18. BÖLÜM ☘️ (PART 2)

3.2K 226 97
                                    

MEDYA : Güneş

😍😍😍

Tırtılın, "yolun sonu" dediğine, Allah, "kelebek" demiş. Hiç birimiz bizi bekleyen güzellikleri bilemeyiz.

☘️☘️☘️☘️☘️

Diğerleri hastaneye giderlerken, biz de Salih'in evine doğru yola koyulmuştuk. Arabayı Yalım kullanıyordu.

Az önce hissetmiş gibi Kadir'de aramış, nereye gittiğimizi sormuştu. Bende Oktay'ın beni aradığını ve söylediklerini anlattığımda o da gelmek istemiş, ama ben ısrarla gerek olmadığını söylemiştim. Çünkü Güneş ablam da iyi görünmüyordu ve O'na ihtiyacı vardı. Deniz'in de yanında biz vardık zaten. Abisini aratmazdık.

Araba durduğunda camdan dışarıya baktım. Salih Çakır'ın evine gelmiştik sonunda. Yalım'ın sesiyle birlikte ona döndük. "Hemen bir plan yapmamız lazım..-" daha devamını getiremeden Barış abimin de, "boşver planı falan, dalalım işte içeri." diyerek arabadan inmesi bir oldu. Gözlerimizi devirerek arkasından biz de indik. Bu haldeyken sağlıklı düşünemiyordu.

Yüz ifadesine baktığımda kaşları hâlâ çatıktı. Dudakları da düz bir çizgi halini almıştı. Bir şey söylemek için ağzımı araladığımda, uzaktan bu tarafa doğru gelen Oktay'ı farketmemle birlikte geri kapattım.

Tam karşımızda durdu ve üçümüzde göz gezdirdi acele bir şekilde.

"Hadi, gidelim hemen. Fazla vaktimiz kalmadı."

Eve doğru ilerlemeye başladık. Ama bir tane bile koruma yoktu.

Normalde olması gerekmez miydi?

Gerekirdi.

Oktay düşüncelerimi okumuş gibi;

"Ben dışarıda ki adamları hallettim." dedi. O'nun da bize neden yardım ettiğini hâlâ anlayamıyordum. Ya da anlamak istemiyordum. Başından beri çok yardım ediyordu. Ezgi ve Yalım'ın boşanmalarında en büyük etken Oktay'dı mesela. Üstelik karşısında durduğu kişi de amcasıydı. Ezgi'de kuzeniydi.

Üniversite yıllarını düşünüyorum da, ikisi çok iyi anlaşırlardı. Hatta Ezgi ne derse yapıyordu. İyi veya kötü hiç fark etmiyordu. Bana ve Pırıl'a bile yapmadığı kalmamıştı. İlk zamanlar... Sonraları iyice değişmeye başlamıştı.

Pırıl'la bir ilgisi var mıydı acaba?

Bunu daha sonra düşünmek üzere savurdum hemen beynimin içinden. Nasılsa yakında çıkardı kokusu öyle değil mi..?

Villanın önünde durduğumuzda Barış abim sabırsız bir şekilde konuştu.

"Hadi Oktay. Benim Deniz'imin başı dertte orada. Ne diye durdun şimdi!" kaşlarını da çatmıştı.

"Size bilgi vermem gerekiyor önce. Hazırlıksız girerseniz eğer, kendinizle beraber Deniz'in başını da yakarsınız. Zate yeterince başı belada şu an." göz devirmişti aynı zamanda da. Sonunda biri aydınlatmıştı Barış abimi. Kendisi o kadar çok öfkeli ki, bir ara hiçbir şeyi düşünmeyip içeri dalacak diye korkmadım değildi yani..

Derin bir nefes aldıktan sonra konuşmaya başlayan Oktay'a verdik dikkatimizi.

"Ben evin ön ve arkasında ki bütün adamları hallettim siz gelmeden önce. Bir şey anlamadılar merak etmeyin. Evin içinde ki adamlar da şu an Deniz'i işkence odasına götürmek için hazırlandılar."

ArYa (AŞK) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin