0.9

71K 3.8K 1.8K
                                    

diyecek bir şey bulamadım okuyun hadi kdnsmsmsöx

🎶

Melisle bahçede yürüyorduk. Bana dün ailesiyle yaşadığı kavgayı anlatıyordu. 12 sınıf olmuştuk bu yüzden hangi üniversiteyi ve mesleği seçeceğimiz ailelerimizle sık sık konuştuğumuz bir konuydu. Benim seçeceğim meslek aslında belliydi. Konservatuar okuyup müzisyen olmak istiyordum. Sesim güzeldi bunun yanında iki müzik aleti çalabiliyordum. Ailem de bunun için beni destekliyordu.

Ama Melis'in ailesi anlamadığım biçimde kızına dişçi olması için baskı kuruyordu. Nerden tutulsa elde kalan bir düşünceydi çünkü Melis mimarlık okumak istiyordu ve ben bile onu kan tutuğunu biliyordum. Neyse ki abisi annesi ve babasına karşı olup Melis'in istediği bölümü okumasından yanaydı.

Anıl abi bizden beş yaş büyüktü ve okulumuzun Üniversitesinde okuyordu. Evet Melisle ben özel okula gidiyorduk çünkü maddi durumumuz genele göre iyiydi. Notlarımızın yüksek olması ve ayrılmamak için aynı okulu tercih etmiştik. Yaklaşık 9 senedir arkadaştık hatta artık kardeş gibiydik. Birbirimizden bir şey saklamıyorduk benim bilinmeyeni söylememem dışında tabi.

Konuşmamızı bölen şey Melis'in telefonunun sesi oldu. Cebinden çıkardığında gözüm istemsiz ekrandaki ismi okudu. Anıl arıyordu. Melis hızlıca kulağına götürüp "Efendiiim abiciiim." dedi her iki i'yi de uzatarak. Bir süre karşıyı dinledikten sonra "Tamam geliriz, zaten öğle arasındayız." dedi. Telefona öpücük atıp kapattı. Noldu der gibi bakışlarımı ona yönelttim.

"Abim." dedi. O kadarını anlayacak beynim vardı çok şükür.

"Sabah harçlık almayı unutmuştum da çıkışta işi varmış. Gel şimdi vereyim dedi." Tamam anlamında kafamı salladım. Okulun kantinine kadar yürüdük. Okulda bahçeyi ve kantini ortak paylaşıyorduk. Dünyanın en saçma şeyiydi. Kantin girişinde bekleyen Anıl bizi gördüğünde el salladı. Melis beni arkada bırakıp koşar adım yanına gitti. Ben gelene kadar aralarında bir şey konuştular bu sırada Anıl Melis'in saçlarını karıştırmıştı.

Ben geldiğimde Anıl bana göz kırparak "Nasılsın?" diye sordu. Kafamı sallayıp "İyiyim sen?" diye yanıtladım. "İyi ben de bu küçük hanımla uğraşıyorum." dedi Melis'i kolunun altına alırken. Melis bozulmuş gibi yapıp dirseğini Anıl'a geçirdi. Anıl yediği dirseği hissetmemiş olmalı ki bozuntuya vermeden elini cebine attı ve Melis'e bir miktar para uzattı.

"Al bakalım küçük hanım." dedi. Sonra kolunun altından çıkarıp öne doğru itekledi. Melis ani bocalasa da hızlı toparladı ve düşmekten kurtuldu. "Abiii!" diye cırlamayı da ihmal etmedi.

"Çıkışta bir yere gidicek misiniz?"

"Gitmeyecek olsak senden bu kadar para istemem herhalde."

"Soydun zaten beni. Bende para kalmadı. Neyse çıkışta ara işim biterse gelir sizi alırım." dedi. Melis "Tamam." dedi sonra da vedalaşıp gerisin geriye yürüdük. Biraz uzaklaştıktan sonra kulağına eğilip "Nereye gidicez ya benim haberim yok." dedim.

"Anlatırım sonra hadi geç kalıcaz."

Üstelemeden yürümeye devam ettim. Sırtımda hissettiğim izleniyormuş hissiyle arkamı döndüm. Anıl abi onu bıraktığımız yerde bize bakıyordu. Göz göze gelince kafamı eğdim ve hızlıca önüme döndüm. Galiba rezil olmuştum.

🎶

ehehe geçiş bölümü gibi bir şeydi
belki bugün bir bölüm daha paylaşırım o yüzden.

MADEM | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin