17. BÖLÜM 💐

3.7K 232 81
                                    

Hiçbir insan kırılmadan, dökülmeden, ağlamadan göçmez bu dünyadan. Aynı hiçbir ahın yerde kalmayacağı gibi.

💐💐💐💐💐

YAZAR'IN AĞZINDAN

Genç adam kapı ziline bastığında, aradan fazla bir zaman geçmemişti ki Pırıl açarak, "hoşgeldin." dedi.
Gülümsemesi bulaşıcıydı sanki. Oktay'ın da dudağı yana doğru kıvrılırken, "hoşbuldum." diyerek karşılık verdi ve ikisi de salona geçtiler. O sırada genç adam Pırıl'a baktı sorgularcasına.

"Odasında."

Elbette neden geldiğini biliyordu. Oktay aldığı bu cevap karşısında başını salonda oturan Lalin Hanım ve Dilek Hanım'a çevirerek onlara hafif baş selamı verdi. Planı biliyorlar ve ona güveniyorlardı. Dilek'in de evde canı sıkılmış, arkadaşı Lalin'le sohbet etmeye gelmişti bir kaç saat önce. Gerçi onlar arkadaştan ziyade artık dünürdü.

Oktay son kez onlara, ardından Pırıl'a gülümseyerek merdivenlerden yukarı çıkmaya başladı. Bakışları da elinde ki dosyadaydı.

O sırada Lalin Hanım merakla sormadan yapamadı.

"Yapabilecek mi sizce?"

Sorusunu ilk cevaplayan Pırıl oldu.

"Yapacak, ben inanıyorum." aynı zamanda da genç adamın arkasından doğru hülyalı hülyalı bakıyordu. Annesi Lalin onun bu haline anlam veremeyen bir şekilde bakarken, Dilek Hanım dikkatleri üzerine topladı.

"Bence de yapacak gibi duruyor. Hem, kuzen onlar. Her halükarda yapabilir." derin bir nefes alarak tekrar sesini duydular. "Ben sadece Oktay'ın neden bize yardım ettiğini anlayamıyorum. Ne de olsa Ezgi'nin kuzeni o."

Lalin Hanım'da bu sorunun cevabını düşünmeye başlarken, Pırıl gülümseyerek, "işte o da kuzeninin ne mal olduğunu biliyor da yardım ediyor." diye cevapladı. Fakat pekala kendisi neden yardım ettiğini biliyordu. Farkındaydı. En azından tahmin ediyordu ve yanılmadığını da bilmek istiyordu.

Aynı dakikalarda Oktay, Ezgi'nin odasının önüne geldi ve kapıyı hafifçe tıklattı. Ardından da hiç beklemeden açmasıyla, kızın gözleri kapıda ki kişiye dönerken O'nu gördüğüne epey şaşırmıştı.

"Oktay, hoşgeldin." dedi gülümseyerek. Fakat şaşkınlığı sesine de bariz yansımıştı. "Açıkçası seni burada gördüğüme şaşırdım."

Gülümsemeye çalışarak, "neden?" diye sordu genç adam.

"Bana kızgın olduğunu sanıyordum."

"Hâlâ kızgınım." dedi cevaplarcasına. Bununla ilgili yalan söylemenin bir anlamı yoktu sonuçta. Ezgi kaşlarını yukarı doğru kaldırdığı sırada tekrar konuştu. "Buraya amcam çok ısrar ettiği için geldim." dedikten sonra elinde ki dosyayı ona göstererek devam etti. "Biliyorsun, amcam yaşlandı artık. O yüzden şimdiden varlıklarını, hisselerini.. Yani kısacası mirasını bizimle paylaştırmak istiyor."

Dosyayı kızın önüne koydu ve cebinden mavi bir kalem de çıkarıp ona uzattı. "Ben kendi imzalamam gereken yerleri imzaladım. Senin imzalaman için de beni gönderdi yanına." çok normal konuşuyordu. Hiç bir şüpheye yer bırakmadan... Fakat yine de Ezgi ona gözlerini kısarak bakmasına engel olamadı. Sürekli Armina ve Yalım'ı, Pırıl'ı destekleyen şeyler söylediği için nedensizce içine bir şüphe düşmüştü. Oysaki kuzeniydi onun. Şüphe olmaması gerekiyordu.

"Babam bana bundan bahsetmemişti."

Oktay gözlerini devirdi.

"Eğer telefonun açık olsaydı, haberin olurdu."

ArYa (AŞK) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin