Merhaba benim güzel sabırlı okuyucularım
Biraz beklettim ama bence seviceksiniz bu bölümü
Dün yazmaya başlamamış olsaydım daha erken yayınlardım kesin neyse neyseBölüm ithafı losttcontrol sanaa. Kız şey var bu bölüm senle hani konuşmuştuk ya hani 😉
🎶
Kapının önüne çıktığımda sokağın sonunda bekleyen arabayı görmemle adımlarımı hızlandırdım. Beni gören Ozan ön koltuktan inip kapıyı açıp bıraktı. Ona gülümseyerek teşekkür ettikten sonra gülerek bana göz kırptı. Arkada oturan Melis'in yanına geçti.
"Hoşbuldum." diye seslendim tüm arabanın içine. Kimse beni takmazken gözlerimi devirdim.
"Hoşbuldun yenge."
"Oğlum konuşma demedim mi ben sana Çiçekle." Anıl arkaya dönüp kızgın bir şekilde Ozan'a bakıyordu.
"Nasıl ya ciddi mi bu?"
"Siz ne ara bu kadar yakınlaştınız ben anlamadım, kendimi Ednan Bey gibi hissediyorum. Boynuzlu ve habersiz." Sesi sitem doluydu.
Şaşkın bir şekilde ben de Ozan'a döndüğümde omuzlarını kaldırıp indirdi. Anıl da başka bir şey demeden arabayı çalıştırdığında gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Kimsenin konuşmadığını fark ettiğimde radyonun düğmesine basıp çalıştırdım.
Arabayı otoparka park ettiğimizde Anıl kapımın yanına gelip elimi tuttu. Ben de Melis ve Ozanı arkada bırakmak için onunla birlikte hızlı hızlı yürümeye başladım. Alışveriş merkezinin içine girdiğimizde oyalanmadan en üst kata çıktık.
Biletleri önceden aldığımız için beklemeden görevliye gösterdik. Filmin başlamasına 20 dakika kalmıştı. Melis ve Ozan'ı salona gönderirken ben de Anıl'la birlikte mısır almak için sıraya girdim.
Yüzünden pek hoşnut olmadığı belli oluyordu. Soğukluğunun geçmesi için koluna sarıldım. Kafasını çevirip bana soğuk bir şekilde baktığında dudaklarımı büzüp onu öptüm. Yüzüne hafif bir gülümseme yerleştirdiğinde kafamı koluna yasladım.
Anıl hepimiz için birer mısır alacağı zaman onu durdurup iki büyük boy mısır istedim. Bana anlamazca bakarken ona salak mısın der gibi bir bakış atıp kadına geri döndüm. Şurada iki ortam yaratıyoruz beyefendi onu bile bozuyor. İçecekleri de aldıktan sonra aramızda çıkan küçük hesap kavgasını da halledip salona doğru yürüdük.
Salona girdiğimizde Melis ve Ozan'ı görüp gülümsedim. Konuştuğumuz gibi Ozan Melis'i köşeye oturtmuş yanına da kendisi oturmuştu. Anıl'dan önce davranıp Ozan'ın diğer yanına ben oturdum. Elimdeki mısırı ikisinin ortasına koyarken Melis söylenmeye başladı.
"Abi fakir miyiz biz ne bu böyle? İlk yarıya bile yetmez bu." Anıl kaşlarıyla beni işaret etti.
"Onu bana değil Çiçek'e sorucaksın." Yanımdaki koltuğa oturdu.
"Ay sen ne anlarsın kız sus. Var işte bir sebebi. Hem mısır yağ yağ, çok yeme sivilce yapar." dedim. Bu da abisi gibi her şeye karışıyordu.
Işıklar karardığında konuşmayı kestik. Ben biraz daha Anıl'a doğru sokuldum. Ne yaptığımı anladığında o da bana yanaştı ve kafalarımızı birbirine yasladı. Kafamı kaydırıp onun omzuna yasladım. Elimi kartona atıp aldığım mısırı Anıl'ın ağzına sokuşturdum.
İlerleyen dakikalarda filmin başında anlatılan ailenin vahşice katledilmesiyle gözlerimi Anıl'a çevirdim. Aileden sadece küçük bir kız kalmıştı. Onu ağlatmanın tam sırasıydı. Kulağına doğru yanaşıp fısıldadım. Dolmuş gözlerimle ona doğru baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MADEM | texting
ChickLit05** : madem seni çok istiyorlardı 05** : öylece ortaya koymasalardı 05** : aldım bi kere geri vermeyeceğim 05** : aşığım, mutluyum, vazgeçmeyeceğim... Rehberine kayıtlı olmayan bir numaradan en sevdiği şarkının sözlerini mesaj olarak alan Çiçek, nu...