bu bölüm de gol değil gençler.
🎶
Anıl : sen
Anıl : saç tellerine kadar sevdiğim
Anıl : zaman her şeyin ilacıysa fazlası intihara girmez mi
Anıl : hadi gel kır inadını
Anıl : kalbine ağır geleni başkasına yapma
Anıl : umut belki de gelecek sayfadadır, kapatma kitabımızı
Anıl : yarım kalmayalım
Anıl : acılarım bile özledi seni, senin kokunu
Anıl : kalbini çok kırdım özür dilerim
Siz : her istediğini hemen elde edemezsin Anıl
Anıl : biliyorum
Anıl : ama sen benim her istediğim değil
Anıl : tek istediğimsin
Anıl : sorunlarımızı konuşarak halledebiliriz
Anıl : ama önce gel bi öpeyim (görüldü)
Anıl : peki. napıyorsun şu an?
Siz : kitap okuyorum müsade edersen
Anıl : etmesem? (görüldü)
🎶
Odamda oturmuş milyonuncu kez Aşk ve Gurur'u okuyordum. Okumaya çalışıyordum, müsade edilmiyordu. Telefonum ısrarla çalıyordu. Bilmem kaçıncı kez reddettiğim çağrıların sahibi Anıl'dı. Tekrar reddettim. Aptal herif. Bir de beni arıyordu.
Telefonum tekrar titrediğimde pes edip telefonu elime aldım. Çağrıyı kabul edip balkona çıktım. Açmamla sesi kulaklarıma nüfuz etti. Ses tonu neden telefonu açmam gerektiğini bana hatırlatır gibi içime işledi.
"Çiçek özür dilerim."
"Anıl nesini anlamıyorsun? Açmak istemiyorum telefonu."
"Çiçek- "
"Anıl! İkidir böyle yapıyorsun. Bana zaman tanımıyorsun. Üstüme geliyorsun. Sen istediğin zaman gidiyorsun ama sıra bana gelince tepeme biniyorsun. Bir gün bile olmadı daha sen benimle yeniden konuşmaya başlayalı."
Karşı taraf sessizliğini korurken ben içimdeki öfkeyi durduramıyordum.
"Uzak dur benden biraz. Mesela şu an aramaman lazım beni. Napıyım ben de senin yaptığın gibi koca bir hafta basıp gideyim mi? Numaranı mı engelleyeyim? Telefonumu mu kapatayım?"
Anılın ağzından çıkan tek bir cümle vardı.
"Özür dilerim."
"Görüşürüz Anıl."
"İnşallah görüşürüz." diyip telefonu kapattı.
Elimdeki telefonu sıkan parmaklarım acıyordu. Çok sevip aynı anda bu kadar öfke duymam çok saçma geliyordu. Odama geri dönüp kitabımı elime aldım.
Odam sessizliğe gömüldüğünde konuştuklarımın yeni farkına varıyordum. Haklı olsam bile sert davranmıştım. Bu durumdan sıkılmaya başlamıştım artık. Adam akıllı konuşamaz hale gelmiştik. Kendimi satırlara gömmeye çalıştım.
Telefonuma gelen bildirimle kitaba ara verdim ve telefonumu elime aldım. Anıl uzun bir mesaj atmıştı.
Anıl : Ben düşündüm Çiçek çok düşündüm. Sanırım sen haklısın çok üstüne geliyorum. Senin de düşünebilmen için uzak duruyorum senden. Sana zaman veriyorum dediğin gibi. Olur da beni tekrar görmek istersen buralardayım.
Sevgi kolaydı, basitti. Biz çok karmaşıktık.
Şu an mesajına cevap veremeyecek kadar karışık bir ruh halindeydim. İki cümleyle geçiştirmek ya da tersleyip işleri daha da beter hale sokmak istemiyordum. Beni yanlış anlamıştı büyük ihtimal ve alınmıştı. Mesajın tonundan bile anlaşılıyordu. Telefonu kapatıp kitaba geri döndüm.
Elizabeth'in Bay Wickham için Bay Darcy ile tartışmasını okuyordum. Lizzy dinlemeden Bay Darcy'ye haksızlık ederken kendimi Darcy'nin yerine koymuştum. Elizabeth de Anıl oluyordu. Dinlemeden beni yargılamıştı. Şimdi yine aynı şeyi yapıyordu. Hırsla kitabı kapattım. Elizabeth aptalın tekiydi.
🎶
öğk wickham abv senin
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MADEM | texting
ChickLit05** : madem seni çok istiyorlardı 05** : öylece ortaya koymasalardı 05** : aldım bi kere geri vermeyeceğim 05** : aşığım, mutluyum, vazgeçmeyeceğim... Rehberine kayıtlı olmayan bir numaradan en sevdiği şarkının sözlerini mesaj olarak alan Çiçek, nu...