesin o zaman istemiyorum."

"Aaa oldu paşam! Doğum gününde kardeş isterken iyiydi?" dedim hafif kızgın bir sesle. Kafasını bana çevirdikten sonra göz ucuyla Anıl'a baktı. Kaşlarım çatılırken eğilip Arda'nın yüzüne baktım.

"Noluyor? Ne bakışıyorsunuz siz?" dedim sorgulayan bir sesle. Arda konuşacağı sırada Anıl yalandan öksürüp onu susturdu. Arda konuşmaktan vazgeçip ağzını kapattı, bir şeyler karıştırdıkları belliydi.

Arda'yı sıkıştırıp ağzından laf almaya çalışacağım sırada karnıma giren ağrı ile gözlerimi kapatıp dudağımı ısırdım. Her zamanki sancılardan olduğu için panik yaratmadan geçmesini bekledim. Sancı bir süre sonra hafifledi.

10 dakikalık aralıklarla tekrar sancılar hissedildiğinde düzenli nefesler almanın bir işe yaramadığını anladım. Önceki yalancı sancılar gibi değildi, geçmiyor aksine gittikçe şiddetleniyordu.

"Anıl, Papatya geliyor sanırım." dedim panikle. Bir elimle oturduğum koltuğun kenarını sıktım. Kasılmalar sıklaşmış ve canımı yakmaya başlamıştı. Birden elindeki çantayı bırakıp yanıma geldi.

"Emin misin yine yalancı sancı falan olmasın? Hani bir hafta vardı daha." diye söylendiğinde hızlıca kafamı salladım. "Tamam sakin ol ben gerekli eşyaları toplayayım hastaneye gidelim."

"Tamam çabuk ol." dedim güçlükle. Koşar adımlarla salondan çıktı. Kısa süre sonra salona geri döndü. "Bebek çantası nerede, bulamıyorum?" diye sordu. Acıyla karışık bir şekilde güldükten sonra elimle yere attığı çantayı gösterdim.

Çantanın fermuarını çekip koluna astı. Sonra yanıma gelip benim kalkmam için kolumdan destek verdi. Arda'ya arabanın anahtarını verip kilidi açmasını söyledi. Biz de yavaş adımlarla evden çıktık.

Arabanın arka koltuğunda çoktan otmuş olan Arda bizi görünce arabadan inip ön tarafın kapısını açtı. Ben koltuğa güçlükle oturduktan sonra Anıl kapıyı kapatıp arabanın önünden dolaştı. Arabaya bindikten sonra çalıştırdı. Hastaneye geldiğimizde Anıl'ın yardımıyla yavaşça arabadan indim.

MADEM | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin