Dünyanın en güzel duygusudur, sevdiğini yüreğinde taşımak.
🏵️🏵️🏵️🏵️🏵️
PIRIL'IN AĞZINDAN
En vazgeçilmez sandıklarımdan vazgeçtim...
En güvendiğim kişilerin güvenilmez olduğunu gördüm...
Donuk suratlar, kötü kalpler gördüm...
Bitmez sandığım sevgilerin tükenişini, emek verdiğim sevdaların düşüncesizce savruluşunu gördüm... Ve ben bu hayatı yavaş yavaş öğrendim. Hayat meğer en iyi öğretmenmiş, yaşayarak daha iyi anladım.
Oğuz...
Benim keşkelerimde yer alan tek kişiydi. 'Keşke tanımasaydım, keşke güvenmeseydim, keşke hayatıma almasaydım...' dediğim tek kişi. Başta onu öyle seviyordum ki, asla vazgeçemeyeceğimi düşünüyordum. Ama öyle olmadı. Vazgeçtim... Hem de çok kolay vazgeçtim ve bir daha ne adı anıldı kalbimde, ne de kendisi. Hatta isminin ağızlara alınmasına bile izin vermedim.
Ona güvenmiştim. Salak gibi güvenmiştim. Peki elime ne geçmişti? Koca bir güvensizlik... Hayal kırıklığı... Ne kadar güvenilmez olduğunu anlamıştım sonradan. Geç olsa da.. Donuk suratları, kötü kalpleri saymıyorum bile. Ezgi mesela... Arkadaş bellemiştim onu, ama sırtımdan vuran kişi olmuştu. İşte bu hayatta değil arkadaş, kardeş bildiklerimiz bize en büyük yanlışı yapabiliyordu. Armina'yı katmıyordum bu kişilerin arasına. Çünkü o asla öyle biri değildi. O önce arkadaşım olmuştu, sonra yavaş yavaş kardeş görevini üstlenmişti. Ve şimdi de, canım yengemdi. Hâlâ bağlıydık birbirimize.
Peki ya Oktay...
O'ndan sonra kimseyi sevemem sanmıştım, daha da kimseye güvenemem.. Ama hiçte öyle olmamıştı. Ben onu Oğuz'u sevdiğimden daha çok seviyordum. Ona güvendiğimden kat be kat daha fazla güveniyordum ve şimdiye kadar hiç güvenimi boşa çıkarmamıştı. O benim için en doğru kişiydi. Ben bunu yıllar öncesinde anlamıştım zaten. Şimdi ise... Güzeller güzeli bir kızımız vardı. Işıl'ımız. 4 yaşındaydı.
"Size zahmet olmaz dimi?"
Oktay'ın kibar sesiyle birlikte düşüncelerim uçup gitti. Anneme bakıyordu gülümseyerek.
"Olur mu hiç oğlum. Hem Arya'da gelecek bugün. Biliyorsunuz, ikisi çok iyi anlaşıyor. Anneleri gibi." diyerek bana baktı annem, hafifçe tebessüm ederek. Doğruydu. Biz Armina'yla nasılsak, kızlarımızda o kadar iyiydi birbirlerine karşı. Bende gülümsemeden yapamadım.
"Tamam o halde Lalin anne." dedi çok sevgili kocam. Ve devam etti. "Biz akşam gelip alırız Işıl'ı."
Küçük kızımızı buraya bırakmaya karar vermiştik. Çünkü bizim bugün evlilik yıl dönümümüzdü ve kocamın da bana bir sürprizi varmış. Benim meraktan çatladığım sürprizi... Ne kadar öğrenmeye çalışırsam çalışayım, Nuh demiş Peygamber dememiş, bir türlü söylememişti. Ağzından kerpetenle bile alamamıştım sürprizin ne olduğunu.
"Hiç sorun değil."
Annemin sesiyle birlikte kocamdan bakışlarımı zorlukla çekip direkt sahibine yönelttim. "Siz keyfinize bakın. Bende azıcık güzel torunlarımla vakit geçireyim." diye neşeyle ekledi.
Biz de gülümsediğimizde kızımızın yanına giderek bir yanağına Oktay, diğer yanağına da ben öpücüğümü kondurdum. Ardından da el ele malikaneden çıkarak arabaya bindik.
"Nereye gidiyoruz şimdi?" başımı yan çevirerek heyecanla sordum. Hafifçe sırıtarak, "sürpriz." dedi ve göz kırptı.
İlk yıldönümümüzde bana çok güzel bir evlilik teklifi yapmıştı. Çünkü biz görücü usulü evlenmiştik. Evet aşıktık, seviyorduk birbirimizi ama o, Armina'nın anne ve babasıyla birlikte beni istemeye gelmişlerdi. O da acele olmuştu. Bizim ilişkimizi ani bir şekilde öğrenen babam öyle uygun görmüştü. Bu yüzden de Oktay teklif falan yapamamıştı. Ama ilk evlilik yıldönümümüzde yapmak gelmişti aklına. Benim için her şeyin en iyisini düşündüğü için... Benim aklımda, heveslerimde kalmasın diye... Kızımız büyüdüğünde ve sorduğunda, ona anlatacak bir hikayemiz olsun diye... O gün, öyle güzeldi ki.
![](https://img.wattpad.com/cover/244109547-288-k279189.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ArYa (AŞK)
General FictionArYa (Ezik Kızın Değişimi) adlı hikaynin 2. Kitabıdır. Ve devamı niteliğindedir. Önce ilk kitabın okunulması önerilir. ********** Kalbime bir hançer gibi saplanan gerçeklerin baş kaldırdığı yerden bakıyorum şimdi hayata. Bu boşvermişlik hissi benim...