8

20.1K 548 408
                                    

İYİ OKUMALAR...

Gözlerim kapalıyken istem dışı gözümden akan bir damla yaş, yanağımı turladıktan sonra dudağımın kenarına yerleşti. Ağlamak istiyordum ama ağlayamıyordum. Dudaklarımı birbirine bastırıp sertçe yutkundum.

Nihayet müzik durduğunda Ertuğrul ile alınlarımızı birbirinden ayırıp bakıştık. Pasta kesme ve takı töreninden sonra davetliler ile öpüşüp tokalaştık. Son olarak fotoğraf çektik ve davetliler gitti. Ben sandalyeye oturdum. Çünkü gerçekten çok yorucu bir gündü. Tam o sırada hanımefendi yanıma geldi ve elindeki anahtarı uzatarak konuştu.

" Bak kızım, bu sizin evinizin anahtarı. Evin hanımı olarak bu anahtar sende kalmalı. Aramızda, arabayla 15 - 20 dakikalık bir mesafe var. Güle güle oturun."

Yavaşça anahtarı elinden alıp kısa bir sırıtış sergileyerek, " Teşekkür ederim hanımefendi." Dedim.

"Artık 'hanımefendi' yok. Artık 'Anne' var. 'Binnaz Anne' var." Deyip göz kırptı, Binnaz Anne.

" Peki Binnaz Anne."

Ertuğrul yanıma geldi ve gideceğimizi söyledi. Onaylayıp ayağı kalktım ve tam yürümeye başlayacaktım ki Ertuğrul, koluna girmem için kolunu uzattı. Bir ona, bir kola bakıyordum. En sonunda koluna girip diğer elimle gelinliğimin eteğini tuttum ve birlikte çıkışa doğru yürümeye başladık. Arada bir Ertuğrul' a bakıyordum. Yüz ifadesi, memnuniyetini oldukça belli ediyordu.

Ailelerimizle vedalaşıp Ertuğrul' un arabasına bindik. Yol boyunca üzerimdeki gelinliğin eteklerini sıkmıştım. Şehirden uzaklaştığımızı anladığımda Ertuğrul' a dönüp konuştum.

" Ertuğrul, buradan değil. Annen evin, malikaneden on beş dakika uzaklıkta olduğunu söyledi. İlla ki biliyorsundur evin yolunu."

" Biliyorum. Ama ben, gerdek gecemizi öyle insanlarla dolu bir semtte geçirmemizi istemiyorum. Bağırırsın falan, komşu villadakilere karşı bir utancının olmasını istemem. Hem bu gece çok yorulacaksın. İlk günden annemin arkadaşları doluşur eve. Misafir ağırlayacak halin olmayacak. Gün boyu yatakta kıvranacaksın. Malum, gerdek gecesi, ilk gün." Deyip gülümsedi ve göz kırptı.

Sahte bir şekilde gülüp konuştum.

" Sen benimle birlikte olacağını mı düşünüyorsun? Hah, sen öyle san. Ölsen de, öldürsen de bana asla dokunamazsın. Bu normal bir evlilik değil. Git, sürtüklerine sürtmeye devam et. Umurumda bile değilsin. Ama bana dokunma hayallerini unut."

"Hmm, demek öyle. E o zaman izleyip göreceğiz, dokunuyor muyum, dokunmuyor muyum. Ha, ama altımda inlerken ağzını tutmam, söyleyeyim. Çığlıklarım dağların arasında zikzak yaparak dalgalanacak. Ben de zevkle dinleyeceğim."

Göz devirip kaşlarımı kaldırdım ve başımı yukarı - aşağı salladım. Kafamı cama çevirip dışarıya bakındım.

Kısa süre sonra bir dağ evinin önünde durduk. " Tabii, adamlar mafya. Allah bilir kaç bin tane evleri var. Artık alışmalısın Derin. Daha neler göreceksin neler, kim bilir?" Dedim kendi kendime, evin dış cephesine bakınırken.

Birden aklıma bir plan geldi.

Birlikte evin kapısına doğru yürüdük. Kapıyı açıp içeriye girmemi söyledi. İçeriye girdim ve arkamdan geldi.

Yüzüme bakmadan ilerlemeye devam etti. Az sonra kısa koridorun sonunda durup bana başıyla gelmemi işaret etti. Gelinliğimin eteklerini havaya kaldırıp yanına yürüdüm.

Derin DuygularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin