Derin Duygular: Kısa Hikaye

1.4K 46 5
                                    

BİLGİLENDİRME: Şuan, okulumda katıldığım bir hikaye yarışmasında ödül aldığım kısa hikayeyi okumak üzeresiniz. Hikayenin konusu, Derin Duygular kitabımın baş karakteri Derin Yılmaz'ın ailesi Derin'in okul okumasına izin verseydi ve Derin, hayali olan mimarlık fakültesi bitirseydi ne olurdu, Ertuğrul ile olan hikayesi nasıl bir boyut kazanırdı, bunu göreceksiniz. Bu hikayenin devamı yoktur, bir sonraki bölüm 53. bölüm, yani kitabın devamı olacaktır.

💎

Hayatın yorgunluğu bir yük gibi omuzlarımızda varlığını sürdürür. Biz ise yaşamımız boyunca o yükü sırtlanıp, her ne olursa olsun taşımak zorundayız. yorulmak mı? Asla. Gıkın bile çıkmayacak ve sen o yükü hep taşıyacaksın. gerek güçlü, gerek güçsüz, ne olursan ol, bu kimsenin umurunda değil. Sırtındaki yük ona bakmayacak. Sen kendine bakacaksın ve her şeye rağmen histerikçe gülümseyeceksin. Yeri gelecek ağlayacaksın, ama o gülümsemeyi suratından hiçbir zaman silmeyeceksin. Hem, belki o gülümsemenin hakkını verecek bir insan çıkar karşına, kim bilir?

John Legend - All of Me

Raf (ft. Jabbar) Deeperise

Özcan Deniz - Derin Duygular

Keyifli Okumalar Dilerim...

Elimdeki anahtarlığı vestiyerin üzerine fırlatıp içeri girdim. Kabanımı çıkarıp antrede askıya astıktan sonra buz tutmuş ellerimi birbirine kenetleyerek odama geçtim ve üzerimi değiştirmeye koyuldum. Yorgun ve bir o kadar uykusuzdum. Kıyafetlerimi değiştirdikten sonra banyoya yönelerek soğuk ellerimi ılık suyla buluşturdum. Ardından mutfağa geçip kazınan midemi doyurmak üzere buzdolabını açıp içinden atıştırmalık birkaç şey çıkardım ve yemeye koyuldum.

Bugün de iş bulamamıştım. Çocukluk hayalim olan mimarlık fakültesini 4 senenin sonunda nihayet bitirebilmiştim fakat henüz hiçbir şirketle anlaşamamıştım. Bu nedenle bunalıma girmiş, berbat bir dönemden geçiyordum.

Nihayet karnımı doyurabildiğimde artıklarımı toplayıp odama geçtim. Çalışma masasına asılı tahtaya raptiye yardımıyla tutturulmuş kare not kağıdının üzerinde yazan onlarca şirketten birkaçına daha çizik atmıştım kalemliğimden çıkardığım kırmızı kalemimle. Umudumu yitirmek üzereydim. Kalan son mimar açığı olan şirketin telefon numarasını kendi telefonumda tuşlayarak kulağıma götürdüm ve açılmasını bekledim.

"Alo? Buyurun, Özdemir İnşaat."

"Alo, iyi günler. Ben mimarlık görüşmesi için aramıştım."

Yaklaşık on dakikanın ardından nihayet ertesi gün öğleden sonraya randevu alabildiğimde telefonu kapatıp yüzüstü masanın üzerine koydum ve gözlerimi kapatarak sesli bir şekilde nefes verdim.

Bu şirket benim son umudumdu. O kapıdan içeriye girdiğimde ya bir iş kadını olarak dışarı çıkacaktım, ya da hayalleri toprağa gömülmüş üniversite mezunu genç bir kız olarak başarılı geleceğime veda edecektim.

Biraz olsun stresimi ve günün yorgunluğunu atabilmek amacıyla not defterime, daha önce izlemediğim fakat izlemem gerektiğini düşündüğüm filmleri yazdığım sayfayı açtım. Sayfada yazan isimlerden rastgele birisini seçtim ve mutfağa yöneldim. Dolaplardan birini açtım, biraz cips alıp cips kovasına döktüm. Ardından buzdolabından soğuk kola şişesini alıp televizyon odasına geçtim ve filmi açıp izlemeye koyuldum.

Derin DuygularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin