54

1.4K 43 14
                                    

İYİ OKUMALAR...

🔮

Ertuğrul'un düz bir sesle söylediği cümle tüylerimi diken diken etmişti. Nasıl böyle bir şey yaparlardı? Masa onlar için gerçekten bu kadar önemli miydi? Ah, önemliydi tabiki. O masadaki herkes, uğruna her şeyi yapabilecek potansiyele sahipti, ben hariç.

''O zaman masanın toplanacağı ilk cuma günü beni öldürmeyi düşünüyorlardır.''

''Kesin. Peki ne yapacaksın?''

''Hepsini geberteceğim.''

Ertuğrul, Bozo'ya elini uzattığında Bozo, arka tarafa yöneldi ve oradan elinde bir baltayla Ertuğrul'a doğru yürüyüp baltayı onun eline verdiğinde yapacağı şeyi ister istemez hayal edince midem bulandı. Daha kötüsünü bizzat görmüştüm ama yaşadığım yoğun üzüntü ve baş ağrısı mideme vurmuş olabilirdi. Öğürmeye başlayınca bir elimi karnıma, diğer elimi ağzıma koyup doğruca dışarıya çıktım. Ertuğrul elindeki baltayı atıp bana yetişmişti.

En sonunda kendimi tutamayıp midemdekileri çimlere doğru çıkarınca Ertuğrul saçlarımı ellerinin arasına alıp sırtımı sıvazladı. Beni bu halde görmesi utandırmıştı. Öğürmelerimin arasından ona, "Bakma bana, git!" diyebildim. O ise, "Derin ben senin kocanım. Her zaman, her anında yanında olacağım. Senin hiçbir şeyinden iğrenmiyorum. Lütfen rahat ol. Kocanın yanında rahat ol." diyerek beni biraz olsun rahatlatmıştı.

Nefes nefese doğrulunca Ertuğrul aceleyle cebinden bir mendil çıkarıp bana uzattı. Bu adamın her türlü ihtiyacımı karşılamasına bayılıyordum.

Beraber içeriye gşrecekken Ertuğrul beni durdurup Bozo'yu yanıma göndereceğini, içeride durmamam gerektiğini söyledi. Ona karşı çıkıp direterek güç bela ikna ettim ve içeriye ben de girdim. Ertuğrul'un büyük ve hızlı adımlarına nazaran küçük ve oldukça yavaş adımlar atarak onlara mesafeli bir şekilde kollarımı göğsümde bağlayarak yerimde durdum. Ertuğrul adamın yanına yaklaşınca ellerini arkasında tutup etrafında yavaş yavaş dolanmaya başladı. Aynı anda konuşuyordu da.

"Balta fantazisi hiç eğlenceli değil. Beni tatmin etmiyor hiç. Umm, Derin, canım sucuklu kek çekti."

Şaşkın bir şekilde kaşlarımı çattım. Şimdi, tam şuanda kek mi yapmamı istiyordu? Bir dakika, sucuklu kek mi? Ah, kesinlikle dalga geçiyor olmalıydı.

Bir elimi yüzüme götürüp gözlerimi kapattım ve gülümseyerek kafamı iki yana salladım.

"Aaa, doğru ya, sen şuan iyi değilsin. E o zaman ben yapayım. Bozo?"

Bozo kafasını bir kez eğip, "Hemen abim!" dedi ve işkence aletlerinin bulunduğu masaya yöneldi. Elinde üçlü prize takılı bir çift taraflı mikserle gelince ağzımın açılmasına engel olamadım. Üstelik mikserin iki ucunun çırpıcılarının altları jiletlerle çevrilmişti.

Aman Allah'ım! Ne yapacaksın Ertuğrul, neler geçiriyorsun o aklından, nasıl düşünüyorsun bunları?

Ertuğrul mikseri Bozo'nun elinden alıp bir saniyeliğine düğmesine basıp elini çekti ve kaşıyla, adamın pantolonunu göstererek Bozo'ya işaret etti. Bozo elini adamın pantolonuna götürerek düğmesi açmaya başladığında Ertuğrul bana dönüp, "Derin, hadi sen çık bir hava al. Kısa sürede geleceğim." dedi. Onu başımla onaylayıp tedirginlikle dışarı çıktım. Bu adam kocam olmasaydı ona kesinlikle cani gözüyle bakardım.

YAZARIN ANLATIMIYLA:

Bozo adamın pantolonunu ve son olarak boxerını çıkarınca adam Ertuğrul'un ne yapacağını anlamış olacakki korkuyla inledi.

Derin DuygularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin