7

22.1K 575 372
                                    

İYİ OKUMALAR...

Ertuğrul' un aniden üzerime çıkmasıyla uyandım. Ne olduğunu kavrayamadan kollarımı, bacaklarının arasına sıkıştırdı. Cebinden bir şırınga iğnesi çıkarıp sol kolumun bisepsinin sol dış yanına defalarca batırıp çıkardı. Canım çok yanıyordu. Bağırıyordum, çığlıklar savuruyordum ama bu onun daha çok hoşuna gidiyordu. İğneyle işi bitince yere fırlattı ve delik deşik ettiği kolumu, kan çıkması için sıktı. Deliklerden kan çıkınca koluma yanaştı ve çıkan kanın hepsini yaladı. Cebinden ip çıkarıp deliklerin üzerinden bir sağa bir sola sürttü. Sürtünme yüzünden ipin değdiği yerler yanıyordu. Her deliğin üzerinden geçen ip yanmayla beraber dayanılmaz bir acı sunuyordu bedenime.

***

Ertuğrul'un beni sarsıp, '' Derin, Derin iyi misin? Uyan, kabus görüyorsun!'' demesiyle titreyerek uyandım. ''Dokunma bana!'' diyerek Ertuğrul' u kendimden ittim ve koluma dokunmaya çalıştım. Kolum acımıyordu ama uyuşmuştu. Dokunmaya cesaretim yoktu. Gördüğüm rüya çok gerçekçiydi. Kan ter içinde kalmıştım ve ağlamıştım. Vücudumu durduramıyordum. Başım dönüyor, midem bulanıyordu. Sanırım tansiyonum düşmüştü.

'' Derin, tamam, sakin ol. Bak ben yanındayım. Korkma. Ne gördüğünü anlatır mısın?''

'' Sorun da bu ya! Sen yanımdasın. Sen hayatıma girdiğinden beri kabuslar peşimi bırakmıyor. Rüyamda ne gördüğümü mü merak ediyorsun?! Anlatayım, kolumu iğneyle delik deşik edip çıkan kanı içiyordun, iple derimi yakıyordun!''

'' Tamam sakin ol, yaklaş yanıma.''

''Dokunma bana, istemiyorum! Seni yanımda istemiyorum be adam, düş yakamdan!''

Sarf ettiğim kelimelere rağmen beni zorla kendine çekip sarıldı. Kafamı göğsüne koyup ağladım. Evet, beni ağlatan adamın koynunda onun yüzünden ağlıyordum. Ama daha fazla direnecek gücüm yoktu. Ben, ben değildim. Ben, benden öteydim. Çok büyük bir çıkmazın içinde kaybolmuştum. Kendimi bulamıyordum. Ha bulmaya niyetim var mıydı, inanın onu ben de bilmiyordum.

Dudaklarını saç diplerime bastırıp yanağını yasladı. Tam o sırada dışarıdan gelen silah sesleriyle ikimiz de yerimizden doğrulduk.

Ertuğrul, yan tarafındaki komodinin içinden silah çıkarıp cama yaklaştı ve dışarıya baktı. Tahminimce cam, kurşun geçirmezdi. Yoksa Ertuğrul, rahatça cama yaklaşmazdı.

'' Hassiktir!'' deyip arkasını döndü ve kapıya koşar adım yürürlen bana banyoyu göstererek, '' Banyoya gir, ben gelene kadar çıkma!'' dedi.

Hızla kafamı sallayıp koşarak banyoya girdim ve kapıyı kapattım. Dışarıdan gelen silah sesleri kalp atışlarımı daha da hızlandırıyordu.

Biraz sonra silah sesleri kesildi. Daha sonra banyonun kapısı açıldı ve içeriye Ertuğrul girdi.

'' Ne oldu, kimdi onlar, ateş edenler?''

'' Düşmanlarımız çok, Derin. Zamanla hayatımıza alışacaksın. Ama şimdi bunları konuşma vakti değil. Buradan çıkmamız lazım.''

'' Tamam.'' dedim, çaresizce.

Hızla Ertuğrul' un arabasına binip yola çıktık.

''Nereye gideceğiz?''

'' Malikaneye.''

'' Ailem beni mer-''

'' Sen her şeyi bana bırak. Ben ne söylersem, ne yaparsam bana ayak uydur.''

Derin DuygularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin