12

17.7K 508 242
                                    

İYİ OKUMALAR...

Elvan Abla' yla birlikte yatağın üstüne oturduk. Ellerimi, ellerinin içine alıp yüzüme baktı. Gözlerimi kaçırmama rağmen en sonunda gözlerine baktım.

'' Neden yüzün kireç gibi oldu? Utanmana gerek yok ki, siz karı - kocasınız. Benim hatamdı. Kapıyı tıklatıp girmem gerekiyordu.''

Tüm cesaretimi toplayıp konuştum.

'' Hayır abla, iyiki de girdin içeriye. Senin kardeşin beni zorluyor. Ben istemediğim halde bana sahip olmaya çalışıyor. Direniyorum ama bir gün...''

''Sen istemiyor musun?''

''Hayır. Biz kendi rızamızla evlenmedik ki. ''

'' B-Ben burada yaşamadığım için konuya pek hakim değilim. Bilmiyordum.'' Ayağı kalktı. ''Ben gideyim de bir Ertuğrul ile konuşayım.''

Kolunu tutup onu durdurdum.

''Hayır abla, konuşma. Sen hep bizim yanımızda değilsin ki. Sana başka bir şey der, eve gidince başka bir şey yapar. Boş yere onu kızdırıp benim başımı yakmayalım, lütfen.''

'' Ah yavrum benim.'' dedi, yatağa geri oturup elini yanağıma koydu. Tam o anda gözümden bir damla firar etti.

Benim yaşımdaki insanlar okula giderken, tek dertleri dersleriyken ben, bu zengin çöplüğünde kendimce bir savaş veriyordum. Bu savaş beni epeyce yıpratacaktı. Daha ne kadar dayanabilirdim, bilmiyordum. Tek temennim, en az hasarla bu berbat hayattan kurtulabilmekti.

Ertuğrul elinde birkaç dosya ve kalın, ajandaya benzer bir şeyle içeriye geldi. Elvan Abla' ya bakıp ona bir şey belli etmemesi için işaret ettim.

''Derin haydi kalk, gidiyoruz.''

Başımı sallayıp onay verdim. Elvan Abla kolumu sıvazlayıp odadan çıktı. Onun odadan çıkmasıyla ben de boynumun yan kısmını ovup odadan çıktım. En alt kata inip Ertuğrul' un gelmesini bekledim.

Kısa bir bekleyişin ardından Binnaz Hanım elinde kahvesiyle orta salona geldi ve koltuklardan birine oturup kahvesinden yudumlamaya başladı. Aradan bir kaç dakika geçtikten sonra konuştu.

'' Torun bekliyoruz biz. Var mı bir şeyler kızım?''

Anlamsız bir ifadeyle Binnaz Hanım' ın suratına baktım. Tam o sırada Ertuğrul merdivenlerden inip yanıma geldi. Kolumu sıvazlayıp beni koltuk altına aldı ve konuştu.

'' Torun - torba yok anneciğim. Hem sen henüz gençsin. Çok çocuk istiyorsan bana bir kardeş getirebilirsin.'' Bana bakıp devam etti. ''Biz henüz çocuk düşünmüyoruz.''

Sözleri beni şaşırtsa da bana memnuniyet kazandırmıştı. Binnaz Hanım yüzünü buruşturup konuştu.

''Bak şu terbiyesize! Rusyalar' a gitti de ne saygı kaldı ne terbiye! Alırım ayağımın altına ha!''

''Ooo, Binnaz Sultan kızdı, biz en iyisi ufaktan topuklayalım güzelim.'' dedi, bana bakarken. Birlikte bahçe kapısına doğru ilerledik. Ertuğrul aniden durdu ve mutfağa doğru ilerledi.

''Nereye?'' diye seslendiğimde de ''Bir dakika'' anlamında işaret parmağını havaya kaldırıp yürümeye devam etti.

Peşinden mutfağa doğru gittim. Kapı eşiğinde durup içeriye baktım. Ertuğrul, anneme bir şeyler söyledi. Daha sonra annem de mutfaktaki kapıdan bahçeye çıktı. Ertuğrul' un yanına yaklaşıp sordum.

Derin DuygularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin