26. BÖLÜM 🌼

2.7K 190 88
                                    

Evlilik; 2 kişilik bir yolculuktur. Denge ister. Emek ister. Paylaşmak ister. Yollar hep düz olmaz. Virajlarda dikkat, yokuşlarda kuvvet, inişlerde sabır ister...

🌼🌼🌼🌼🌼

YAZAR'IN AĞZINDAN

Aşk nedir ki?

Aslında bu üç kelimenin içinde bir çok anlam vardı. Sadece okunduğu gibi değildi.

Aşk...
Başı intikam hırsıyla başlamış, ama sonra birbirlerine deli gibi sevmiş, büyük bir aşk.
Acı...
Ne olduğu belli olmayan, sadece sevdiği için çekilen büyük bir acı.
Kalp kırıklığı...
Sevdiğine yapıldığı ve parçaları oraya buraya saçıldığı pişmanlıklarla dolu bir kalp kırıklığı.
Hayal kırıklığı...
Önce onunla güzel şeyleri hayal ettirip, daha sonra yerini büyük bir hayal kırıklığına bırakabilen bir aşk...
Güven...
Güvenilir sandığın kişi tarafından oluşan hayal kırıklıkları. Yalan ya da gerçek. Ama doğru bu.

Sadece 3 harf, tek hece olan bu sıradan kelimenin içinde bir çok duygu barınan güçlü bir his, bağlanma noktası...

Bazen bir uçurumun kenarında gibi hissedersiniz. Metrelerce yüksekten yere çakılmanıza ramak kalmış gibi. Sizi hayata bağlayan hiç bir şey kalmamış gibi. Fakat işin aslı böyle değildir. İçinizde bir yerde, her ne olmuş olursa olsun, ne kadar büyük darbeler almış olursanız olun, bir yaşama arzusu vardır. Bir umut kırıntısı... Mutlaka vardır! Ya sonra ki günler güneşliyse?

Tıpkı bugün ki gibi...

Çok acı çekmişti onlar. Çok yara almışlardı. Kalpleri çok kırılmıştı. Hayal kırıklıkları çok fazla olmuştu. Ama yine de, sonunda tekrar bir araya gelebilmişlerdi. Yaşadıkları o kadar acılara rağmen tekrar kavuşmuşlardı.

Ve bu kavuşma da, aşkları sayesinde olmuştu. Belki bir ara bedenleri birbirinden ayrılmıştı. Ama kalpleri daima birlikte kalmıştı. Birbirlerini sevmekten, birbirlerine değer vermekten ve birbirlerine saygı göstermekten asla vazgeçmedi onlar. Yaşadıkları her şeye rağmen yine de birbirlerine güvenmeye devam ettiler.. Çünkü kalpleri birdi.

İkisini ayırmak isteyen çok olmuştu. Ama başarılı olan olmamıştı. Çünkü onların düğünlerine saatler kalmıştı artık. Ve hazırlıklar da tüm hızıyla devam ediyordu.

"İkramlar, içecekler falan hazır mı?" diye telaşla sordu Dilek.

"Hazır, sen merak etme halacım."

Bu cevap veren de, yeğeni Barış'tan başkası değildi elbette. Çünkü atıştırmalıklar, ikramlar ve içecekler ondaydı. Hazırlığın o kısmını genç adam üstlenmişti. Herkesin bir görev üstlendiği gibi...

"Peki diğer hazırlıklar ne alemde?" diye sordu Lalin Hanım'da.

Pırıl, "Her şey hazır, telaş edilecek bir durum yok anne. Siz merak etmeyin. Biz hallettik." diye konuştu.

Elbette her şeyi halletmişlerdi. Herkes canla başla hazırlıklara çalışıyorlardı. Yiğit Bey ve Hasan'da öyle. Oğlu ve kızı evleniyordu ne de olsa. İki yakın dost da dünür olacaktı saatler sonra. Çok yakın akraba olacaklardı. Zaten Alina ve Asrın evlendiğinde çoktan dünür olmamışlar mıydı?

Peki o hazırlıklar nerede mi yapılıyordu?

Çiftlik evinde...

Çünkü düğün orada olacaktı. Armina'nın evlilik teklifini aldığı yerde.

ArYa (AŞK) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin