selaaam hepinize!
🎶
~ 1 yıl sonra ~
Yüzüme yediğim küçük tokatlarla uykumdan uyanıp irkildim. Avucunun içini yüzüme sürtmeye başladığında gözümü ovuşturup güneş ışığına alışmaya çalıştım. Gözümü aralamamla yanımda yatan küçük bey gülümsemeye başladı.
"Günaydın annecim." dedim tutup avuç içini öperken. Sonra gözlerimi hâlâ uyuyan Anıl'a çevirdim. Dün gece ağladığında Arda'ya o baktığı için sabaha karşı anca uyuyabilmişti.
Arda garip sesler çıkarmaya başladığında parmağımı dudaklarıma götürüp sessiz olmasını söyledim. Tabi beni dinlemeyip daha sesli bir şekilde gülmeye başladı. Anıl'ın yattığı yerde kıpırdanmaya başlamasıyla Arda'yı susturmaya çalışmaktan vazgeçtim.
Anıl bir kolunu benim belime attıktan sonra kendisine doğru hafifçe çekti. Arda'yı sıkıştırmamak için elimi onun göğüsüne koyup durdurdum. Gözünü araladığında önce çatık kaşlarıyla bana baktı sonra aramızda yatan Arda'yı fark etti.
"Ne zaman kendi yatağında yatacak bu?" Dediği şeye gözlerimi devirip gülümsedim.
"Saçmalama Anıl küçük bebek daha o."
"Yok artık ufalsın da cebime girsin." dedi belimi serbest bırakıp sırtını bize dönerken. Kaşlarım istemsizce çatılırken yattığım yerden kafamı kaldırdım.
"Alınganlık yapmıyorsun değil mi?" diye sorduğumda bir şey demedi. Tekrardan "Anıl?" diye seslendim. Odanın içi sessizliğe gömülürken konuşmayacağını anlayıp yatakta toparlandım. Arda'yı da kucağıma alıp odadan çıktım.
"Ba-ba-ba-ba" dedi elini kapıya doğru uzatırken.
"Sus bakayım. Zaten hâlâ anne diyemiyorsun, baba diyipte canımı sıkma benim." dedim bütün sinirimle.
Banyoya girmemle bir dizimi havaya kaldırıp Arda'yı üstüne oturttum. Kucağımdan inmeye çalışırken çeşmeyi açıp ıslattığım elimle önce onun sonra da kendi yüzümü yıkadım. Havluyla nazikçe yüzünü silerken kafasını sağa sola çevirip kaçmaya çalıştı.
Arda'yı yeniden kucağıma alıp mutfağa doğru adımlamaya başladım. Koridorda Anıl'a karşılaşsak da çok beklemeden yanından geçtim. Aramızda birden saçma bir gerginlik oluşmuştu ama yatakta yaptığı şey için ona kızgındım.
Arda'yı sandalyesine oturttuktan sonra ellerimi yıkayıp sofrayı hazırlamaya başladım. Dünden kalan mercimek çorbasını Arda için ocağa koyup ısıtmaya başladım. Tavayı da ocağa koyduktan sonra içine yağı döküp ocağın altını yaktım. Patatesleri soyduktan sonra dilimleyip kızgın yağın içine attım. Bir yandan da tavaya yumurtaları kırdım. Daha sonra buzdolabından çıkardığım peynir ve zeytini masaya yerleştirdim. İçeriye giren Anıl ile gözlerimi ona çevirdikten sonra tekrar dolaba döndüm.
"Yardım edebileceğim bir şey var mı?" Elimdeki reçelleri masaya koydum.
"Yok oturabilirisin." dedim arkamı dönmeden. Patateslerin başına geçip kontrol ettikten sonra piştiğine karar verip bir tabağa aldım. Tabağı masaya koyduktan sonra bu sefer yumurtayı ocaktan alıp masaya koydum.
"Eline sağlık." dedi sessiz bir şekilde. "Afiyet olsun." diyerek kafamı salladım. Çorbasını elime alıp kaşıkla soğuttuktan sonra üfleyerek Arda'ya yedirmeye başladım. Kaşığı yaklaştırmamla kafasını sağa çevirdi. Geriye çektiğimde elini uzatıp elimdeki kaşığı tutmaya çalıştı.
"Hamamhamam" demesiyle gülümseyerek kaşığı tutmasına izin verdim. Sonra birlikte kaşığı ağzına soktuk.
Çorbayı bitirmesine yakın uzattığım kaşığı dudaklarıyla püskürttü. Olan çorba üstüme gelirken kafamı istemsizce eğip tişörtümü kontrol ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MADEM | texting
Genç Kız Edebiyatı05** : madem seni çok istiyorlardı 05** : öylece ortaya koymasalardı 05** : aldım bi kere geri vermeyeceğim 05** : aşığım, mutluyum, vazgeçmeyeceğim... Rehberine kayıtlı olmayan bir numaradan en sevdiği şarkının sözlerini mesaj olarak alan Çiçek, nu...