38

3.2K 148 52
                                    

İYİ OKUMALAR...

''Abi, Ali hastaneden taburcu edilmiş, hem de daha 24 saati bile dolmadan.''

Ertuğrul doğrulup, ''Ne, nasıl lan, hay ben...'' diye yakındı. Ben de Ertuğrul' un dizinden kalkıp, ''Nasıl ya, ne olacak şimdi?'' diye sordum, endişeyle. Ertuğrul bana işaret edip, ''Neyse, çocukları topla, büyük parkın ilerisindeki depoya gelin. Plan yapacağız.'' dedi Bozo' ya ve onay aldıktan sonra telefonu kapattı.

Ertuğrul ayağı kalktığında ona eşlik edip ben de yatakta dizlerimin üzerinde doğruldum ve ''Nasıl hastaneden çıkabilir ki? Hem de o haldeyken..'' dedim korku ve tedirginlik içerisinde. Ertuğrul, ''Bunu alıp bir yere götürmüşlerdir, kendi doktorlarıyla iyileştirmeye çalışıyorlardır. Ama bulacağız Derin, '' Eğilip yüzümü avuçlarının arasına aldı, baş parmaklarıyla yanaklarımı sıvazlayarak, '' Bulup onu geberteceğiz. Karıma ve çocuklarıma kast etmek neymiş, görecek. Asla korkma tamam mı?'' dedi. Alt dudağım öne çıkmış şekilde, üzüntüyle kalkan kaşlarım ve dolan gözlerimle, başımı hızlıca aşağı yukarı salladım. Ertuğrul alnımı öptü ve daha sonra evden çıktı. Çıkarken kapıyı kilitlemişti.

Kilit sesini duyduğumda vücudumu geriye doğru atarak yatağa uzandım gözlerimi kapattım. Göz kapaklarım aşağıya doğru inerken, gözlerimde sıkışan yaşlar, damla olarak şakaklarıma süzülmüştü. Ali' yi bir daha görmeyecektim, Ertuğrul beni ondan koruyacaktı, değil mi? Lütfen öyle olsun, lütfen Ali benden ve Ertuğrul' dan uzak dursun, özellikle de yavrularımızdan...

🔮

Yüzüme değen yoğun ışık ile gözlerimi açtım. Gözlerimi kısarak etrafa bakındım. Işık gözlerimi rahatsız ettiği için elimi gözlerime siper ettim. Bu sayede önümü daha net görebiliyordum. Yatağın kenarına bakındığımda gördüğüm ilk şey teyzem, ikinci şey ise elindeki neşterdi. Gülümseyerek elindeki neştere baktı ve neşteri elinde defalarca kez döndürdü. Bulunduğum yerden kalkmaya çalışsam da kalkamıyordum. sanki oraya yapışmıştım! Göbeğime bakıp gülümsemesini arttırdığında hızla kafamı iki yana sallayarak, ''Teyze yapma, lütfen yapma, teyze, dokunma bebeklerime!'' diye yalvardım. Kahkaha atmaya başladığında elindeki neşteri havaya kaldırıp hızla karnıma doğru indirdiğinde, ''Teyze!'' diye bağırdım.

🔮

Kan ter içinde uyanmamla Ertuğrul' u başımda endişeli bir şekilde görmem bir oldu.

''Derin' im, ne oldu? Kabus mu gördün ha, anlat bana.''

Nefes nefese, ''S-Su.'' dedim. Ertuğrul kalkıp su almaya gittiğinde yüzüme yapışan saçlarımı kulağımın arkasına attım. Artık Ertuğrul' a teyzemi gördüğümü söylemeliydim. Yoksa delirebilirdim. Belki de delirmişimdir de.

Ertuğrul elinde bir bardak suyla geldiğinde, uzattığı elindeki bardağı titreyen parmaklarımla kavradım ve yavaşça ağzıma götürüp yudumlamaya başladım. İçindeki suyu bitiremediğim bardağı Ertuğrul' a geri uzattığımda bardağı kavradı ve yandaki komodinin üzerine bıraktı. Ardından bana bakıp, ''Haydi anlat güzelim, ne gördün?'' diye sordu, kaşlarını havaya kaldırıp.

''Teyzem.''

''Ne?''

''Ertuğrul, ben yaklaşık 1 aydır sürekli teyzemi görüyorum. Eli yüzü kanlar içinde, tıpkı, tıpkı onu son gördüğümde bulunduğu hal gibi. Üstelik sadece rüyalarımda değil, günlük yaşantımda da. Bunu sana belli etmemeye çalıştım, delirdiğimi felan düşünürsün diye. Ama artık iş çok korkunç bir hal aldı.''

Derin DuygularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin