4

25.1K 677 431
                                    

İYİ OKUMALAR...

Bu çocukla arama mesafe koymam gerektiğini anlamıştım. Bundan sonra, ondan olabildiğince uzak duracaktım.

En alt kattaki banyoya indim. Elimdeki viledayla kovayı yerine bırakıp elimdeki kar küresini gömleğimin içine koydum. Küre, karnımdan belli ettiği için anneme görünmeden hızlıca müştemilata koştum. Küreyi odamda, yastığımın altına koyup malikaneye geri döndüm.

Mutfağa, annemin yanına gittiğimde tezgahı topluyordu. Son olarak tezgah çek - pasıyla tezgahın üstündeki suyu lavabonun içine itip konuştu.

"Hıh, benim işim de bitti. Sen eve git, ben de hanımefendiye bir 'İyi geceler.' dileyip geleyim. ''

"Tamam anne."

Ellerimi önümden birleştirip ovuşturarak müştemilata gitmek için malikaneden çıktım. Hala ellerim titriyordu. Yaşanan bir olayın etkisinden geç çıkma gibi bir huyum vardır, maalesef. Bu huyumu da hiç sevmiyorum.

Bahçeden evime doğru yürürken, birden yanıma bir bilye düştü. Refleks olarak, "Ayy!" dedim ve ellerimi iki yana kaldırıp gözlerimi sıkıca kapatıp açtım. Bilyenin geldiği yöne baktığımda Ertuğrul, penceren bana bakıp sırıtıyordu. Bir elini kaldırıp iki yana sallayarak, "İyi geceler!" diye bağırdı.

Göz devirerek önüme döndüm ve bir elimi sallaya sallaya sesli bir şekilde, " Hey Allah' ım ya, akıllısı bulmaz, delisi vazgeçmez. Çattık, yemin ederim ya!" diye söylene söylene eve doğru yürüdüm.

İçeri girip doğruca odama girdim ve pijamalarımı giyindim. Banyoya gidip ellerimi yıkadıktan sonra odama geri döndüm. Kendimi yatağa attım ve kafamı, yastığın altından sert bir şeye çarptım.

Kafamı kaldırıp elimle başımı ovdum ve " Daha on beş dakika geçmedi onu oraya koyalı, nasıl unutursun ya, dalgın kafalı!" diye kendime de söylenip yastığın altındaki küreyi çıkardım. Yatağın yan tarafında duran komodinin alt çekmecesindeki çorapların altına, arka tarafa gizledim. Çekmeceyi kapatıp biraz durdum, kapıya baktım ve çekmeceyi tekrar açıp küreyi yerinden çıkardım.

Biraz küreyle oynadıktan sonra dış kapının açılma sesini duydum ve hızlıca küreyi eski yerine sakladım. Odamdan çıkıp gelen annemi karşıladım.

"Derin, haydi bir çay demle, dizim başlayacak. Oturup izleyeyim. Öldüm bütün gün."

"Ben de öldüm anne. Koskoca evin tüm odalarının teker teker tozunu aldım, yerlerini sildim. İnsanların pis çamaşırlarını topladım."

"Kızım, bugüne kadar taptığım onca işin arasında, senin yaptığın işleri de ben yapıyordum. Artık sen hesap et, ne kadar yorulduğumu."

Kafamı yana eğip kaşlarımı kaldırdım ve dudaklarımı birbirine sıkıca bastırarak gerdim. Bir şey diyemedim. Doğru söze ne denir? Kadın haklı sonuçta.

Mutfağa yöneldim, çaydanlığa su koyup ocağın üstüne koydum ve altını yaktım. Kaynamasını beklerken çay tepsisini çıkardım. Çay bardağı, kaşığı ve tabağını çıkarıp, küçük çerez kaseleriyle birlikte tepsiye dizdim. Dolaptan çekirdek ve badem çıkarıp kaselere döktüm. Annem tam bir çekirdek hastasıdır. Her gün, ama her gün çekirdek çitler. Badem de evde vardı diye koymuştum.

Şekerliği ve limonluğu da içleri dolu bir şekilde tepsiye koyduktan sonra televizyon odasına götürdüm. Tepsiyi sehpalığın üstüne koydum ve bir sehpa çıkarıp annemin uzandığı koltuğun önüne koydum. Tepsiyi de sehpanın üzerine koydum. Mutfağa geri dönüp çaydanlığın kaynamasını bekledim.

Derin DuygularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin