23

7.3K 214 32
                                    

İYİ OKUMALAR...

Ertuğrul merdivenleri çıkıp kapıyı açtı ve odadan çıkıp arkasını döndü. Bana el işaretiyle, ''Gel.'' dedi. Ben de kafamı olumlu anlamda sallayıp merdivenleri çıkmaya başladım. Ardından kapıdan çıkıp ayağı kalktım. Ertuğrul önde, ben arkada olmak üzere evden çıktık. Arabaya doğru yönelirken bileğimdeki sargıya baktım. Elimi sargıya atıp sargıyı açtım ve yuvarlayıp kenardaki çöp kutusuna fırlattım. Daha sonra arabaya binip oradan uzaklaştık.

Büyük bir deponun önüne geldiğimizde Ertuğrul durdu.

''Burası neresi?''

''Bizi tarayanların mezarlığı olacak birazdan.''

''Buradalar mı şu an?''

''Evet,'' bana döndü ve parmak uçlarını birleştirip bana doğru tuttu, ''Bak Derin, bu sefer arabadan çıkmıyorsun, tamam mı? Hatta koltuğunu yatır, uzanarak bekle beni. Arabada olduğunu fark etmesinler.''

''A-Ama-''

''İtiraz yok Derin.''

''Ya, ama ben de görmek istiyorum.''

''Neyi, adamları mı?''

''Hayır. Onlara yapacağın işkenceyi.''

''Hmm, ne yapacakmışım ben onlara?''

''Ne bileyim, yaparsın bir şeyler.''

Boş boş bana baktı.

''Aman be Ertuğrul, tamam, gelmem.'' deyip ellerimi göğüs hizzamda bağladım ve dudağımı büzdüm. İşaret parmağıyla dudağıma hızlıca çizgi çeker gibi dokundu ve ''Büzme o dudaklarını. Tamam, gel. Ama benden habersiz adım atmayacaksın. Bak Derin, sen hafife alıyorsun ama çok ciddi bir durum. Dikkatli olmalıyız.'' diye uyardı.

''Tamam.'' diyerek onayladım Ertuğrul' u.

Arabadan inip deponun girişine doğru ilerledik. Ertuğrul kapıdaki adamlara selam verdi ve içeriye girdik. İçeride takım elbiseli bir adam sandalyeye bağlı bir şekilde uyuyor, başında da bir düzine adam bekliyordu.

Ertuğrul adama yaklaştı, önünde kollarını sıyırarak kafasını adama doğru bir kere uzatıp, ''Ayıltın şunu.'' dedi. Ertuğrul' un bir düzine adamından biri, ''Tamam abi.'' dedi ve kenarda duran masanın yanındaki kovayı alıp sandalyeye bağlı olan adamın üzerine boşalttı. Adam sanki suyun altında uzun süre nefesini tutup bir anda yüzeye çıkmış gibi bir nefes verip kafasını sallayıp silkelendi.

Ertuğrul, ''Selamun aleyküm Tankut kar- ah, hayır. Kardeşlik kalmadı. Ama bundan emin olabilirsin ki, ömrünün kalan 1 saatinde sana çok güzel hasımlık yapacağım, hakkını vereceğim yani, rahat ol.'' deyip masanın yanına yaklaştı.

Masadan aldığı neşter ile adamın yanına yöneldi ve neşteri adamın kıyafetlerinde hafifçe gezdirdi. Buna rağmen kıyafetleri kesilen adam, korku dolu gözlerle Ertuğrul' un eline, yaptığı her hamleyi takip ederek bakıyordu. Ertuğrul, adamın dizine indiğinde pantolonunu kesti ve tam diz kapağının üzerine inecekken neşteri adamın bacağına sapladı. Adam, çığlıklar eşliğinde feryat ederken Ertuğrul' un bunu bir eli cebinde yapacak kadar rahat olması tüyler ürperticiydi. Ertuğrul elini neşterden çekmemiş, bir süre sonra neşteri adamın bacağında döndürmeye çalışmıştı. Adamın kalın ve boğuk çığlıkları tüm depoyu sarmıştı. Yüzümü ekşitip Ertuğrul' a bakmaya devam ettim.

''Bu az, bu yetmez.'' diyerek geri çekildi Ertuğrul. Sağ elini kaldırıp üstüne baktı, diğer eliyle sağ elinin üstünü silkeleyip hiç beklemediğim bir anda yumruğu, aniden adamın yüzüne geçirdi. Adamın sandalyesi tam yeri boylayacakken Ertuğrul' un adamları tuttu ve sandalyeyi düzeltti.

Derin DuygularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin