30 (Derin Duygular: ACI)

3.9K 153 29
                                    

Not: Üstteki fotoğraflar Bozo (Sultan) TAŞ' a aittir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Not: Üstteki fotoğraflar Bozo (Sultan) TAŞ' a aittir.

🔮

İYİ OKUMALAR...

Huzur ve mutluluğun bir arada olduğu bir hayatın içinde kendimi bulacak mıyım? Hayat bana her zaman acı meyveler mi verecek, onca ektiğim umut tohumuna, gözyaşlarımla suladığım ağaçlara alacağım karşılık bu muydu? Doğrularımızın bulunduğu bir yolda, yanlışların üzerinden atlayarak saf mutluluğa varacağımızı sanmıştık. Yanıldığımız apaçık ortadaydı. Şimdi ise elimizden hiçbir şey gelmiyordu, birbirimizi sevmek dışında.

Bizim elimiz kolumuz, birbirimize bağlıydı...

Gördüğüm kişiyi tanımıyordum. Beni gördüğü anda pis pis sırıtmaya başlamıştı, beni baştan aşağı süzerek. Ben o gün Ertuğrul için hazırlanmıştım ama beni ilk gören kişi o değildi. Çaresizce yatak odasına doğru koştum. Koştuğumu gören adam, hızlıca merdivenlerden inerek peşimden koştu. Kapıyı kapattım fakat henüz kilitleyemeden kapıyı sertçe itti ve kapının açılmasıyla yere düştüm. Bacaklarımı birbirine sıkıca bastırarak eteğimin açılmamasını sağladım.

Yavaş ve büyük adımlarla yanıma yaklaştı. Dibimde çömelip soğuk terler akıtan yüzüme eğildi ve konuşmaya başladı.

''Fotoğrafta göründüğünden daha güzelmişsin. Ertuğrul da ağzının tadını biliyormuş.'' dedi ve elinin üstünü yanağımda gezdirdi. Tam o anda elini yüzümden çekip yüzüne sert bir tokat attım ve ''Çek elini pislik herif!'' dedim. Attığım tokatla yüzü yana çevrilmişti. Kısa süre içinde yüzünü tekrar bana döndü fakat bu sefer deminki halinden eser yoktu. Sinirli ve çok sert bakıyordu. Bir anda kolumu tutup beni kendi ile birlikte ayağı kaldırdı.

''Bırak beni, bırak!'' Çırpınışlarım fayda etmiyordu. Kolumu koparırcasına sert tutuyordu. Ruhum çekiliyormuş gibi hissediyordum. Bunu fark edince bir hamleyle beni omzundan aşağı sarkıttı. Ayaklarımı çırpıp ellerimle sırtına yumruklar geçirsem de istifini hiç bozmuyor, merdivenlerden yavaşça çıkmaya devam ediyordu.

Ertuğrul' un kaçırıldığımı anlaması umuduyla bileğimdeki tokamı çıkarıp merdivenlerin bir basamağına attım. Evden çıktığımızda dışarıda adamlar vardı. Sanırım adamın sırtını vurduğum için mosmor etmiştim ama hala adamda tık yoktu. Adamlarından biri bir arabanın kapısını açtı ve adam beni sırtından koltuğa attı.

Koltukların üstüne düşer düşmez toparlanıp kapının kapanmasına engel olacaktım ki adam çoktan kapıyı kapatmıştı. Açmaya çalıştığımda ise lanet olsun ki açılmıyordu. Arabanın içinden adama baktığımda sürücü koltuğunun bulunduğu kapının önüne gelerek elindeki kumandayı kapının kulpüne dokundurup kapıyı açtı ve binip hızlıca evin önünden uzaklaştı.

Derin DuygularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin