21. BÖLÜM 🌱 (PART 1)

3.1K 225 61
                                    

Görmeyince tükenseydi sevgiler, insan varlığı boyunca görmediği Rabbine böylesi muhabbet duyar mıydı.

🌱🌱🌱🌱🌱

Sabah uyandığımda üzerimi giyindikten sonra hemen bir şeyler atıştırmış, ardından da vakit kaybetmeden evden çıktığımda karşımda Yalım'ı görmeyi gerçekten beklememiştim. Çünkü bana geleceğini haber vermemişti.

Hastaneye birlikte gideceğimizi söylemiş, beni zorla elimden tutarak arabasına bindirmişti. Bütün camia onun Ezgi'yle evlendiğini biliyordu. Zamanında bunu o paçoz duyurmuştu herkese. Aklıma gelince yine öfkelenmeme engel olamıyordum.

Şimdi de araba durmuş ve hâlâ biz içinde oturuyorduk. Daha saate vardı ama yine de bir an önce arabadan inmemiz gerekiyordu. Benim odamda hastalarımla ilgili açmam gereken dosyalarım vardı. Yalım'da başhekimdi sonuçta ve onun da kendi odasında işleri vardır illa ki.

"Hadi birtanem, inmemiz gerekiyor artık."

Sevdiğim adamın o yatıştırıcı sesini duymamla birlikte başımı ona çevirdim yavaşça.

"Evet, biliyorum ama ya magazinciler etrafı sardılarsa."

Yüzünde ki şefkatli gülümsemesiyle birlikte yumuşakça tuttu elimden.

"Olsun birtanem. Bu akşam ki düğünde de olacaklardır büyük ihtimal. O yüzden şimdi inmeliyiz."

Başımı aşağı yukarı sallayarak onayladım. Ve böylelikle de arabadan aynı anda indik. Hemen Yalım elimden tuttu ve gözlerimin içine bakmaya başladı.

"Merak etme, ben yanındayım."

Parmaklarımı eline kenetlediğim sırada bende gülümsemiştim. Hastaneye doğru başımız dik yürümeye başladık. Zaten biz hep böyle değil miydik? Öyleydik...

Hastanenin giriş kapısına yaklaşmıştık ki, tam o anda bütün magazinciler, gazeteciler etrafımızı sarmıştı bile. Abartıyla göz devirdim.

Bunlar neden bu kadar meraklıydı?

Neden bizimle ilgili güzel haber çıkartmakla uğraşıyorlardı?

İşte herkes tarafından tanınmanın, zengin olmanın, ünlü olmanın dezavantajlarıydı bunlar.

Ve ben bu durumdan fazlasıyla nefret ediyordum. Hiç sevmiyordum ya. Şimdi iki saat şunlara laf anlatmak için uğraşacağız. İşlerim var benim. İyileşmeyi bekleyen hastalarım var. Bunlarla uğraşmak zorunda mıyım? Şeytan diyor; 'her birini de al işkence odasına!' Ama uymamalıyım dimi?

Şeytana uymamalıyım..!

Her kafadan farklı farklı sorular geliyordu. Artık başım ağrımaya başlamıştı. Yalım'ın elini bile sıktığımın, o bana bakınca farkına vardım. Hemen gevşettim elimi.

Yalım benim halimi görünce kaşlarını çatarak onlara döndü ve o sert sesini duyurabilirdi.

"Yeter artık, susun!"

Herkes sonunda sus pus olurken devam etti. "Sadece üç tane sorunuzu cevaplayacağız. Dördüncüsü gelmeyecek, şimdiden söyleyeyim!"

O'na minnettar bir şekilde baktım.

Hemen bir soru geldi.

"Yalım Bey, eşiniz Ezgi Hanım'a ne oldu?" diye sorarken, elinde ki mikrofonu da Yalım'a doğru tutmuştu.

Bu soruyla birlikte benim bedenim kasılırken, Yalım'ın da kaşları çatıldı. Ve öyle cevapladı.

"O benim hiçbir zaman gerçek eşim olmadı. Bazı zorunlu durumlar yüzünden öyle olması gerekti." sustuktan sonra ela gözlerini benimkilerle buluşturarak devam etti.

ArYa (AŞK) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin