lan Arzu musun nesin bana bak
düzgün davran çocuklarıma
almayayım ayağımın altına seni🎶
Arabada oturmuş vücudumu saran panik dalgasını yenmeye çalışıyordum. Dakikalardır Anıl benim hazır olmamı bekliyordu. Tırnaklarımla oynadığımı gördüğünde elimden tutup engel oldu.
"Gerilme diyorum sana. Bir şey olmayacak."
"Söz mü?" dedim yalvaran sesimle. Beni kendisine çekip omzuma çenesini koydu.
"Söz."
Ben de burnumu omzuna dayayıp derin bir nefes aldım. Haklıydı, o yanımdayken korkmama gerek yoktu. İçime sokacak gibi sıkıca sarıldıktan sonra kollarımı gevşetip ayrıldım. Kapıyı yavaşça açtığımda o da emniyet kemerini çıkardı.
Arabadan inip yanıma geldiğinde ellerimiz buluştu. Kapıya doğru adımlarken arkamdan müthiş güçlü bir kuvvet beni geriye çekiyordu. Buna rağmen Anıl'ın tutuğum eli savrulup kaybolmamı engelliyordu. Bırakırsa kaybolacağımı bildiğim için daha sıkı tuttum.
Kapının ziline bastığında ya düşüp bayılacaktım ya da kalbim yerinden fırlayıp bedenimi terk edecekti. Ama ikisi de olmadı. Uğuldayan kulaklarımı susturmak için içimden kendi kendimle konuştum.
Sakin ol. Sakin ol Çiçek. Bak Anıl yanında, bir şey olmayacak. Siz ne saçmalıklar yaşadınız, bu mu sizi ayırıcak. Sadece sakin ol.
Gözlerimi kapattığımda kapı açıldı. Karşımda kim vardı bilmiyorum ama Anıl'ın elimi tutuşu değişmedi. Ardından bedenimi rahatlatan sesi duydum. Gözlerimi usulca açtım.
"Hadi geçin içeri, annem salonda."
Melis'e kafa sallayıp içeriye doğru yürümeye başladım. Önden giden ben olmak istemediğim için Anıl'ın arkasına saklanır gibi sığındım. Dönüp kafamdan öptükten sonra salona büyük adımlarla girdik.
Arzu teyzenin gözleri ilk Anıl'la buluştu sonra kenetlenmiş olan ellerimize baktı. En son olarak da gözlerini benimle buluşturdu. Sanki karşımda yıllardır tanıdığım Arzu teyze değil de bambaşka bir kadın duruyordu. Söz konusu oğlu olunca değişmiş miydi acaba?
"Anıl... ve Çiçek. Hayırdır çocuklar?"
Ses tonundan şaşkınlığı belli oluyordu ama yüz ifadesi bunu gölgelemeyi başarmıştı. Ben konuşamayacağımı anlayınca içimden Anıl'ın konuşması için dua etmeye başladım. Çok geçmeden söze girdi.
"Biz seninle bir şey konuşmaya geldik anne."
Kendinden emin konuşuyordu. Bu bana da güç verince eğmiş olduğum kafamı kaldırdım. Göğüs kafesim sıkışıyordu ama bunu belli etmemek için dudaklarımdan küçük nefesler almaya başladım. Koltukların birine yan yana oturduk. Arzu teyze de karşımızdaki koltuğa geçti.
"Dinliyorum sizi." dedi sakin bir tonda.
"Bana şu bahsettiğin köydeki kızla buluşma ayarlamaya çalışıyormuşsun." dedi direkt konuya girip.
Eini sıkıp biraz ağırdan almasını istesem de beni dinlemeyeceğinin az çok farkındaydım. Parmağını elime sürtmeye başladığında endişelenme dediğini anladım.
"Öğrendin demek. Evet yaptım öyle bir şey, yaşın geliyor ben de artık birileriyle görüşmen gerektiğini düşündüm. Evlenmeyecek misin?" sesinde soru sormaktan çok meydan okuyan bir ton vardı.
"Sana daha önce de söylemiştim. İstediğim kişiyle evlenmek istiyorum senin bulduğun biriyle değil."
"Var mı peki istediğin biri?" dedi sanki az önce el ele tutuştuğumuzu görmemiş gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MADEM | texting
ChickLit05** : madem seni çok istiyorlardı 05** : öylece ortaya koymasalardı 05** : aldım bi kere geri vermeyeceğim 05** : aşığım, mutluyum, vazgeçmeyeceğim... Rehberine kayıtlı olmayan bir numaradan en sevdiği şarkının sözlerini mesaj olarak alan Çiçek, nu...